Türkiye son bir aydır Karaman’daki en az 10 çocuğa yapılan cinsel istismar iğrençliğini konuşuyor. Yaklaşık 600 yıla yakın hapis istemiyle yargılanacak olan 54 yaşındaki sınıf öğretmeni Muharrem B. bugün ilk kez hakim karşısına çıkarılacak. Gerek iğrençliğin şiddeti, mağdur çocuk sayısının fazlalığı gerekse iddianamede adı geçen sivil toplum örgütlerinin ‘popülerliği’ Karaman davasını gündemin en üst sıralarına taşıdı. Ancak Türkiye’deki cinsel suçlar Karaman’la sınırlı değil. Ülkedeki cinsel saldırıların sayısı korkutucu düzeyde. Sadece mahkemelere yansıyan olayların sayısı binlerle ölçülüyor. Türkiye’nin neredeyse tüm adliyelerinde; tecavüz, cinsel istismar gibi suçların dosyaları deyim yerindeyse ‘yığılmış’ durumda. O dava dosyalarında zaman zaman toplumun vicdanını yaralayan hukuk skandallarına imza atılıyor. Birçok hakim ’sadece kravat taktı’ diye suçunu itiraf etmiş bir tecavüzcüye ‘iyi hal, saygın tutum indirimi’ tecavüz girişiminde bulunan bir ‘sapığa’ ‘erken boşaldı’ diye de ceza indirimine gidebiliyor. Bu gelişmelerden ise sadece o adliyedeki haberciler sayesinde haberdar oluyoruz.  İşte bu tarz davalardaki ‘hukuk garabetlerini’ haberleştirerek Türkiye’ye duyuran ve farkındalık yaratarak Adalet Bakanlığı’nı bile harekete geçiren cesur yürekli adiye muhabirlerinden sadece birisi… İsmi Felat Bozarslan. Doğan Haber Ajansı’nın Diyarbakır muhabiri. Meslektaşları tarafından ‘Adı sadece cinsel suçlar davasındaki haberleri için bile basın tarihi kitaplarına girmeli’ diye tanımlanan Bozarslan hep haber yapmak için gidip geldiği Diyarbakır Adliyesi’ne, şu sıralar yaptığı ve noktasına virgülüne doğru olan haberleri yüzünden kendini savunmak için gidip geliyor. Türkiye’nin gündemine soktuğu ‘saygın tutum indirimi’ haberleri için hakkında onlarca soruşturma açılmış durumda. Hem de trajikomik gerekçelerle…

İşte ‘zorunlu’ adliye mesaisinden zaman bulup konuşabildiğimiz Felat Bozarslan’ın kendi ağzından ‘savcı-mahkeme-gazete bürosu’ üçgenindeki son döneminin hikayesi…

Deniz AYAS/İSTANBUL

DHA’nın Diyarbakır bürosu muhabiri Felat Bozarslan yaşadıklarını Sözcü’ye anlattı.

Şu ana kadar hakkınızda kaç soruşturma açıldı?

Hakkımda peş peşe soruşturma açıldığı için 6′ya kadar takip ettim. Daha sonra takip etmeyi bıraktım. Nasıl olsa savcılık sık sık ifadeye çağırıyor veya bir yazı gönderiyor. Benim de bu şekilde haberim oluyor. Şu anda hakkımda açılmış bir dava var. Cinsel istismar sanığına saygın tutum indirimi haberi nedeniyle 4.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyorum. İlginçtir ki hakkımdaki iddianamenin kabul edildiği gün, bir cinsel istismar sanığına daha saygın tutum indirimi ile 6 ay hapis cezası verildiği ve bu cezanın ertelendiği haberini yaptım. Haber yaptığım için hakkımda istenen ceza, o gün haber yaptığım tecavüzcüye verilen cezanın tam 9 katıydı. Şaşırmıştım ama gerçek buydu. Hakkımda açılan soruşturma ve davalar genellikle çocuğa yönelik cinsel istismar olaylarında saygın tutum indirimine ilişkin yaptığım haberlerden dolayı açıldı. Halen de devam eden sayısını bilmediğim kadar soruşturmam var. Hesaplarımıza göre bu soruşturmaların hepsinden dava açılırsa toplamda 20 yıla kadar hapisle yargılanacağım.

FOTO:DHA – Ardı ardına çıkan ‘saygın tutum indirimi’ kararları gözleri Diyarbakır Adliyesi’ne çevirdi.

Nasıl yani ‘saygın tutum’ haberini yapmak yasak mı?

Bir cinsel istismar sanığına 2.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından duruşmadaki saygın tutumu nedeniyle ceza indirimi yapıldı. Bu dava 1.5 yıl açık yargılama usulü ile yapıldı. Ancak mahkeme karar verdiği duruşmada dosyaya yayın yasağı koymuş. Yayın yasağı da herhangi bir şekilde ilan edilmemiş, yani kimsenin haberi olmayan bir yasaktan söz ediyoruz. Mahkeme isteseydi bunu bize tebliğ edebilirdi. Ancak bunu yapmamışlar. Ben de bu yasaktan haberim olmadan haber kaynağımdan telefonla kararı öğrenerek saygın tutum indirimini haber yaptım. Haber Türkiye kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Hatta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı açıklama yapıp davaya sahip çıktı. Bakanlık avukatı Yargıtay’a verdiği temyiz dilekçesinde “Sanığa adeta ödül verilmiş” dedi. Haber infiale yol açıp mahkemenin kararları tartışılmaya başlayınca 2′nci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı hakkımda savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bu durumu ayrıntılı olarak savcıya anlattım. Ancak savcı karar metnini okumuşum ve bilerek yasağa uymamışım gibi iddianame hazırlamış ve hakkımda 4.5 yıl hapis cezası istemiş. Türkiye’deki tüm mahkemeler Türk milleti adına yargılama yapar. Millet adına yapılan yargılamada, millet adına verilen karar da alenidir, aleni olmak zorundadır. Bir çok Hakim ve Savcı millet adına verilen kararın milletten gizlenemeyeceği görüşünde hemfikirdir. Yani bu karara yayın yasağı konulamayacağı anlamına geliyor. Mahkemenin burada yargılamayı açık yapıp, karara yayın yasağı koyması da anlaşılır bir durum değil. Çünkü aynı mahkemenin 200 civarında cinsel istismar dosyası var ve bu dosyaların neredeyse yüzde 95′inde yayın yasağı yok.

Yaptığınız haberler Türkiye’nin gündemine oturdu. Adalet Bakanlığı bile yaptığınız haberlerin kamuoyu yaratması sonucu hareke geçti ve cinsel istismar-taciz davalarında iyi hal indiriminin kaldırılması gündemde…

Bu davanın ardından hakkımda peş peşe soruşturmalar açılmaya başlandı. Bir tanesinde yine Türkiye’de çok tartışılan ‘Cinsel istismar davasında erken boşalma indirimi’ haberindendi. Burada mahkeme kararı verilmiş dosyada adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiğimden dolayı suç duyurusunda bulunmuş. Ben gerçekten de bitmiş bir dosyada adil yargılamayı ne şekilde etkilediğimi bilmek istiyorum. Yargılama devam etseydi belki mantıklı olabilirdi. Ancak mahkeme karar vermiş ve dosya ile ilgili yapacağı başka bir işlem kalmamış. Karar verilen dosyayı haber yaptığım için adil yargılamayı etkilemişim. Bu soruşturmaların peş peşe gelmesi gerçekten çok tuhaf bir durum. Ancak açılan dava ve soruşturmaların tek bir tanesinde bile yalan haber yaptığım, yanlış haber yaptığım iddiası yok. Hepsi yayın yasağı ihlali, adil yargılamayı etkileme, hakaret vs suçlardan açılmış. Biz kurum olarak tarafsız ve objektif haber yapmayı ilke edinmiş bir ajansız. Haberlerimizin hiç birinde de bir satır bile yorum bulamazsınız. Yani ajansımızdan servis edilen haberler tamamiyle yorumsuzdur. Muhabir yorum yapsa bile haber 4 kez kontrolden geçtikten sonra servis ediliyor. Yani haberlerimizde hata olma şansı yok. Yaptığımız haberler Türkiye gündemine oturduğu ve kamuoyunda çok tartışıldığı için bu soruşturmaların açıldığını düşünüyorum.

Haberlerle ortaya çıkan bu mağduriyetlere  ‘devletin’ bakış açısı nasıl? Hiç sizi arayan bir ‘sorumlu’ oldu mu mesela?

Neredeyse her haberimizde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkilileri arayıp bu dosyaları soruyor. Kadın ve çocuklara yönelik suçlar ve bunlara ilişkin davalar Türkiye kamuoyunda gerçekten çok tartışılıyor. Toplum vicdanı bir tecavüzcüye veya kadın katiline iyi hal indirimi uygulanmasını kabullenemiyor. Bu noktada gerçekten vatandaşlardan çok olumlu tepkiler alıyorum. Gazeteciliği bir kenara bıraktığım gerçekten de küçücük bir çocuğa cinsel istismarda bulunan bir kişiye saygın tutum, iyi hal gibi indirimlerin yapılması beni de vicdanen rahatsız ediyor. Gerçekten de Türkiye’nin çocuk ve kadınlara yönelik suçlarla ilgili ciddi tedbirler alınacak yasal düzenlemelere ihtiyacı var.

Tablo gerçekten çok mu kötü?

Maalesef ki adliyelerde her gün onlarca bu davalardan görmek mümkün. Bu toplumun kanayan yarası. Toplum yargının da bu konuya hassasiyet göstermesi gerekiyor. Diğer taraftan biz yargının da bu konudaki şikayetlerini zaman zaman dile getirdik. Kürsü hakimleri de Yargıtay’ın işlerine çok karışmasından şikayet ediyor. Mesela Hakim TCK 62.maddede geçen iyi hal indirimini uygulamadığı için kararının Yargıtay’da bozulacağından kuşkulanıyor. Ancak karşısında tabii ki bir kamu vicdanı var. Dosya bozulur yeniden yargılanır ve hukuki bir sonuç alınır. Ancak kamu vicdanı her seferinde yaralanıyor. İnsanların bu kararları gördükten sonra yargıya güveni sarsılıyor. Sanırım yargı da kendine olan güvenin sarsıldığının farkında. Bunun için de zincirleme soruşturmalar bizim hakkımızda açılıyor. Hakkımda açılan soruşturmaların sayısını tutmaktan vazgeçtim. Kaç tane daha açılacak veya kaç tanenin daha hazırlığı yapılıyor bilmiyorum.

Diyarbakır adliyesinden çıkan hukuk skandallarını Türkiye’ye duyuran Bozarslan “Ben sadece görevim olan gazeteciliği yapıyorum” diyor.

Hakimler-savcılar baktıkları dosya ile ilgili haberleri ‘kişiselleştiriyorlar’ gibi?

Ben sadece görevim olan gazeteciliği yapıyorum. Gazetecilik eğer suçsa evet bu yaptıklarımın hepsinden ceza almalıyım. Ancak ben suç olmadığını düşünüyorum. Son olarak ağabeyi tarafından öldürülen 14 yaşındaki Evindar Öğüt’ün öldürüldükten 45 gün sonra duruşmaya zorla getirilmesine karar verildiğine ilişkin haberim üzerine bir soruşturma açıldı. Suç duyurusunu yapan Hakime hanım ‘Hakaret’ iddiasıyla hakkımda şikayetçi olmuş. Ancak haberimde hakime veya mahkemeye hakaret edildiğine ilişkin tek bir ifade yok. Hatta yaptığım haberlerin hiç birinde, hiç bir tarafa hakaret yoktur. Eğer gerçekten adil ve tarafsız bir yargılama ile yargılanırsam bunların hepsi ortaya çıkacaktır. Ancak ben öyle olacağını düşünmüyorum. Çünkü beni 4.5 yıl hapisle yargılayacak olan hakim, zaten daha önce öldürülen Evindar Öğüt’ün zorla mahkemeye getirilmesine karar veren hakim. Benim de hakkımda suç duyurusunda bulunan hakim. Ayrıca hakkımda açılan dava ve soruşturmalarda yalan haber yaptığım, yazdığım haberlerin içinde yalan veya yanlış bilgi olduğuna ilişkin tek bir iddia bulunmuyor. Sanırım bir gazeteci için en büyük gurur kaynağı bu olsa gerek. Çünkü bu şekilde beni şikayet edenlerin yaptığım haberlerin yalan olmasından değil, yaptığım haberlerden rahatsız olduklarından şikayet ettiklerini anlıyorum. Ben halen söylüyorum haberimde yalan yanlış bir bilgi varsa veya mahkemenin kararının dışında bir ekleme veya yorum varsa ben verilecek her cezaya razıyım. Ancak bunun adil bir yargılama ile tespitini istiyorum. Kısacık bir sürede bu kadar dava ve soruşturma açılması normal değil. Artık neredeyse her gün adliyeye gittiğimde hakkımda açılmış yeni bir soruşturmayı duyuyorum.

‘Mücadele’ sürecek mi?

Ben 20 yıldan bu yana gazetecilik yapıyorum. Tarafsız ve objektif olarak mesleğimi yapmaya devam edeceğim. Vicdanen son derece rahatım. Yaptığım haberlerin de her harfine kadar arkasındayım. Benim için önemli olan mesleğimi alnımın akıyla yapabilmek. Bugüne kadar tek bir haberim hakkında tekzip yayınlanmadı.

FOTO:DHA – Adalet Bakanı Bekir Bozdağ geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada “saygın tutum indirimine” isyan etmişti.

ADALET BAKANI BİLE İSYAN ETTİ

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da kamuoyunun vicdanını yaralayan ‘sayın tutum indirimi’ konusunda yeniden çalışma yaptıklarını duyurmuş “Adalet Bakanı olarak itiraf ediyorum; ‘boynunu büktü, kravatını taktı, iyi elbise giydi, tıraşını oldu, hakime saygılı davrandı’ diye 62. maddeyi uygulayan hakim, bu maddeyi ayaklarının altına alarak uygulamayı yapmıştır. Uygulayamaz böyle bir şeyi. Ama gerekirse kravat, tıraş, boynu bükme nedeniyle indirim yapılamayacağını yazmakta da bir beis yok” demişti.

Sözcü