Başvuruyu Tesadüfen Öğrendiler

memurlar.net'in haberine göre; Son yapılan değişikliğe göre Görevde yükselme ile ilgili yönetmelikte görevde yükselme eğitiminin iki yılda bir yapılacağı yazılıydı. Adaylar sürekli yönetmelik değişiklikleri nedeniyle fazladan bir yıl daha sınav açılmasını bekledi. Bakanlık Eğitim Dairesi Başkanlığı görevde yükselme eğitimine ilişkin ilanı yayınladı ancak bu defa personelin Başbakanlık Yönetmeliğine göre sıralaması yapılırken il içi diğer komisyona müracaat konusunda ilanda bir bilgi verilmedi. İlanda bu başvurunun bakanlık onayı ile yapılabileceği yazılıydı ancak hangi tarihte ve hangi komisyona yapılacağı gibi bilgiler bulunmuyordu. Bazı adaylar müracaat hakkını son anda ve tesadüfen öğrendiği bilgilerle yapmak zorunda kaldı.


Bakanlık Görevde Yükselmeye İlişkin Yönetmelikte Mesleği Teşvik Edici Değişiklikler Yapabilirdi

Başbakanlığın Görevde Yükselmeye ilişkin yönetmeliğinde aykırı olmamak şartıyla değişiklikler yapabileceğini bildirmektedir. Adalet Bakanlığı ise yönetmelikte değişiklik yapmadığından adayların eğitime alınma sıralaması neredeyse sadece personelin çalışma yılına dayalı hale gelmiştir. Yönetmeliğin meydana getirdiği bu sonuç halen yetkililerin dikkatini çekmemektedir. Zira Anayasamız eğitim hakkının eşit olduğunu vurgularken görevde yükselme eğitimi sadece uzun süre çalışmış memura verilir hale gelmiştir. Görevde yükselme eğitimine şartları taşıyan bütün adaylar katılmalıydı. Bütün adayların eğitime alınmasından sonra sınav, sonra da ülke genelindeki boş kadrolara tercihler alınıp ardından puan sıralamasına göre merkezi atama yapılmalıydı.


Yıllar Öncesinin Ders Notları Dağıtıldı

Görevde Yükselme Eğitimi sırasında ilk yayınlanan Uyap Dokümanında önce resimler çıkmadı, yeniden düzenlenerek ikinci kez yayınlandı. Bu defa Ceza Muhakemesi ile ilgili dokümanın yanlış olduğu bilgisi geldi ve bu dokuman da yenilendi. Bu arada bazı (Hukuk Muhakemesi vs.) dokümanlardaki yanlışlıklar ise düzeltilmeden eğitime devam edildi. Dağıtılan eğitim dokümanlarında Sulh Hukuk Mahkemesinin görevleri, Resmi Kurumların temyiz süresi gibi konularda ciddi yanlışlıklar bulunmasına rağmen hiçbir işlem yapılmadı.

Görevde Yükselme Sınavına Gireceksen İzin Yasak

Yine başbakanlığın görevde yükselme yönetmeliğine dayalı olarak memurlara dayatılan izin yasağı ise tam bir eğitim faciasıydı.

Bilindiği gibi görevde yükselme eğitimine başvuran adayların sınav tarihine kadar izne ayrılmaları yasaktır. Başbakanlığın yönetmeliğine bağlı olarak yapılan bu uygulamada işlerin aksamaması bahane edilmekteyse de gerçekte devletin ve vatandaşın işlerinin aksamasından ziyade amir kesimin işlerinin aksamaması hedeflenmektedir. Konuyla ilgili Memursen’in açtığı dava İdare Mahkemesinde kabul edilmiş, karşı tarafın Danıştay’a yaptığı itiraz sürecinde ise tekrar uygulanmaya konulmuştur.

Bir ferdin hem eğitime alınıp, hem ders çalışması istenip hem de yıllık izinden mahrum bırakılmasının takdirini kamuoyuna bırakıyoruz.


“Hepiniz Müdür Olursanız Duruşmayı Kiminle Yapacağız!”

Ağır sorumluluk ve iş yükü altında çalışan Zabıt Kâtipleri ise yasak nedeniyle izne ayrılamamış, kimi yerde formaliteye dönmüş olan kurum eğitimleri yetersiz kalmakla bazı amirlerin memurlarına iyi niyetleriyle ders çalışmaları için fırsat tanımaları ise daha farklı haksızlıklara neden olmuştur. “Hepiniz müdür olursanız biz duruşmayı kiminle yapacağız” diyen kimi amirler ise memurlar için hem ekonomik, hem de kariyer basamaklarına tırmanırlarken moral ve motivelerinin alt üst olmasına neden olmuşlardır.


Personel Açıkça Eşitlik İlkesine Aykırı Muameleye Tabi Tutulmaktadır

Görevde yükselme eğitimine başvurmak isteyen taşra personeli SADECE BAĞLI OLDUĞU İLDE başvuru yapabilmektedir. Başbakanlığın Görevde Yükselmeye ilişkin yönetmeliğinden kaynaklanan bu durumun mesleki eğilimlerle telafisi yoluna gidilmesi beklenirken, Adalet Bakanlığı bu durumu daha da büyük yanlışlıklara sebep olacak biçimde geliştirmiştir. Zira şu an taşra çalışanı sadece bağlı olduğu ildeki kadroya başvuruda bulunabilirken Bakanlıkta ve HSYK’da çalışan personel her istediği yerden başvurabilmektedir.


Bakanlık ve HSYK Personeline Kıyak

Yıllarca emek vermiş, elemeye ve sıralamaya tabi tutulmuş olmasına ve bulunduğu il sıralamasında birinci ikinci sırada olmasına rağmen 92 puanla açıkta kalan Taşra Personeline karşın Bakanlıkta ve HSYK’da görevli personel istediği ilden başvuru yapabildiği için 70 puan alsa dahi Yazı İşleri Müdürlüğü kadrosuna atanmaktadır.


Yanlış Sorularla Atama Yapılıyor

Birçok kurum görevde yükselme sınavını Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüne yaptırmaktadır. Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı da görevde yükselme sınavını anılan kuruma yaptırdı. Soruların bir kısmı ilgili kurum tarafından, diğer kısmı ise Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlandı. Sınav kuralları gereğince soruların % 5’inden fazlası yanlış olursa sınav iptal oluyordu. 80 soru ile sınava giren Adalet Çalışanlarının itiraz ettiği 6 sorudan 4’ü iptal edildi. İptal işlemine ilişkin yayınlanan duyuruda itiraz edilen diğer iki soruyla ilgili açıklama yapılmadı. Bu da personel tarafından yanlış soruların iptali işlemi sırasında, sınavın iptal edilmesine sebebiyet vermeyecek miktarda sayıya bağlı kalındığı şeklinde yorumlanmıştır. Yanlış olduğu iddia edilen soruların sorulardan Adalet Bakanlığınca hazırlananlar arasından çıkması ise yine görevde yükselme eğitimine katılanlar arasında adalet bakanlığının sınava gereken özeni göstermediği yönünde yorumlanmıştır. Sorularla ilgili dava yoluna başvuruda bulunulduğu da söylentiler arasında ancak yukarıdan beri sayılan yanlışlıkların dava yoluyla çözümlenmesinin hayal olduğu gibi bu da hayal olarak önümüzde durmaktadır.


Sınavda Adaylar Tuvalette Birbirlerine Cevapları Sormuşlar

Adalet Bakanlığının görevde yükselme eğitimi sonunda Ankara’da sınav yapıldı. Sınav nedeniyle çalışanlar kalacak yer bulmakta dahi büyük güçlüklerle karşılaştılar. Dönüş yolunda kendi aralarındaki konuşmalarda; sınava giren adayların bazı sınıflarda gözetmenlere sınavın bir formalite olduğu yönünde söylemlerde bulunularak açıkça yardımlaşmalar olduğu, kimi adayların tuvalete çıktığında kendinden önce çıkan adaylarla sorularla ilgili konuştukları, hatta bazı sınıflarda dışarıya çıkan adayın bir sorunun cevabını yeniden hatırladığını söyleyerek yeniden girip soru çözmeye çalıştığı da söylenenler arasında. Bu konuda bazı müracaatlar da olmasına rağmen ne sınavı yapan kurum tarafından, ne de ilgili bakanlık tarafından “sınavda usulsüzlük olmadığı” yolunda bir açıklama olmamıştır.


Cevap Anahtarı Yanlış Yayınlandı

Sınavdan sonra ilk olarak soru kitapçıklarıyla cevap anahtarları yayınlandı ancak yanlış yayınlandı. Bu yanlışlık da yine sadece soruların Adalet bakanlığı tarafından hazırlanan kısmıyla ilgiliydi. Bir gün sonra doğru cevap anahtarları yayınlandı ancak yine bakanlık önceki yayınlananın yanlış olduğunu, ikinci ilanla durumun düzeltildiğini duyurmadı.


Adaylar Kendisinin Yerine Atananın Puanını Bilmiyor

Sınav sonuçları açıklandığında ise en azından ilgili komisyonların aynı tarihte listelerini internet sitelerinde yayınlamaları gerekirken sadece Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünün sitesinden T.C. numarası ile sonuçlar öğrenilebiliyor. Sıralama ve puan önceliğinin büyük önem taşıdığı sınavın sonucunda adaylar kendisinin yerine atananın kaç puan alarak atandığını bilmiyor. Adaylar birbirlerinin TC numaralarını girerek sırasını öğrenmeye çalışmışlar, bu durum da çalışma arkadaşları arasında olumsuz durumlar meydana getirmiştir. Adalet Bakanlığı ise atama yapılacak kadroların taban ve tavan puanlarını dahi açıklamıyor.


Duyarsızlık Personelin Çalışma Barışını ve Motivasyonunu Olumsuz Etkiliyor

Adalet Bakanlığının sınav sürecinin başından beri sergilediği duyarsızlık ve kaygısızlığı, sınava giren personelin güvenini sarsmakla birlikte ileride sınava girmeyi hedefleyen personelin de ideallerini yıkmıştır. İlan, eğitim, sınav, sonuçların açıklanması ve atama aşamalarındaki “ben yaptım oldu” üslubu, personelin çalıştığı kuruma karşı güvensizliğe düşmesine neden olmuştur.

Adalet Bakanlığının Reform ve Strateji konusunda atılımlar yaptığı şu son yıllarda yapılan görevde yükselme sınavıyla ilgili ortaya koyduğu tutum gerçekten üzüntü verici olarak değerlendirilmektedir. Hükümetin çok önem verdiği, her fırsatta bina ve donanımıyla yüceltmeye ve mahir bir düzeye yüceltmek istediği, personel atayarak eksiğini gidermeye çalıştığı Adalet Bakanlığının kendi personeline karşı ortaya koyduğu bu duyarsızlık ve dayatmacılık, bakanlığa tanınan imkânlar karşısında gereğini yerine getiremediğini göstermiştir. Zaten hiçbir eğitim verilmeden göreve başlatılarak büyük bir tehlikeye atılan Yargı Çalışanları, Adalet Bakanlığından kendilere daha fazla özen göstermesini, gözetmesini; bina ve teknik donanım, personel sayısı gibi konularda gösterilen özenin eğitim, sınav, görevde yükselme gibi konularda da gösterilmesini beklemektedir. Eğer bu eksiklikler sadece belli bir kesimden kaynaklanıyorsa, tüm Türkiye Yargı Çalışanlarının mağdur edilmemesi için de gerekenler yapılmalıydı.

Çalışanlar Adalet Meslek Eğitimi Ön Lisans Programlarına girmeyi, kendilerine eğitim verilmeden göreve başlatılarak oluşan açığı gidermeyi, değişen kanun ve yönetmelikler konusunda bilgilerinin güncelleştirilerek daha randımanlı bir çalışma sergilemeyi hedeflerken bakanlığın ilan, duyuru ve personelin müracaat hakları yönünden hukuku hiçe sayması, kafalardaki hukuk düşüncelerini de yıpratmaktadır.


“Sınavı kazandık, şimdi ne olacak?”

Sınavdan 70 puan alan her aday kazanmış sayılıyor. İlgili kadrolar için adayların sıralamaları yapılarak en yüksek puan alandan itibaren atamalar yapılıyor. Geriye kalan her bir kadronun iki katı sayıdaki aday ise ne olacağını bilmiyor. Bakanlığın bu konuda çalışma yaptığı duyumları var ancak bakanlık her konuda olduğu gibi bu konuda da suskunluğunu korumaktadır. İhtiyaca göre yedekte bekleyenlerin atamaları yönetmelik değişikliği ile mümkün. Kaldı ki iki yılda yapılması gereken sınav üç yılda yapılmış, bu nedenle adliyelere üç yıl boyunca Yazı İşleri Müdürü atanmamıştır. Oluşan büyük açıklarla, açılacak olan Bölge Adliyeleri de eklendiğinde hali hazırda sınavı kazanmış olarak bekleyen Müdürlerin atamaları mümkün görünmektedir.

“Büyüklerimizden bizim için bir şeyler yapmalarını bekliyoruz.”

Konuyla ilgili olarak sitede açılan forumlarda; atanmak üzere olan müdürlerle, yedekte bekleyen adayların yazışmalarında samimi yaklaşımlarda bulunanların çoğunlukta olduğu, her ne olursa olsun büyük makam ve mevkilere karşı saygılarını kaybetmeksizin feryatlarını duyurmaya çalıştıkları, devlet memurluğu vakarını üstlerinde taşıyarak “büyüklerimizin bu konuda bir şeyler yapmalarını bekliyoruz” ifadeleriyle biten taleplerinde gerçekte küçük bir ilgi dışında çok da bir şey beklemedikleri anlatılmaktadır.

Adalet Bakanlığının ülkemizdeki tüm savcılık ve mahkeme kalemlerinin organizatörleri olan Baş Kâtiplerinin isteklerine kulak vermesi, beklentilerine elden geldiği ölçüde cevap vermeye çalışması, haklarının zayi olmaması için çalışmalar yaparak onları kollaması elbette hem devletin büyüklüğünden, hem şanından ve hem de bakanlık çalışanlarının hukuk konusundaki ilkeli yaklaşımlarından kaynaklanmış olacaktır. Takdir edilmelidir ki; personelin yaşadığı bu yakınma ve sıkıntıları gidermek için maddi bir imkân gerekmemektedir.

Samimiyetiyle ve içtenliğiyle sorunlarını dile getirmeye çalışan personelin gerçekte ne kadar duygusal ve samimi olduğu, fedakârlığın zirvesi sayılabilecek bu yaklaşımın iyi niyetten öte samimi bir feryat olduğu açıktır. Burada yazılanların yetkililerin uygulamalarının insanları ne derecede etki altında bıraktığını bilmeleri yönünde bir arz-u hal olduğunu değerlendirmeleri gerekir.


Peki, neler yapılmalı?

Yapılan son Görevde Yükselme Sınavı ile ilgili olarak;

1- Sınavla ilgili genel bir açıklama yayınlanarak yukarıdan beri izah edilen konuları ve ilan edilen kadrodan ne kadarına atama yapılamadığı, toplam yazı işleri müdürlüğü kadrosu ihtiyacı, personel eksikliği nedeniyle vekalet edilen kadro sayısı, yeterli puanı almasına rağmen atanamayacak personel sayısını da içeren bir açıklama yapılmalıdır.

2- Adalet Bakanlığı tüm kazananların isimlerini ve puanlarını yayınlayarak haksızlığa uğradığını düşünen personelin bu konudaki rahatsızlığını gidermelidir.

3- Müracaat sırasında ayrıcalık tanınan Adalet Bakanlığı ve HSYK çalışanları için her iki tarafı da mağdur etmeyecek şekilde bir çözüm bulunmalıdır. Bakanlık personelinin taşra personeli üzerindeki bu haksız etkisi ortadan kaldırılmalıdır.

4- Atama için ilan edilen kadrolara ilişkin en yüksek ve en düşük puanlar yayınlanmalıdır.

5- Kazandığı halde atanamayan ve yedekte bekleyen adayların da yeni açılacak kadrolara adil ve düzenli bir şekilde atamaları yapılmalı, bu konudaki belirsizlik bir an önce giderilmeli ve ne gibi bir çalışma düşünüldüğü açıklanmalıdır. En az iki yıl görevde yükselme sınavı yapılmayacağı nazara alınarak yeni açılacak kadrolarla da yedekteki adayların atanması yapılmalıdır.

6- Halen personel yasası yada kalem yönetmeliği gibi çalışmalar yapılıyorsa bu sorunların köklü çözümlere kavuşturulması hedeflenmeli, personel de zaman zaman bunlarla ilgili bilgilendirilmelidir.


memurlar.net