Yargı sistemindeki çarpıklıklara yönelik eleştirileriyle bilinen Kürsü Hâkimi Orhan Gazi Ertekin’in HSYK’yla yaşadıkları filmlere konu olacak türden Kürsü Hâkimi Dr. Orhan Gazi Ertekin’e yönelik idari yaptırımlar bir yandan Aziz Nesin hikâyelerini arattırmazken, diğer yandan da Türkiye’deki demokratikleşme adına kat edilen mesafe hakkında bilgi veriyor. “Beypazarı Yetkili Hâkimi” kadrosunda olmasına rağmen Nallıhan ilçesinde geçici görevlendirmesi yapılan Ertekin, son HSYK kararnamesiyle Gaziantep Adliyesi’ne tayin edildi. “Şu an tayin edildiğim yer, talep ettiğim yere 700 kilo metre kadar yakın!” diyen Ertekin’in eşi ve çocukları Ankara’da ikamet ediyor. Aile durumunu ve tayin talebini bildirmesine rağmen bulunduğu yerden yüzlerce kilometre uzak bir şehre atanan Ertekin, “HSYK, sabah Gaziantep’e gidip akşam Ankara’ya dönebileceğimi hesaplamış olacak” sözleriyle duruma tepki gösteriyor.

Hâkim çıkışların ismi

Aynı zamanda Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı da olan Ertekin, eski HSYK yönetiminin tartışılan kararları ile hukuk sistemine yönelik çıkışlarıyla biliniyor. Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünde en büyük engelin çarpık yargı sisteminin olduğunu vurgulayarak dikkatleri üzerine çeken Ertekin, Savcı Ferhat Sarıkaya’yı görevden alan, Ergenekon ve Balyoz davalarının hâkim ve savcılarını korsan kararnamelerle baskı altına almaya çalışan HSYK eski yönetimine karşı muhalif tavrını hep korudu. Kürsü hâkimi olmasına karşın, gazetelerde yayımlanan makaleleriyle eski HSYK yönetiminin hukuk dışı hareket ettiğini örnekleriyle işledi. Yargı alanında önemli değişiklikler getirmesi beklenen referandum paketine destek veren Ertekin, yeni sistemle birlikte maruz kaldığı baskıların biteceğini bekliyordu. Oysa...

Yenisi eskisini arattırıyor

Eski HSYK yönetiminden muzdarip olan Ertekin, bu kez de yeni HSYK yönetiminin benzer politikalarına maruz kaldı. “Yağmurdan kaçarken doluya tutuldum” diyen Ertekin, “Her şey, her mesele, adliyedeki kadro dağılımından tutun da geçici yetkilendirme meselelerine kadar her şey bana karşı bir baskı aracı olarak kullanılıyor. Eski HSYK döneminde yapılanlar neyse yeni HSYK döneminde de aynen devam ettiriliyor. Bunlar yeni HSYK’nın son üç yıllık icraatları. Sadece bir başlangıç olduğu için daha nereye kadar gideceklerini bilemiyorum, bekleyip göreceğiz” dedi.

Ertosun geleneği devam ediyor

Ertekin, son olarak HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’a yönelik eleştirisi nedeniyle disiplin soruşturması geçirdi ve kınama cezası aldı. Söz konusu yaptırıma, “Ertosun’un geçmişte Yargıtay’a üye seçilmesi, Türk yargısının hâkimlik geleneğinden uzak biçimde yapılanmasının en bariz örneklerinden birisi olarak” ifadeleri neden oldu. Olayın ayrıntılarını anlatan Ertekin şöyle devam ediyor: “Yeni HSYK zaten Ertosun geleneğinin reddi üzerine kurulmuştu. Oysa şimdi Ertosun ile aynı geleneğin üzerine yerleştiler. Meğer değişen tek şey iktidarın kendisiymiş. Bunun dışındaki her şey aynı kalmaya devam ediyor. Yeni bir yargı, yeni bir HSYK ve yeni bir iktidar geldi. Ama demokrasi gelmedi. Hatta yeni yargı, eski yargının adımlarını takip ediyor.” Kendisine yönelik uygulanan idari yaptırımlar için “psikolojik baskı” diyen Ertekin, yapılanların asıl sebebinin son üç yıldır yeni HSYK’nın gerçek anlamda bir değişim yaşayamadığına bağlıyor. Özellikle yargının demokratikleşmediği yönündeki demeçleri nedeniyle istenmeyen isim ilan edildiğini anlatan Ertekin şöyle devam ediyor: “Bundan dolayı sesimi kısmak istiyorlar. Yaşanan şeyin ‘demokrasi’ değil, sıradan ve bildik bir ‘iktidar oyunu’ olduğunu dile getirdiğim için bana bunlar yapılıyor. Türkiye yüz yıldır sürekli ‘yeni iktidarlar’ üretiyor. Ama maalesef bir ‘yeni hukuk’ ve bir ‘yeni yargı’ oluşturamıyor. Bu da kaçınılmaz olarak Türkiye’nin hep geçmişi tekrarlamasına yol açıyor. Farklı politik yüzlerle aynı süreçleri yaşıyoruz. Her gelen demokratikleşme getireceğini vaat ediyor. Ancak kısa zamanda devlete kapaklanıp demokratikleşme iddialarını unutuyor ve memurlaşıyor.”

Memurlaşan iktidarı yazdı

Orhan Gazi Ertekin, bu hafta yayınlanacak “Türkleşmek, İslamlaşmak ve Memurlaşmak” isimli kitabında, “iktidarın” nasıl “memurlaştığına” dair tespitleri yer alıyor.

Ertosun dava açtı, HSYK kınadı

HSYK’NIN 2010’da yüksek yargıdan gelen üyelerinin, Ergenekon, Balyoz faili meçhul cinayetler ve kozmik oda gibi önemli davalara bakan özel yetkili mahkemelere 50 kişilik bir nokta atama yapmaya çalışması krizi neden olmuştu. Ertekin, o dönemde şu açıklamayı yapmıştı: “Ertosun aslında bir devlet memurudur, bir cezaevi çalışanıdır. Bir kürsüsü olmadığı halde her nasılsa Yargıtay’a üye seçilmiştir ve oradan da HSYK’ya üye seçilebilmiştir. HSYK, bir tür Milli Güvenlik Konseyi gibi yapılandırdığı için daha çok devletin ideolojik bekçiliğini, geleneksel güçlerin bekçiliğini yapan bir aygıt şeklinde işlev gördü.” Ertekin, aynı yıl HSYK üyelerinin toplu istifaları için de “Savaşın bittiğinin farkına varamayan Japon askeri” benzetmesi yapmıştı.