Haber: SELÇUK ŞENYÜZ / Arşivi

TÜSİAD’ın dünkü istişare toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, iş dünyasına seslenerek, “Bazı olumsuzluklar görüyorum ama bunlar geçicidir. Bir ülkede hukuka güven her şeyin başıdır. Moralinizi bozmayın. Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var diye endişeye kapılmayın. Kurallar belli. Herkesin işine gücüne bakması lazım” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ’nun da katıldığı toplantıda konuşan Gül, şu mesajları verdi:
BAZI OLUMSUZLUKLAR VAR: Türkiye ’de tartışılan çeşitli düşünceler var. Bazı olumsuzluklar da görüyorum, ama bu geçicidir. Bugün geldiğimiz noktanın kıymetini bilip nasıl daha ileriye taşınacağının konuşulması lazım. Türkiye artık alt orta gelirli bir ülke değil. Üst orta gelirli bir ülkeyiz. Çok yüksek demokratik standartları gerçekleştiren ülkeler üst gelirli ülkeler olabilir.
HER ŞEYİN BAŞI HUKUK: Hukuka güven her şeyin başıdır. En açık misal, 2000’li yıllara kadar yılda 1 milyar dolar bile yabancı sermaye, hukuka güvenmediği için gelmiyordu. Ama artık 10 milyar dolardan fazla geliyorsa Türkiye’ye olan güvenden geliyor. Devlet sisteminde anayasa, kanunlar bağlayıcıdır. Devlet içerisinde ayrı devlet ve oluşumlar söz konusu olamaz. Türkiye’de hukukun eşit olarak uygulanması Türkiye’nin yüksek gelirli ülke olma yolundaki en önemli şarttır.
SEÇİM DÖNEMİ SERT GEÇTİ: Moral, motivasyon her alanda çok önemli. Seçim döneminin ne kadar sert ve gergin olduğunu hep beraber yaşadık. Ama Türk siyasi geleneği böyle. Tabii ki gelişmiş ülkelerde bu tip gelenekler yok. Ben inanıyorum ki bizde de bunlar değişecektir. Bunların kimsenin moralini bozmaması gerekir. Önümüze bakmamız lazım. İş dünyasının başarısı hükümetin ve devletin başarısıdır. Konjonktür gereği tartışmalar olabilir. Ancak önemli olan tartışmaların kırıcı ve kutuplaştırıcı olmaması. Hepimiz yeri geldiğinde fikrimizi ifade edeceğiz.
İŞİNİZE BAKIN: Önümüze başka seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi var diye karamsarlığa kapılmamak lazım. Daha önce ortaya çıkarılan suni krizler, yeni kurallar ve düzenlemeler getirdi ve her şey belli. O yüzden herkesin işine gücüne bakması lazım. Siz moralinizi bozmayın, işinize gücünüze odaklanın. Türkiye’nin geleceğinden parlaklığından şüphe etmiyorum.
MÜZAKERELERE DEVAM ETMELİ: AB yoluna TÜSİAD’ın ne kadar sahip çıktığını biliyorum. O yüzden hepinizi tebrik ederim. AB müzakere sürecini sürdürmemiz ve fasılları tam olarak yerine getirmemiz lazım. Bu, bizi yüksek demokrasiye taşıyacaktır.

Biz siyaset yapmıyoruz demokrasiyi konuşuyoruz


TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, toplantıda yaptığı konuşmada, yerel seçimlerin sert siyasi çatışmalar, keskin kutuplaşmalar, vahim yolsuzluk ve devlet içi örgütlenme iddiaları ile hayli yıpratıcı geçtiğini dile getirdi. “Önümüzdeki dönemi de böyle geçirirsek demokrasimizi geliştirme konusunu tartışmaya toplumca mecalimiz kalmayacak korkusundayım” diyen TÜSİAD Başkanı Yılmaz, "Yargı kurumunun toplumun mutlak güvenine sahip olarak çalışması şarttır. Gelişmiş demokrasiler, demokratik kurumları ve ilkeleri güçlendirmek, bireysel hak ve özgürlükleri genişleterek garanti altına almak, daha katılımcı sistemleri oluşturmak için yoğun çaba sarf ediyorlar. Merkezi yönetimleri, yerel yönetimlerle desteklemenin yollarını arıyorlar. Siyaset kültürünü geliştirmeyi, siyasi ahlakı yaygınlaştırmayı, yolsuzluklarla mücadeleyi gönüllü davranış kodları benimseyerek ve benimseterek sağlıyorlar. Türkiye'nin de buna ihtiyacı olduğuna itiraz edebilir miyiz?" dedi. 

Kutuplaşma bitmeli

Zaman zaman TÜSİAD'ın ‘siyaset üzerine çok konuştukları için eleştirildiğini’ belirten Yılmaz, siyaset ve ekonominin aynı gerçekliğin iki farklı yüzü olduğunu söyledi. Kendilerinin siyaset yapmış olmak için siyaset yapmadıklarını, demokrasiyi konuştuklarını anlatan Yılmaz şunları söyledi: “Yavaş ya da istikrarsız demokratikleşme hızlı büyümek ve refahı yaygınlaştırmak isteyen ülkeleri bu hedeflerine ulaşmakta kısıtlamaktadır. Bu tespit, Türkiye neden yakın geçmişindeki ortalama yüzde 5 gibi büyüme bandından yüzde 2,4 bandına indi ve neden bir süre daha orada kalabileceği şüphesinin cevabını da belki içinde barındırıyor. Ekonominin geleceğini, toplumun refahını piyasa ekonomisinde görüyorsak, bunu ancak küresel ekonomiye entegre olarak sağlayabileceğimizi de görmemiz lazım. Demokrasisi oturmuş, çevresiyle ilişkilerini normalleşmiş, demokratik ve ekonomisi değerler üreterek büyüyen bir Türkiye'ye dünyanın ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Kutuplaşmanın yerini toplumsal mutabakatın almasını sağlamak, diyalog yollarını açarak enerjimizi kalkınmaya, demokrasimizi derinleştirmeye harcamak zorundayız. Seçim barajının düşürülmesinin de toplumsal uzlaşmaya katkı sağlayacağını düşünüyoruz."

Radikal