MİT TIR’ları haberleri nedeniyle tutuklanan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar 17-25 Aralık soruşturmasının yıldönümünde soruşturmalara konu yazı dizisi ve köşe yazıları nedeniyle hâkim karşısına çıktı.

İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dünkü duruşmaya Silivri Cezaevi’nden getirilen Dündar’ı 100’ü aşkın avukat savunurken, ailesi, meslektaşları, milletvekilleri, sanatçılar ve sivil toplum örgütleri temsilcileri yalnız bırakmadı. Askerler arasında duruşma salonuna alınan Dündar salonda alkışlarla karşılandı. Dündar da elini yumruk yaparak salonu selamladı.

İspat hakkı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın şikayeti sonucu “Fezlekeleri okumak hakkımız” ve “Erdoğan’ın yumuşak karnı” köşe yazılarıyla ilgili hakaret ve kamu görevlisine hakaret davasında ilk olarak söz alan Dündar’ın avukatlarından Akın Atalay, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bilal Erdoğan’ın avukatlarının müvekkillerinin onur, şeref ve saygınlığı rencide edildiği iddiasında bulunduğunu belirtti. Atalay, şerefe karşı işlenen suçlarda TCK 127. maddesinin ispat hakkını getirdiğini ifade ederek, “Metni okuduğunuzda ispat isteminin kabulü isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunması ya da şikâyetçinin ispata razı olması gerekmektedir. Biz soruşturmaya ilişkin ham fezlekenin dosyaya getirilmesini talep ediyoruz. Müdahil taraftan ispata yönelik rıza gösterip göstermediklerini soruyoruz. Çünkü ispat vaki olduğunda ceza verilmeyecektir. Ayrıca yazılanların gerçek olup olmadığının saptanmasında şikâyetçilerin de yararı vardır. Kamuoyunda yaygın şaibeden kurtulmak şansına sahip olacaklardır. Eğer ispat talebimize rıza göstermezlerse ‘gerçeğin araştırılmasından kaçındıkları’ algısı doğacaktır” dedi. Erdoğan’ın avukatı Hatice Özay, Bilal Erdoğan hakkında takipsizlik kararı verildiğini belirterek, ayrıca bir ispata gerek olmadığını söyledi. Mahkeme de bu talebi reddetti.

“Arkadaşın babası” başlıklı yazı dizisi nedeniyle açılan hakaret ve soruşturmanın gizliliğini ihlal davasıyla ilgili olarak da konuşan Dündar, “Şikâyetçilere teşekkür ediyorum, bu dosyanın kapanmaması gerekiyordu, böylece gündeme geldi. Şikâyet etttikleri için teşekkür ediyorum. Bu yargılamayı 17 Aralık’a denk getirene de teşekkür ediyorum” dedi.

[Haber görseli]

Üstüne alındı

“Fezlekeleri okumak hakkımız” yazı dizisinde kimsenin isminin geçmediğini sadece ‘hırsız’ sözünün geçtiğini kaydederek, “Bilal Erdoğan’ın üstüne alınıp neden şikayetçi olduğunu anlamadım” dedi. 25 Aralık fezlekesinde yer alan iddialara değinen Dündar, “Bir ülkenin başbakanı dünyaca aranan bir işadamıyla makamında görüşüyorsa, bu görüşmeye MİT Müsteşarı da katılıyorsa bunu görmezsem suç işlemiş olurum” dedi. 25 Aralık soruşturması şüphelilerinden Mehmet Cengiz’in fezlekede yer alan “Bu milletin a... koyacağız” konuşmasını okurken salondakilerden özür dileyen Dündar, “Bunu söyleyen hakaretten yargılanmadı, ben yargılanıyorum. Bu milletin bu küfrün hesabını sormayacak sanıyorlar ama biz buna öncü olacağız. Bu hakaretin bedelini ödeyecekler. Bu bina altında bir gün gerçek suçlulular yargılanacak. Bu yargılamayı gülerek hatırlayacağız” dedi.

[Haber görseli]Can Dündar yargılanmadı, yargıladı

Duruşmaya Dündar’ın eşi Dilek Dündar, oğlu Ege Dündar, Cumhuriyet çalışanları, CHP Milletvekilleri Gürsel Tekin, Enis Berberoğlu, Hilmi Yarayıcı, Kadir Gökmen Öğüt, eski CHP Milletvekili Süleyman Çelebi, sanatçılar Tarık Akan, Rutkay Aziz, Menderes Samancılar, belgeselciler Nebil Özgentürk ve Coşkun Aral, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, gazeteciler Mete Çubukçu, Ruşen Çakır, Rıdvan Akar, Banu Güven, Merdan Yanardağ, Tarık Toros ve Deniz Gezmiş’in kardeşi Hamdi Gezmiş’in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Dilek Dündar “Hakaret yok, suçlular dışarıda, haber yapanlar içeride” dedi. Dündar’ın avukatı Akın Atalay ise “Can Dündar, yazmamanın asıl gazeteciliğe ihanet olacağını belirtti. Yargılanan Can Dündar değil, yargılayan Can Dündar’dı” diye konuştu.