60 yıl önce ambulans şoförüyken gittiği olayların fotoğraflarını çekip haberleri İstanbul’a göndererek başladı gazetecilik serüveni. Bir gün yerel bir gazetede atılan ‘Rıdvan Uysal ya işini yap ya da gazetecilik’ başlığı hayatında bir tercih yapmasına neden oldu. Gazetecilikten yana kullandığı tercihinden bir gün olsun pişman olmayan 80 yaşındaki Rıdvan Uysal, halen Eskişehir’de muhabirlik yapmaya devam ediyor. Elinde polis telsizi ve fotoğraf makinesi son dakikaları hiç kaçırmıyor, diğer rakiplerine fark atıyor. 80 yıllık hayatına birbirinden ilginç hikâyeler sığdıran Uysal, Kıbrıs’ta savaşı izleyen ekibin içinde yer almış. Eskişehir’de yapılan Devrim Arabaları’nı Türkiye’ye fotoğraflarla ilk o duyurmuş. Ama Menderes’in gözaltına alındığı konvoyda gazeteci olarak yer alan Uysal, Başbakan Adnan Menderes’in Eskişehir-Kütahya yolunda yakalanmasını hiç unutamıyor.

Uysal, gazetecilik yapmaya karar verdiği günü şöyle anlatıyor: “Bir gün işe giderken arkadaşım, gazeteye çıkmışsın, dedi.  O dönemde Sakarya Gazetesi’nde yazı işleri müdürlüğü yapan Yılmaz Büyükerşen, sayın vali ve belediye başkanına sesleniyorum. Rıdvan Uysal ya ambulans şoförlüğü yapsın ya da gazetecilik yapsın, diye yazmış. Valilikten çağırdılar, gittim. Vali ateş püskürdü; beni valiliğimden mi edeceksin, dedi. İstifa mektubumu hazırlamışlardı, imzayı attım. Gazetecilik hayatım böyle başladı.” Telefonların santrale bağlı olduğu bir dönemde gazetecilik yaptığını söyleyen Uysal, “Haberleri daktiloda yazar, çektiğimiz fotoğrafları otobüslerle merkeze gönderirdik. Çok sıkıntılı bir dönemdi. Gazetelerde baskılar kurşun harfler dizilerek yapılırdı. Şimdiki gibi ofset baskılar o yıllarda hayal bile edilemezdi.” diyor.

Askerler arkalarını dönünce bütün herkes şoke oldu

Türkiye’nin birçok dönemine tanıklık eden Uysal, ambulans şoförlüğünden edindiği polis ve memur çevresini haberlerde kullanmaya devam ediyor. Uysal’ın unutamadığı olay ise Başbakan Adnan Menderes’in yakalanışı. Uysal, Eskişehir’e gelen Menderes’in uçağı askeri havaalanına indiği sırada karşılama komitesindeki askerlerin arkalarını dönerek Başbakan’ı protesto ettiğini söylüyor. Geceyi Şeker Fabrikası’nda geçiren Menderes’e akşam saatlerinde bir telefon geldiğini anlatan Uysal, “Masaya kadar getirilen telefonu sakin bir şekilde dinleyen Menderes’in bir anda rengi sarardı. Telefonda, Silahlı Kuvvetler’in ülkeye el koymaya hazırlandığı, ihtilalin dalga dalga yayılmaya başladığı kendisine bildirildi. Menderes, telefonu kapattıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi yemeğe devam etti.” diye konuşuyor. Kütahya yolunda Menderes gözaltına alındığında tarihe geçecek pek çok fotoğraf çektiğini dile getiren Uysal, fotoğraflarına askerlerin el koyduğunu anlatıyor. Uysal, “Bütün filmlerim parçalandı ve makineme el kondu. Keşke elimdeki bir filmi orada bir ağacın dibine gömseydim.” ifadelerini kullanıyor.

Uysal, 1960 ihtilalinden sonra Son Posta gazetesinde muhabirlik yaparken kendisinden Devrim arabalarının fotoğrafı istenmiş. Eskişehir’deki Cer Atölyesi olan fabrikada yapılan arabaları çekmek için girişimleri sonuçsuz kalınca çareyi gizlice içeri girmekte bulmuş. “Atölyeye ulaştığımda Devrim’in iskeleti oluşmuş, şasesi yapılmış, kaporta düzeltme çalışmaları yapılıyordu. Diğer tarafta da motorları hazırlıyorlardı. Atölyede çok dikkat çekmeden fotoğraflarımı çektim.” diyen Uysal, çıkacağı sırada motor ustalarından birinin kendisini yakaladığını söylüyor.

- İSTANBUL