©Türkiye’den 19 sendikanın bağlı olduğu, 50 milyonun üzerinde üyesi bulunan IndustriALL Küresel Sendika, Başbakan Erdoğan’a gönderdiği mektupta, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasa Tasarısı’na sert tepki gösterdi. Tasarının yasalaşması durumunda sendikaların toplusözleşme yetkisini kaybedeceğine dikkat çeken sendika, Erdoğan’a, “Hükümetinizi ILO’ya şikâyet ettik” dedi.

MUSTAFA ÇAKIR

ANKARA - Enerji, maden ve imalat işçilerinin oluşturduğu 140 ülkede 50 milyonu aşkın üyesi bulunan IndustriALL Küresel Sendika, Başbakan Tayyip Erdoğana yazdığı mektupta, Mecliste görüşülen Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasa Tasarısının, uluslararası çalışma standartlarına aykırı olduğunu vurguladı. Sendika, hükümeti de Uluslararası Çalışma Örgütüne (ILO) şikâyet etti.

IndustriALL Küresel Sendika Genel Sekreteri Jyrki Raina, Erdoğana gönderdiği mektubuna, Bu mektubu size 140 ülkedeki 700 sendikadan 50 milyonu aşkın enerji, maden ve imalat işçisini temsil eden IndustriALL Küresel Sendika adına yazıyorum” diyerek başladı. Üyeleri arasında Türkiyeden de 19 sendika bulunduğuna dikkat çeken Raina, şu görüşleri dile getirdi:

Şaşkınlık yarattı: Türkiye sendikal hareketinin açık talepleri doğrultusundaki kaygılarımızın ve ILOnun uzman görüşünün yeni tasarıda dikkate alınmamış olması bizlerde büyük şaşkınlık yarattı. IndustriALL Küresel Sendika, Türkiyede kardeşlerimizin işyerindeki temel haklarını kullanmada ciddi engellerle ve zorluklarla karşılaştığı birçok olaya müdahale etmektedir. Bu temel haklar Türkiyenin onayladığı ama gerektiği gibi uygulamadığı uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır.

Hükümeti şikâyet ettik: Örgütlenme özgürlüğüyle ilgili olayların yanı sıra, bu yıl, on aydan fazla süredir Türkiyede sendikaların toplusözleşme haklarını kullanması engellenmektedir. Sonuç olarak, küresel sendikamız, ILOya hükümetiniz aleyhinde şikâyette bulundu.

Hayal kırıklığı: Gerçek insan haklarını içeren etkin bir demokrasi yönünde adımlar attığını iddia eden hükümetinizin aslında sendikal haklar konusunda önemli adımlar atmaması bizleri büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye Cumhuriyetinin anayasası işçilerin sendikalaşma hak ve özgürlüğünü kabul etmektedir. Ne var ki, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınızın resmi rakamlarına göre, toplusözleşmelerin kapsamına giren işçi sayısı büyük ölçüde gerilemiş bulunuyor. Genelde sendikalı işçi oranı yüzde 5 dolayındadır, ama özel sektörde bu oran yaklaşık yüzde 2dir.

Uluslararası standartlara aykırı: Bazı sınırlı iyileştirmeler bulunmasına rağmen, parlamentonun gündemindeki bu tasarı uluslararası çalışma standartlarına uygun olmaktan çok uzaktır. Bu tasarının yasalaşması halinde, birçok sendika işkolu düzeyinde toplusözleşme yetkisini kaybedecektir. Bu ise kesinlikle örgütlenme özgürlüğüyle ilgili hakkın daha da ihlali anlamına gelecektir.

İşçiler işten atılıyor: Söz konusu tasarı, Çalışma Bakanlığının verdiği yetkiye işverenlerin itiraz etmesi halinde yargı sürecinin sürüncemeye girmesini çözecek yeni bir yöntem getiremiyor. Türkiyede sendikalar işverenlerin sistemli yetki itirazlarıyla karşı karşıyadır. Bu ise sendikal hakların tanınmasını engellemekte ve binlerce işçinin işten atılmasıyla sonuçlanmaktadır.

Rahatsız ediyor: Gerçek bir ilerleme sağlanacaksa, sendika üyeliği ve toplusözleşme yetki süreciyle ilgili bütün bürokratik prosedürlerin tasarıdan çıkarılması gerekecektir. Üstelik, tasarıda grev hakkıyla ilgili kısıtlamaların yer alması, grev yasak ve ertelemelerinin kapsamının genişletilmesi bizleri rahatsız ediyor. Tasarı, temel sendikal hakların, örgütlenme hakkının, toplusözleşme hakkının ve grev hakkının özgürce kullanılmasını öngörmüyor. Aksine, tasarının hükümleri ILO standartları ile AB normlarına aykırı düşüyor.