Özel yetkili savcı Kemal Çetin’in hazırladığı iddianamede 12 Eylül darbecilerinin hayatta kalan iki ismi Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianamede 12 Eylül öncesi olaylara yer verildi.
“Darbe devlet içindeki illegal güçlerce planlandı” denilen iddianamede, darbecilerin “ülkeyi açık cezaevine çevirdiği” vurgulandı. Cezaevlerinde bilinçli ve sistematik olarak işkence uygulandığı belirtildi. ALİCAN ULUDAĞ‘ın haberi...
12 Eylül iddianamesi mahkemeye sunuldu. Evren ve Şahinkaya için müebbet istendi
32 yıl sonra dava
ALİCAN ULUDAĞ
ANKARA - Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, 12 Eylül darbesine ilişkin yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak, iddianameyi mahkemeye sundu. 80 sayfadan oluşan iddianamede, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları istendi. Tarihi değerlendirmelerin yer aldığı iddianamede, darbeye giden süreçte yaşanan olayların “devlet içinde örgütlenmiş illegal güçlerin planlaması ve iştiraki olmadan yapılamayacağı”, “şüphelilerin darbe yapmak için bir yıl şartların oluşmasını bekledikleri, darbe için fırsat kolladıkları” kaydedildi. Darbecilerin “ülkeyi açık cezaevine çevirdiği” belirtilen iddianamede, “Cezaevlerinde bilinçli ve sistematik olarak işkence uygulanmıştır” ifadesi kullanıldı.
İddianamede Evren ve Şahinkaya hakkında, suç tarihinde yürürlükte olan ve anayasanın ortadan kaldırılması ile Meclis’i vazifesini yapmaktan men etme suçunu düzenleyen eski TCY’nin 146’ncı maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi. İddianamede, suç tarihi olarak 12 Eylül 1980’in yanı sıra TBMM’nin bir türlü cumhurbaşkanını seçememesi üzerine Genelkurmay Başkanlığı’nın Başbakan’a 2 Ocak 1980’de verdiği muhtıranın tarihi de esas alındı. Suçun sona erdiği tarih ise TBMM Başkanlık Divanı’nın oluştuğu 6 Aralık 1983 olarak kabul edildi. Evren ve Şahinkaya hakkında adli kontrol uygulaması talep edildi. Darbe döneminin diğer kuvvet komutanları Nurettin Ersin, Nejat Tümer ve Sedat Celasun hakkında ise hayatta bulunmamaları nedeniyle takipsizlik kararı verildi.
1 numara Şahinkaya
Şahinkaya’nın “bir”, Evren’in ise “iki” numaralı sanık olarak yer aldığı iddianamenin başında “demokrasi” ve “çoğulcu demokrasi” kavramları üzerinde duruldu. 10 bölümden oluşan iddianamede, darbeye giden süreçte yaşanan önemli olaylar anlatıldı. Bu olayların şüpheli yönleri şöyle sıralandı:
Taksim’de 1 Mayıs 1978’te 34 yurttaşın öldüğü olaylarda ateş edenlerin birçok kişi tarafından görülmüş olmasına rağmen polisin gerçek suçluların hiçbirisini yakalayamamış olması...
Malatya’taki olayda 3 adet bombanın aynı ilden bir gün arayla farklı görüşteki kişilere gönderilmiş olması...
16 Mart katliamında ceza alan fail Zülfüf İsot’un eylemini polisin kendisine yaptırdığını belirten beyanları...
1978 Sivas olaylarında Devlet Bakanı Enver Akova’nın Sivas halkının olaylara karışmadığı, aşırı uçların silah aldıkları kaynakların aynı olduğu yönündeki beyanları...
Maraş olaylarında, dönemin İçişleri Bakanı’nın ve valisinin yardım taleplerine olumsuz cevap verilmesi, olaylara müdahale için çevre illerden gelebilecek askeri birliklerin 25 Aralık tarihine kadar gelmemesi, olayların yoğun olarak cereyan ettiği son 3 günde polisin olaylardan el çektirilmesi, öğretmen Akif Dalgaç’ın olaya katılan grupları bir subayın yönlendirdiğini beyan etmesi...
Gazeteci Abdi İpekçi’nin öldürülmesinde tetikçi olarak kullanıldığı anlaşılan Mehmet Ali Ağca’nın kendisine eylemi yaptıranları açıklayacağına dair yapmış olduğu açıklamadan sonra Maltepe Askeri Cezaevi’nden hem de asker elbisesi giydirilerek kaçırılması...
Karşıt gruplara silah
Çorum olaylarında yine Maraş ve Malatya olaylarındaki gibi “cami bombalandı”, “sular zehirlendi” gibi söylentilerle Alevi ve Sünni halkın karşı karşıya getirilmesi, olaya müdahale için gelen Amasya Tugay Komutanı’nın olaylar yatışmadan birliklerini geri çekmesi, bazı subayların sağ ve sol gruplara silah ve patlayıcı vermeleri...
cumhuriyet