HATİCE ÇEKER - VOLKAN KAYALAR


Çeber'in Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi ve Metris Cezaevi'nde "işkence ve kötü muamele" sonucu hayatını kaybettiği iddiasına ilişkin görülen dava, Yargıtay’ın bozma kararının ardından ikinci kez karara bağlandı. Mahkeme Heyeti, olaya karıştığı tespit edilen Cezaevi 2. Müdürü Fuat Karaosmanoğlu ile Sami Ergazi ve Selahattin Apaydın’a müebbet hapis cezası verdi. Davanın tutuklu sanıklarından daha önce müebbet hapis cezası alan infaz koruma memuru Nihat Kızılkaya ise, işkence suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kızılkaya’nın yattığı süre göz önüne alınarak tahliyesine karar verildi. Mahkeme ayrıca 8 sanığa ise 2 yıl 6 ay ile 12 yıl ay arasında değişen cezalara çarptırıldı.

Davanın karar duruşmasında mahkeme, taraf avukatlarından mütalaaya dair son sözleri istedi. Yargıtay’ın bozmasından önce verilen kararın tekrar verilmesi halinde maktul yakınları ve müdahiller olarak rahatlayacaklarını belirten Çeber ailesi avukatlarından Selçuk Kozaoğlu, “Lütfen alt sınırdan uzaklaşın. Lütfen iyi hal indirimi yapmayın. Sanıklar genç bir adamı öldürdüler” dedi. Olayla ilgili kamera kayıtlarının çok net olduğunu söyleyen Çeber ailesi avukatlarından Taylan Tanay, cezaevinde yapılan bilirkişi incelemesinin de işkenceyi doğruladığını dile getirdi.

Geçtiğimiz günlerde karara bağlanan Balyoz davasına atıfta bulunan Avukat Tanay, “Balyoz kararında daktilo ile yazı yazana bile hükümeti devirmekten 18 yıl ceza verdiler. Ast-üst ayırmadan herkese verdiler. Ama burada işkenceye katılanlara bile ceza istenmiyor. Önceki mahkeme işkencenin önlenmesi hususunda eksikleri de olsa çok tarihi bir karar verdi. Lütfen bu kararın arkasında durun. Balyoz’da mahkemeye sesini yükseltene bile iyi hal indirimi yapılmadı. Bu sanıklara takım elbise giydiler diye indirim yapmayın, çünkü mahkemeye hiç yardımcı olmadılar, delilleri karartmaya çalıştılar. Alt sınırdan lütfen uzaklaşın. Engin Çeber 4 yıl önce bugün bu saatte işkence görüyordu. İnsanlık onurunun yanında olun” ifadelerini kullandı.

Son savunması alınan tutuklu sanık Sami Ergazi, olayın meydana geldiği gün izinde olduğunu ileri sürdü. Engin Çeber’in hayatını kaybettiği gün sadece sayıma katıldığını söyleyen Ergazi, “İzin sonrası sayıma katıldım sadece. Maktulle hiçbir ilişkim yok. Olaya tanık olan kimse de beni teşhis etmedi. Beraatımı talep ediyorum” dedi.
Olayla ilgili sadece 58 saniyelik bir görüntüsü olduğunu savunan tutuklu sanık Nihat Kızılkaya ise, koğuşta kaldığı bu süre yüzünden işkenceye iştirakten suçlandığını söyledi. Söz konusu zaman diliminde içeride koğuşta bulunan 12 mahkumdan hiçbirinin kendisini teşhis etmediğini kaydeden Kızılkaya, “58 saniyede nasıl sistematik işkence yapabilirim. Beraatımı talep ediyorum” diye konuştu.

Duruşmada Kızılkaya’nın avukatı Ömer Yeşilyurt, “Müvekkilimin maktule iki tokat attığı iddia ediliyor. 58 saniyede bırakın iki tokatı, balyozla kafasına vursalar sistematik işkence olmaz. İki tokatı işkenceden değerlendirip 12 yıl veremezsiniz.” demesi üzerine mahkeme salonundan sesler yükseldi. Müdahil avukatları, “O zaman biz sana balyozla 20 saniye vuralım bakalım ne oluyor. İşkence yi savunuyorsun.” şeklinde tepki gösterdi.

Çeber’in hayatını kaybettiği gün söz konusu koridora dahi girmediğini ileri süren tutuklu sanı Selahattin Apaydın, sayım yapıp nöbetini teslim ettiğini dile getirdi. Suçlu olmadığı halde üstüne suç atıldığını ileri süren Apaydın, “Kimseye işkence yapmadım, kabul etmiyorum. Olayı baskı kurarak bu hale getirdiler. Suçsuzum beraatımı istiyorum” diye konuştu.

Alınan son ifadelerin ardından duruşmaya 2 saat ara veren mahkeme, aranın ardından kararını açıkladı. Engin Çeber’in hayatını kaybettiği dönemde Cezaevi 2. Müdürü olan Fuat Karaosmanoğlu ile infaz koruma memurları Sami Ergazi ve Selahattin Apaydın, işkence suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sanıkların duruşmalardaki iyi halini göz önüne alan mahkeme, cezayı müebbet hapse çevirdi.

Tutuklu sanıklardan Nihat Kızılkaya ise, işkence suçundan 2 yıl 6 ay hapse mahkum edildi. Sanığın tutuklu kaldığı süreyi göz önüne alan mahkeme, Kızılkaya’nın tahliyesine hükmetti. Polis memuru Aliye Uçak’ın müdahil Aysu Baykal’a orantısız güç kullanarak kasten yaraladığı gerekçesiyle 5 ay hapis cezasına çarptırıldı, cezası ertelendi. Mahkeme ayrıca tutuksuz sanıklar Murat Çise, Yavuz Uzun ile Öncay Boza’yı ise, 3 ayrı müdahile işkence suçunu uygulamaktan 4 yıl 2’şer ay hapis cezası yatmasına hükmetti.

Duruşma öncesi salon önünde güvenlik önlemi alan polis ile Çeber ailesi avukatları arasında arbede yaşandı. Polis memuru Şuayip Kaptı’nın, Çağdaş Hukukçular Derneği avukatlarından Günay Dağ’a ‘gerizekalı’ diyerek hakaret ettiği iddia edildi. Söz konusu iddia üzerine Kaptı ile Çeber avukatları arasındaki tartışma karşılıklı hakaretleşmeye döndü. Bunun üzerine polis Kaptı, arkadaşları tarafından adliye içindeki polis odasına götürüldü. Avukatlar da, polis merkezinin etrafını çevirerek 'O polisi istiyoruz' diye bağırdı.

Bu sırada müracaat savcısı avukatların suç duyurusu üzerine, polis memuru Şuayıp Kaptı'nın gözaltına alınmasına karar verdi. Polis memuru Kaptı’nın ifadesi, polis odasında mesai arkadaşları tarafından alındı.


İHA