Antalya Defterdarı Hidayet Mat, 2/B arazilerine ilişkin yaptığı açıklamada, başvuru sürecinin sonuna yaklaşıldığını belirterek bu nedenle oluşan yoğunluk nedeniyle Cumartesi günleri saat 09 ila 13 arasında da başvuru yapılabileceğini dile getirdi. Taksitli ve kredili satış olanaklarının ‘tarihi fırsat’ olarak duyurulduğu afişler il ve ilçelere dağıtılırken, Antalya Defterdarı Hidayet Mat, “2B arazilerinde haksahibi kullanıcıların satın alma başvuru son tarihi 30 Ekim 2012 dir. 2B arazisi kullanıcı vatandaşlarımızın, bu tarihi fırsatlardan yararlanmaları için kalan son 40 günün bitimini beklemeden bir an önce başvurularını yapmaları kendi menfaatlerinedir” açıklamasında bulundu.

Bankalardan 2/B kredisi, yaylalarda inşaat kaygısı
2/B için 120 aya kadar varan vade seçenekleriyle kredi vereceğini duyuran Vakıfbank’ın dışında bir çok özel banka da arazilerin ipotek edilmesi karşılığı kredi vermeye başlarken, başvuru süresinin dolmasına sayılı günler kala ülkenin bir çok bölgesinden 2/B arazilerde çarpık yapılaşma haberleri geliyor. 2/B’lere ilişkin yapılaşma baskısının özellikle yaylalarda kontrolsüz biçimde sürdüğünü dile getiren uzmanlar, bu konuda kapsamlı bir araştırma yapılması gerektiğini söylüyorlar. 2/B yasası çıkmadan önce yapılaşma bulunmayan bir çok alanda, yasanın yürürlüğe girmesinin ardından inşaat faaliyetleri başladığına dikkat çeken uzmanlar, ortaya çıkan manzaranın kaygı verici olduğuna işaret ediyor.

Bingöl'deki 2/B gğndeme gelmiyor, çünkü rantı yok!
2/B arazilerine ilişkin yaşanan süreç hakkında sorularımızı yanıtlayan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Emekli Hukuk Dairesi Başkanı ve Başmüfettiş Mustafa Kaya, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Konuyla ilgili gelişmeleri yakından izleyen Kaya, 2/B’nin yıllar içinde oluşan sosyal bir yara olduğunu belirterek mevcut yasanın bu yarayı iyileştirmekten çok daha da büyüteceğini öne sürdü. Türkiye’nin en çok 2/B arazisinin Antalya, Muğla ve İstanbul gibi illerde bulunduğunu anımsatan Kaya, “Ancak Bingöl’ün Karlıova ilçesinde de oldukça fazla 2/B arazisi bulunmasına rağmen buralar hiç gündeme gelmiyor. Çünkü buralardaki arazilerin rantı yok. Daha çok sahillerdeki arazilerin gündemde olmasının en önemli nedeni rantının çok yüksek olması” diye konuştu.

Başbakan'a 2/B raporu
2/B yasasının, Anayasa’nın 169 ve 170. maddelerine aykırı hükümler içerdiği görüşünü savunan Kaya, düzenlemenin geçmişte Anayasa Mahkemesi’ne görütülmesi durumunda iptal edilmesinin kesin olduğunu öne sürdü. Yıllar içinde kamu otoritesinin de göz yummasıyla oluşan ilçelerin bulunduğu dile getiren Kaya, İstanbul’daki Ümraniye ve Sultangazi gibi yerleşimleri örnek gösterdi. 2/B yasasını tasarı halindeyken inceleyip bununla ilgili doğabilecek hukuki ve sosyal sıkıntılar hakkında bir rapor hazırlayarak ilgili bakanlıklara ve Başbakanlığa ulaştırdıklarını kaydeden Kaya, “Türkiye’deki çarpık yapılaşma süreci yeni değil. 1997 yılında uygulamaya konulan Milli Emlak ve Gecekondu Islah Projesi (MEGİP) kapsamında da benzeri uygulamalara girişildi. Ümraniye bu açıdan pilot bölge seçildi. Daha sonra 2/B konusu gündeme geldiği dönemde özellikle Antalya bölgesinde yoğun bir karmaşanın yaşandığını gördük. Yasa taslağını incelediğimiz zaman bu düzenlemenin çok tehlikeli olduğunu dile getirdik. Ancak insanların bireysel çıkarlarının peşinde koşmasının yarattığı atmosferde bu yasa çıktı” dedi.

Köylünün alamadığı 2/B'ler turizme açılacak
Antalya’nın Aksu ve Serik ilçelerinde özellikle kıyıya yakın bölgelerde seracılıkla uğraşan halkın arazilerini kaybetme riskinin gündemde olduğunu keydeden Kaya, rayiç bedellerin yüksek oluşunun hak sahiplerinin bu arazileri satın almasını güçleştirdiğini belirterek, “Örneğin Aksu bölgesinde 2/B dışındaki bir dönüm ekilebilir arazinin fiyatı 30 bin lirayken, yanıbaşındaki 2/B arazisine 70 ila 75 bin lira gibi rayiç bedel tespit edildiği söyleniyor. Hatta 60 bin liralık arazilerin bitişiğindeki 2/B’lerin 200 bin lira rayiç bedelle satılacağı dile getiriliyor. Bu çarpıklığın en büyük nedeni bu bölgenin turizm bölgesi olması. Çünkü buralarda tarım yapan köylülerin bu fiyatlarla arazileri alması söz konusu değil. Yasa, öncelikli olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na veriyor yetkiyi. Daha sonra da TOKİ ve belediyelere. Bu bölgedeki arazilerin turizm amaçlı değerlendirileceğini düşünüyorum. Antalya’nın doğusundaki sahil bandında yeni turizm destinasyonları yaratma projeleri var. Antalya- Alanya arasındaki kıyı bandında batılı zenginlere yönelik konut projeleri var. Kısacası bu arazileri vatandaşın elinden alıp bu projeler için değerlendirecekler. Bu alanları kara para aklamak için kullanacaklar. Üstelik tapu kaydını ortaya koyunca bu talan yasal olarak ve meşrulaşarak gerçekleşecek. Yabancılara yönelik dolaylı satışlar yaşanacak. Bütün bu işler için TOKİ kullanılacak” diye konuştu.

Hükümet 2/B'leri para olarak görüyor
Afişler hazırlanarak 2/B arazilerin satışının teşvik edilmesini de değerlendiren Kaya, hükümetin bu arazileri para olarak gördüğünü ileri sürerek, “Hangi hükümet gelirse gelsin buna böyle bakacak ancak bir yandan bu arazileri gelir kapısı olarak görürken diğer yandan da ortaya çıkan sosyal yarayı iyileştirmenin de yolları bulunmalı. Ancak mevcut yasanın mantığı bu yaraya merhem olmaktan çok, yarayı daha da azdıracak nitelikte” görüşünü savundu.

2/B'ler havuç ve sopayla oy devşirme aracına dönecek
30 Ekim tarihinde başvuru süresi dolacak olan arazilerin, 2/B kadastrosu yapılarak işgalcileri tespit edilmiş olanları kapsadığını anımsatan Kaya, henüz kadastro çalışmaları tamamlanmamış olan 2/B’lerle ilgili başvuru süresinin sekiz ay sonra dolacağını belirterek, “Bu konudaki çalışmalar halen sürdürülüyor. Bu da önümüzdeki yıl yapılması planlanan yerel seçimlerin öncesine denk düşüyor. Bir nevi 2/B arazileri, havuc ve sopa taktiğiyle oy devşirme aracı olarak kullanılacak” iddiasında bulundu.

Kamu otoritesi çarpık yapılaşmaya göz yumuyor
2/B yasasının tartışmaya başlanmasından sonra yaylalarda ortaya çıkan yapılaşmanın, sürecin yarattığı bir hastalık olduğunu ifade eden Kaya, “İşgalci konumundaki vatandaşlar ‘bu arazinin benim olduğu belli olsun’ mantığı ile çarpık yapılaşma yoluna gidiyor. Kamu otoritesi de bu duruma çoğu zaman göz yumabiliyor” dedi.

Alanyalı yörükler Almanlara uzaktan bakıyor
2/B’lere ilişkin sürecin sosyo-kültürel açıdan büyük sıkıntılara neden olacağını ileri süren Kaya, “Alanya’nın Mahmutlar kasabasında yıllar önce arazisini satan Yörük’ler, şimdi yanıbaşındaki villaya yerleşen Alman’a ya da Hollandalı’ların kurduğu mahallelere uzaktan bakıyor. Yörük kadını hala ineğini sağıyor ama komşusuyla arasında duvar var. Yabancılar Türkiye’den arazi almayı seviyorlar. Çünkü Avrupa’da toprak çok kıymetli. Örneğin İngiltere’de toprak satın almanız mümkün değil, çünkü bütün topraklar kraliçenin mülkiyetinde. Bir çok ülkede de arazi satışı yapılmıyor. Ancak Türkiye bu konuda yaptığı düzenlemelerle kısıtlamaları da kaldırdı. Türkiye’de yaşanan süreç, kurbanlık koyunun kendisini kesen bıçağı yalamasına benziyor” değerlendirmesinde bulundu.

Yusuf Yavuz