İSTANBUL - Elif Ferhan Yeşilyurt

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) 28 Şubat sürecindeki Başkanı Erol Yarar, ambargo, sorgulama, dışlama ve adeta hapis ile korkutma sonucu 28 Şubat sürecinin büyük bir baskı alanı oluşturduğunu belirterek, "Bunlar Türkiye'nin birçok tohumunu, müteşebbis ruhunu ortadan kaldırdılar. Belki de bir neslin yüzde 20-30'u kayboldu." dedi.

MÜSİAD'ın Kurucu Başkanı Yarar, 28 Şubat sürecine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinin "yeşil sermaye" kavramının üretildiği bir süreç olduğunu, sermayeyi renklendirerek ayrıştırma çabaları bulunduğunu, MÜSİAD'ın, ortaya koyduğu başarı ve Anadolu sermayesini bir araya getirmesinin belli "tekelci sermaye"yi rahatsız ettiğini söyledi.

"28 Şubat sürecinde gemiyi önce fareler terk etti"

Yarar, iş adamlarının büyüyebilmesi için siyasi destek ve teşvik sistemlerinin gerektiğini belirterek, "Geçmişte teşvik sistemleri bu azınlığın taleplerine uygun şartlarla veriliyordu. Biz ise KOBİ'lere uygun destek politikalarını savunduk. Neticede bu uygulamalarla Anadolu sermayesinin güçlenmesini sağladık, ufuklarını açtık. Dil bilmeyen, ihracat yapmayan sanayicileri 40-50 ülkeye ihracat yapar hale getirdik." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye sermayesi güçlendiyse bu süreçte yapılan mücadeleler sonucunda güçlendiğini anlatan Yarar, "Anadolu'da işsizlik azaldıysa, göçte azalma olduysa bu mücadele sonucunda olmuştur. Bu mücadele sadece siyasal mücadele değil, arkasında ekonomik gerekçeleri olan bir mücadeledir." dedi.

Söz konusu dönemde MÜSİAD üyelerinin yüzde 20 azaldığının anımsatılması ve yeniden üye olmak isteyenlerin olup olmadığı şeklindeki soru üzerine Yarar, ayrılıp yeniden gelmek isteyenleri almadıklarını söyledi.

Yarar, "Bu iş bir imtihandır, insanları zor zamanlarda tanırsınız. MÜSİAD'ın yükseldiği süreçlerde çok büyük talepler oldu. 28 Şubat sürecine gelince, gemiyi önce fareler terk eder misali bazı farelerin kaçıştığını gördük. Biz hayatı bir imtihan olarak gördüğümüz için onları bu imtihanı kaybeden olarak gördük. MÜSİAD bünyesinde yüzde 80 gibi bir çoğunluk kaldı. Hatta o süreçte üye olanlar bile oldu. O süreçte MÜSİAD üyeliğinden ayrılanların yarısı kadar yeni üye aldık." ifadelerini kullandı.

"Örgütsel boyutunu kimse tahmin edemiyordu"

Yarar, 15 Temmuz sürecini hazırlayanların oportünist olduğunu, her ortamı kendi lehlerine çevirmeyi bilen bir grup olduğunu aktararak, "Daima güçle iş birliği yapmak, ortaya çıkan durumu lehlerine çevirmek... İlkesizliği, omurgasızlığı kendinize ilke edinmişseniz o zaman herkesle iş birliği yapabilirsiniz. Başörtüsündeki, sanayideki, siyasetteki duruşlarından, takiyeciliklerinden, 'siyasete müdahale etmiyoruz' deyip işlerine geldiğinde kendi fikirlerine en ters olanları bile desteklemekten çekinmeyen ilkesiz duruş onların temel sıfatıdır. Bir 10 sene geçtiğinde o oportünist tavır kendini alttan getirdiği tavrı üstlere çıkarmayı temin etti. Ondan sonra proaktif politikaya geçtiler. PKK nasıl Abdullah Öcalan gibi birinin organize edemeyeceği çapta bir örgütse, bunların örgütü de dış destekli olduğu için uluslararası teşkilatın Türkiye organizasyonu olarak görmekte fayda var." değerlendirmesinde bulundu.

Yarar,"Gerçek kahramanlar bu milletin içinde" 15-20 senedir onları tanıdığımız için her zeminde onların güvenilmeyeceğini, takiyeci olduğunu, oportünist olduğunu ifade ediyorduk ama bu örgütsel boyutunu kimse tahmin edemiyordu. İnsanlarına kurşun sıkacak kadar, ölüm emri verecek kadar cürretkar, kendi din kardeşini öldürecek boyuta getirecek kişiliği Türk halkının zihni almaz. Biz böyle insanı hayal edemeyiz ve haliyle tedbir de alamayız." ifadelerini kullandı.



Kaynak: AA