Demokrasi için ikaz!

ANKARA - Genelkurmay Başkanlığı tarafından 12 Eylül davası için mahkemeye gönderilen belgeler, 1980’de yapılan darbeden önce Kenan Evren liderliğindeki kuvvet komutanlarının, ordu komutanlarıyla gizli toplantılar yaparak, askeri müdahale için koşulları değerlendirdiklerini ortaya çıkardı. Aralık 1979’da İstanbul ve Diyarbakır’da yapılan iki toplantıda, “anarşinin durdurulması için” TSK’nin ülke yönetimine müdahalesinin şekli tartışıldı. Toplantıya katılan ordu komutanları, 27 Mayıs gibi bir müdahaleye karşı olduklarını, buna henüz kamuoyunun hazır olmadığını kaydetti. Meclis’in kapatılmaması ve demokratik usulden ayrılınmamasını isteyen komutanlar, ülkenin içinde bulunduğu durumdan çıkması için cumhurbaşkanı ve parti liderlerinin “ikaz” edilmesi ve Meclis üstünde olağanüstü bir hükümet kurulması önerisinde bulundu.
Genelkurmay Başkanlığı’nın Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın sanıkları olduğu darbe davası için gönderdiği son belgelerin içinde 12 Eylül öncesi yapılan gizli toplantıların tutanakları ortaya çıktı. Tutanakları göre Kenan Evren liderliğindeki kuvvet komutanları, 21 Aralık 1979’da İstanbul’da ve 25 Aralık 1979’da Diyarbakır’da ordu komutanları ile iki toplantı yaptı. Toplantıda, ülkenin içinde bulunduğu “anarşi durumu” ile “siyasi bunalım” ele alındı, bu konuda TSK’nin ne yapması gerektiği konusunda ordu komutanlarıyla fikir alışverişinde bulunuldu.

‘ÇOK GİZLİ’ BELGELER...

12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 33 yıl geçti. Bu süreçte darbeyi, daha çok mağdurların anlatımları, olayın tanıkları ve gazetecilerin yazdığı kitaplardan öğrendik. Darbelerle gerçek toplumsal bir hesaplaşma yerine çoğunlukla siyasi hesaplar öne geçti. Peki darbeyi yapan Türk Silahlı Kuvvetleri, 12 Eylül’e nasıl hazırlandı? Cuntanın lideri Kenan Evren, askeri müdahale için hazırlıklara ne zaman başladı; hangi komisyonu kurdurdu? Darbe sürecine hangi komutanlar katıldı, ne gibi yazışmalar, toplantılar yapıldı? Darbe hazırlığı mektuplaşmalarında neler yazıyor? Asker, darbe öncesi siyasete “gizli” olarak nasıl müdahale etti? Müdahalenin yol haritası olan Bayrak Harekât Planı nasıl oluşturuldu? Evren, bu plana ne zaman imza attı ve ilk sözü ne oldu? Darbeye aktif olarak katılan ve daha sonra Genelkurmay Başkanlığı’na dek yükselecek olan isim kim? Karargâhın “karşı darbe” korkusunun arkasında ne vardı? Bu soruların yanıtı Genelkurmay’ın 12 Eylül davası için Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın sanık olarak yargılandığı mahkemeye gönderdiği “çok gizli” belgelerde saklı. Binlerce sayfa belgeyi taradık ve 12 Eylül’ü bu kez “darbeyi yapan” tarafın gözünden, Genelkurmay’ın belgelerinden aktarıyoruz.

‘Anarşiye çözüm bulun’ mektubu


İstanbul ve Diyarbakır’da yapılan iki toplantıda siyasilerin “ikaz” edilmesi önerisi çıkınca, Evren ve kuvvet komutanları 26 Aralık 1979 tarihinde parti liderlerine uyarı mektubu gönderilmesine karar verdi. Siyasilerin ülkedeki anarşiye çözüm bulmaması halinde TSK’nin üzerine düşen görevi yapacağı belirtilen uyarı mektubu, 27 Aralık 1979 tarihinde Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e teslim edildi. Korutürk de 2 Ocak 1980’de Başbakan ve Adalet Partisi (AP) Genel Başkanı Süleyman Demirel ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Bülent Ecevit’i Çankaya Köşkü’ne birlikte davet ederek iki lidere uyarı mektubunu verdi.

‘Toplu istifa edelim’


2. Kolordu Komutanı Korgeneral Recep Ergun: Bugüne kadar gördük ki, şimdiki hükümet şekilleri ile anarşi ve bölücülüğün tırmanmasına bir türlü mani olunamıyor. Çünkü anarşi ve terörün yasal süt anaları vardır. Anayasa Mahkemesi, Danıştay başta olmak üzere Emniyet, idare ve TRT bu anarşistlerin arkasındadır. Türk kamuoyu 27 Mayıs benzeri bir hareket için henüz hazır değil. Kamuoyunun yüzde 99’nun bizden olması gerekir. Hâkimler kanunları işletmiyorlar. Zaten işletseler bugünlere gelinmezdi. Mesela 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4’üncü maddesi vardır. Bu maddeyi hâkimlerimiz işletmiş olsalardı şimdiye kadar binlerce memur işten çıkarılırdı. 200 gün içerisinde hükümetçe açıklanan bazı vaatlerin sonucu beklenmeli. Cumhurbaşkanı seçimi de bu sürecin bitimine rastlamaktadır. Ordunun bu tarihe göre planlama yapması gerekir. Bu anarşik durumdan kurtulmak için üç yol olabilir: Doğrudan doğruya yönetime el koymak. Dolaylı yoldan yönetime el koymak. İkaz etmek. Doğrudan yönetime el koymayı uygun bulmuyorum. Silahlı Kuvvetler’i yıpratır ve büyük gaileler açar. 27 Mayıs’ı yaşadık, zararlarını çektik. Dolaylı yoldan yönetime el atma; anayasa kalacak, parlamento kalacak. Böylece yönetimi üzerine alanlar suni hareketler yaparak zamanı uzatacaklar ve sulandıracaklar. İkaz etmeyi uygun buluyorum. Hatta bir ikaz hepimizin istifası ile de yapılabilir.

Cumhuriyet