Sendikacıların ‘genç emek sömürüsünü katmerli hale getireceği’ savıyla protesto ettiği ‘torba yasa’da, 12 Eylül mağdurlarının ağzına sürülmüş bir parmak bal var. Aslında bu öneri yeni değil. Yıllar önce MHP’den geldi. Verilen ama bir türlü görüşülmediği için kadük olan yasa teklifinde, 12 Eylül döneminde hapse atılanların, cezaevinde geçirdikleri süre boyunca sigortalı sayılmaları ve primlerinin devlet tarafından ödenmesi yönünde bir düzenleme öngörülüyordu.

AKP, MHP’nin kapsamlı olan bu önerisini torba yasanın içine dahil etti ama bir sürprizle. Bir hak mağduriyetinin telafisi olarak sunulan düzenlemeye göre, “sıkıyönetim mahkemelerinin görev alanına giren suçlar nedeniyle yakalanan veya tutuklananlardan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yönetime el koyduğu 12 Eylül 1980’den sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına ya da beraatlarına karar verilenler, gözaltında ve tutuklulukta geçen süreleri için borçlanabilecek.”

Düzenlemede sigorta primlerinin, daha önce mağduriyetlerinden ötürü tazminat almış olanların kendileri, tazminat almayanların ise Hazine tarafından ödenmesi hükmü de var. Torba yasadaki ‘12 Eylül’ maddesinin darbenin 30 yıldır yarattığı toplumsal mağduriyetlerden hiç değilse bir boyutunu telafi ettiği düşünülebilir. Peki ama şu ayrıntılar görmezden gelinebilir mi?

Farklar ödenmeyecek
12 Eylül öncesinde hiç kimse, sürdürdüğü sistem karşıtı mücadeleden ötürü bir emeklilik beklentisinde değildi. AKP bu yeni düzenlemeyle 12 Eylül öncesinde mücadele edenlerin azımsanmayacak bir bölümünü toptan ‘emekli’ etti. Üstelik çokça konuşulacağa benzeyen bu ‘12 Eylül emeklisi’ olgusunu bir hayli de ucuza kapattı. Çünkü düzenlemeden yararlananlara, geçmişe yönelik aylık veya fark ödenmeyecek!
AKP, düzenlemeyi haklarında kovuşturmaya yer olmadığı ya da beraat kararı verilenlerle sınırlı tutarak, 12 Eylül’ün adaletsiz olduğu artık herkes tarafından kabul edilen ‘apoletli yargı’sını akladı. Haklarında beraat kararı verilen cunta mağdurlarına verilen bu haktan, 12 Eylül adaletinin verdiği cezalarla mağdur olanlar yoksun bırakıldı.

Yapılan düzenlemenin ayrıntısında, tutuklu ve gözaltındaki sürelerin, emekli ikramiyesi hesabında dikkate alınmayacağı yazılı. Ayrıca, yaşadıkları mağduriyetten ötürü devleti tazminata mahkûm edenler de sigorta primlerini kendi ceplerinden ödeyecekler. Düzenlemedeki bu ayrıntılar, AKP’nin 12 Eylül cuntası tarafından içeri atılanların sadece bir bölümüne, cep harçlığı niteliğinde bir tazminat öngördüğünü gösteriyor. Düzenlemeye “Yaşadıklarınızdan ötürü dava açıp tazminat almışsanız, primlerinizi ödersiniz” hükmünü koymanın başka bir izahı da yok.

Davası sürenler ne olacak?
Torba yasada ‘12 Eylül emeklisi’ olmanın yolu, ‘hakkında beraat ya da kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın belgelenmesi’ şartı bir başka garabet çelişkinin daha üzerinden atlandığını gösteriyor. Otuz yıldır devam eden Devrimci Sol, Devrimci Yol gibi davalarda yargılananların durumu bu açıdan tam bir belirsizlik içinde. Hakkındaki suçlamaların zamanaşımından ötürü düşme ihtimali neredeyse kesin olan bu davalarda yargılanan binlerce kişi, henüz davaları sonuçlanmadığı için ‘altı ay içinde başvuru’ yapamayacak ve ’12 Eylül emeklisi’ olamayacak.




Radikal