YARSAV Başkan Yardımcısı Ankara Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada YARSAV içerisindeki paralel yapılanmayı gözler önüne serdi. 

 “Yarsav'ın Laik Demokratik Hukuk Düzenini Savunan Üyelerine Çağrı” başlığı altında yapılan açıklama şöyle:

“…amacı kurumların içine sızarak orayı ele geçirmek veya etki alanında tutmak olan cemaat yapılanmasının YARSAV’ın içine sızmadığını söylemek doğru değildir.İlk olarak Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU'nun yönetime seçilemediği genel kururulda varlıklarını gösteren yapı sonraki genel kurullarda ben dahil olmak üzere Leyla KÖKSAL,Mustafa KARADAĞ,Defne BÜLBÜLve İbrahim Fikri TALMA'nın ismini blok olarak çizerek varlıklarını gösterdiler.Bu bir blok şeklinde hareket eden yapının kendileriyle ilgili bizzat adres vererek F tipi yargının ne menem bir şey olduğunu her platformda bütün sertliği ile ortaya koyan,en ağı eleştirilerde bulunan mevcut Başkan Murat ARSLAN ve onun yönetime aldığı kişileri neden destekledikleri neden yönetimde olan bazı arkadaşlara vermedikleri bu güne kadar açıklanmamıştır.Buradanda şöyle bir sonuç çıkıyor ya böyle bir yapı yok Ya da bu yapı celladına aşık.

 YARSAV'ın “2014 HSYK seçimlerinde kendi ilke ve değerleri ile girdiği seçim yarışında özveriyle ve binbir zorlukla yürüttüğü seçim mücadelesinde birisi hariç tüm adaylar ilkelerinden taviz vermeden mücadele ederken yönetim kurulundan da bazı üyeler dahil olmak üzere bir kısım dernek üyülerinin bizi destekler görünürken seçime bağımsız giren ancak bağımlı oldukları anlaşılan yapı lehine çalıştıklarını maalesef seçim sonucunda öğrendik,bu tablonun bir değerlendirmesi yapılıp bununla hesaplaşılmamıştır.

 Yargı dünyasına girdiği ilk günden itibaren hukukun üstünlüğü,demokratik devlet düzeni,laik sistem ve Büyük Önder Atatürk'ün gösterdiği hedef doğrultusunda gerek yurt içinde gerekse yurt dışında uluslar arası kuruluşlarla daha iyi bir hukuk sistemini savunan YARSAV'ın ve onun bedel ödeyen üyelerinin verdikleri bu mücadelenin saygınlığına gölge düşürmemek için geçmişleri bilinmeyen insanlardan kurtulması gerekir.

 Bir gerçeği kabul etmemiz gerekir,içimizdeler ve uyuyan bir kanserli hücre gibi diğer masum hücrelerle birlikte bedenimizde yaşıyorlar.Ne zaman metastaz yapıp vücudu saracağını da bilmiyoruz.YARSAV’ın kendi içinde amacı devleti dinselleştirmek olan bir yapıyla demokratik,laik hukuk devleti mücadelesi vermesi mümkün değildir.O nedenle yapılması gereken önce bu kanserli hücrelerden kurtulmaktır.

 

Güzel bir sözdür bende çok sık kullanırım ''Aynı yöntemlerle farklı sonuçlar almak mümkün değildir''.YARSAV’ın içine cemaat yapısını alan ve onlarla yönetimsel işbirliği yapan yönetim kadrolarının bunu başarması mümkün değildir.Bu nedenle seçilecek başkan ve yönetimin öncelikle bu konuda temiz ve kararlı olması gerekir.Yönetime gelecek arkadaşlarımızın bilinir,ilkeli,tüm hayatlarında laik, demokratik hukuk sisteminin ilkelerine bağlı kalmış,bunu kendine rehber edinmiş geçmişinde hiçbir doğmatik yapı içinde yer almamış kişilerden seçilmesi gerekir.Üniversite yıllarında cemaat yapısında yer alan meslek hayatında bu yapılara şirin gözükmeye çalışan kişilerin bırakın yönetimde YARSAV'da da işleri yoktur,bunlarla gerçekleştirilecek bir amaçta bulunmamaktadır…”

 Yargıda Birlik Platformu sözcüsü Abbas Özden sosyal medyada yaptığı paylaşımda "Kendisini bu cesur, samimi ve gerçekçi tespit ve değerlendirmeleri için kutluyorum..

Ayrıca, Cumhuriyet değerlerine sahip olup, gerçekten yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını ve hukukun üstünlüğünü ilke edinmiş diğer arkadaşların, bu gerçekleri söylemek için daha ne kadar bekleyeceklerini de doğrusu çok merak ediyorum....

Saygılarımla...." dedi.