ANF 10:14 / 17 Ekim 2012 Paris - KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, İsviçre’de Fransızca dilli LeTemps gazetesine verdiği mülakatta, “vur-kal” olarak özetlenen yeni taktik yolda ilerleyemeye devam edeceklerini ve hatta silahlı mücadeleyi daha da yoğunlaştıracaklarını söyledi. Karayılan, Erdoğan’ın ise Hitler’i anımsatan hegemonik tutkulara sahip bir diktatör olduğunu kaydetti.

Karayılan’ın Le Temps gazetesinin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Le Temps: Bu yaz PKK’nin yürüttüğü yoğun bir saldırısına tanık oldu, neden?

-Murat Karayılan: Ankara Oslo müzakerelerini durdurdu. Türk delegasyonu ile bir mutabakat protokolünde anlaşmıştık. Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın protokolü onaylaması gerekiyordu. Ama hiç cevap vermedi. Aksine, kendisinin güçlü olduğuna inanarak, silahla bizi yenebileceğini düşünerek, tüm cephelerde saldırılarını arttırdı. Bizi burada, Kandil’e kadar takip etti. Özellikle geçen kış ağır kayıplarımız oldu. Biz de baharda yeniden organize olduk ve yaz başında karşı saldırıya geçtik.

Bugün önce olduğundan daha güçlü müsünüz?

-Yeniden organize olmakla birlikte, taktik yaklaşımı da değiştirdik. Önce biz vuruyor, ardından dağılıyorduk. Ordu da bizi takip ederek kayıplar verdiriyordu. Artık kaçmıyoruz. Ordunun güçlü olduğu ve bizi beklediği askeri üslere artık saldırmıyoruz. Türk güçlerinin olmadığı bölgelerde giriyor ve gelmelerini bekliyoruz. Aslında, alan işgal ediyoruz ve ordu bizi çıkarmaya geldiğinde bile buraları tutuyoruz.

Neden bu taktik daha önce de geliştirilmedi?

-Biz de aynı soruyu kendimize soruyoruz. Çünkü beklentilerimizin ötesinde etkili oldu. Ordu da şaşırdı. Tüm vuruşlarımızda kazanıyoruz: eğer ordu denetimimizdeki alanlara, örneğin Hakkari kırsal alanlarına, müdahale ederse bizim alanlarımızda, yani bize avantaj sağlayan ve çok iyi tanıdığımız bu dağlarda çatışmak zorunda kalacak. Bir şey yapmazsa, bir bölgeyi ele geçirdik demektir. Bu yolda devam edeceğiz ve hatta silahlı mücadeleyi yoğunlaştıracağız.

Diyaloga açık kalacak mısınız?

-Evet, ama her şey Türk hükümetine bağlı. Recep Tayyip Erdoğan birkaç hafta önce Oslo görüşmelerinin yeniden başlayabileceğini söyledi. Çok iyi, ancak sadece kelimelerden ibaret. Pratikte Kürt sorununa bir çözüm bulma iradesi göstermiyor. Biz tüm müzakerelere, diyaloglara kesinlikle açığız ama silahlı eylemlerimizi durdurmayacağız.

Şiddetin durmasının şartı nedir?

PKK, farklı siyasi partiler ve Kürt sivil toplumu Abdullah Öcalan’ı Ankara ile müzakerelerde kendilerini temsil etmesi için muhatap olarak belirledi. Biz Abdullah Öcalan’ın tutukluluk koşullarının düzeltilmesini, ihtiyacı olan sağlığa erişmesini, güvenliğinin sağlanmasını ve bir hareket özgürlüğüne sahip olmasını istiyoruz. Bu bir ev hapsi biçiminde olabilir. Böylece önderimiz hükümet ile müzakereleri yürütebilir. Bu şiddetin durması için vazgeçilmez bir koşuldur.

Siz başbakanın şahsının barış önünde engel olduğunu düşünüyor musunuz?

-Recep Tayyip Erdoğan, krize bir çözüm bulacağı vaadinde bulunarak Kürtlerin sırtından seçildi. Görevinin başında daha çok ılımlıydı, ancak gerçek yüzü çabuk ortaya çıktı. Adolf Hitler’i hatırlatan hegemonik tutkuları olan bir diktatör.

Türkiye, çıkarları ve güvenliğinin tehlikeye girmesi halinde Suriye’deki Kürt bölgesine müdahale tehdidinde bulundu. Bu durumda ne yapacaksınız?

-Türkiye’nin bu çatışmadan uzak durması, entrikalarından vazgeçmesi gerekiyor. Kürtlerin meşru bir demokratik özerklik arzuları var, haklarının tanınmasını istiyorlar. PKK tüm Kürtlerin özlemleri ile dayanışma içindedir ve Suriye Kürtlerine desteğimizi sunuyoruz. Eğer Türk ordusu onlara saldırırsa ya da onları seçtiği kurumlara saldırırsa, Türk topraklarında çok şiddetli misillemelerde bulunacağız.