Milliyet Gazetesi’nden Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre, Antalya Emniyeti Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü Yunus timlerinde görevli 13 yıllık polis memuru Mehmet Ergin, 27 Ekim 2008’de motosikletle Yeşildere Mahallesi’nde devriye gezerken, üzerinde iki kişi bulunan motosiklet ‘dur’ ikazında bulundu. Duraksayan motosikletin arka kısmında oturan Halil K. indikten sonra sürücü Çağdaş Gemik tekrar motosikleti hareket ettirince polis memuru, arkasından 2 el ateş etti. Kurşunlardan biri, Gemik’in ensesinden girip yanağından çıkarak ölümüne neden oldu. Tutuklanan Ergin, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılandı ve önce müebbet hapis cezasına ardından da indirim uygulanarak 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, hayati bölgelere ateş eden polisin, sonucun bu olacağını öngörmesi gerektiğini belirterek, “olası kastla öldürme” suçundan işlem yaptı.

Yargıtay’dan polise kıyak
Karara itiraz edilince dosya Yargıtay’ın gündemine geldi. Polis Ergin hakkında verilen ceza,Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nce, “suç niteliğinde yanılgıya düşüldüğü” gerekçesiyle bozuldu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi sanığın “yaralama sonucunda ölüme neden olmak” suçundan yargılanması gerektiğine hükmetti. Buna karşılık yerel mahkeme ilk kararında direndi. Kararda, Gemik’in ve arkadaşının polise hiçbir direnişinin bulunmadığı vurgulandı. Kararda, düğünlerde havaya ateş açılmasında bile Yargıtay’ın olası kast suçundan işlem yaptığına dikkat çekildi. Direnme kararı üzerine dosyaya bakan Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise polise indirimli ceza verilmesi gerektiğini kaydetti.

Kararda, Gemik’in bir sonraki polis ekibi tarafından yakalanabileceğine, arkadaşının polise teslim olarak direnmemesine, kafa hizasından ateş edilmesine gerek olmadığına atıf yapılmasına rağmen, polisin yaralama kastıyla hareket ettiği savunuldu. Böylece, polise 10 yıla yakın ceza verilmesi gerektiği belirtildi.

İçişleri Bakanlığı Gemik’in ailesine dava açtı!
Gemik’in bu kararla sarsılan ve dosyayı AİHM’ye götürmeye çalışan ailesi, İçişleri’nin başvurduğu mahkemeden gelen tebligatla şoka uğradı. Bakanlığın, davanın ilk duruşmasında çıkan olaylarda yaralandığı iddia edilen polise bakanlıkça ödenen tazminatın aileden alınması için dava açtığı ortaya çıktı. Hazine avukatının açtığı davanın dilekçesinde, polis Güdül’e ödenen 4 bin 570 TL’nin Gemik’in ailesinden rücu edilmesi istendi. Dilekçede olaylarla ilgili açılan dava ve polis memuru için Adli Tıp’tan verilen vücudunda iki morluk bulunduğuna yönelik rapor kanıt gösterildi.

Olaya ilişkin duruşmada çevik kuvvet polisleri, mahkeme salonunda yargılanan polis Mehmet Ergin'e tepki gösteren Gemik’in yakınlarına biber gazıyla müdahale etmişti.

Mahkum olan işkencecinin parasını devlet ödüyor!
Polise ödediği görev tazminatını Gemik’in ailesinden isteyen devlet, Türkiye’nin AİHM’de mahkûm olduğu davalarda ise yasal zorunluluğa rağmen aynı yolu izlemiyor. 2002’deki düzenleme ile Türkiye’nin ödediği tazminatların ihlale neden olan kamu görevlilerinden alınması yasaya konuldu. 2006’da dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, yasanın çıktığı günden beri AİHM’in hükmettiği tazminatlarla ilgili olarak açılan bir rücu davasında ret kararı verildiğini bildirdi. Buna karşılık onlarca davada Türkiye tazminata mahkum oldu. Çiçek, İçişleri Bakanlığı aleyhine, idari mahkemelerde toplam 115 dava açıldığını belirtirken, bu davalardan 29’unda tazminata karar verildiğini, 35’inin reddedildiğini, 51’inin ise halen sürdüğünü dile getirdi. Tazminata karar verilen davalar nedeniyle 750 bin YTL tazminat ödendiğini kaydeden Çiçek, Hazine zararının giderilmesi amacıyla sadece üç davada sorumluluğu tespit edilen üç personele karşı rücu davası açıldığını söyledi. 2010’da ise Maliye Bakanlığı, devam eden 2 rücu davası olduğunu bildirdi. Son olarak geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanlığı, benzer bir soru önergesine verilen yanıtta, konunun Maliye Bakanlığı ile ilgili olduğunu belirtti.