Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 9 Nisan 2012 tarihli “Taşınmazların imar planında oyun alanı ve yeşil alan kalmasından dolayı uğranılan zararın tazmini” istemiyle açılan davanın, idari yargıda çözümlenmesi gerektiği belerten Alcan, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, adli yargıda açılan davaların adresini, idari yargı yolu olarak göstermesinin, devam etmekte olan yargılama süreçlerine zarar verebileceğini söyledi.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının istihsalinden sonra Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin çıkardığı kararına değinen Gayrimenkul Hukukçusu Alcan şu açıklamalarda bulundu:

“İmar planında park, yol vs. olarak ayrılan taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi 5 yıl içinde davalı idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz mal bedelinin ödenmesi” şeklindeki karara rağmen, Uyuşmazlık Mahkemesince verilen kararı haksızdır.”

Av. Emre Alcan sözlerine şöyle devam etti; “Halbuki, 3194 sayılı yasaya bağlı bir eylem bulunmamaktadır. Ortada idari bir işlem ve dolayısıyla idari yargının görevi söz konusu değildir. Hukuki dayanağı İmar Kanunu’na göre belediye, imar işlerini fiiliyata dökmemesine bağlı ve dayalı olup, imar uygulaması olmayıp, tamamen mülkiyete yönelik hukuki dayanağı farklı ve dolayısıyla tam yargı davasından söz etmek mümkün bulunmamaktadır. Aksi halde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve 5. Hukuk Dairesi’nin emsal konusu içtihatların da görevsizlik nedeni ile idari yargıya gönderilirdi.
Kaldı ki; belediyeler, kamu gücünü kullanarak, idari işlem tesis ettiklerinde, söz konusu işlemler 5 senelik süreye tabidir. Bu süreyi aşan hallerde zamanaşımı gerçekleşir. Kamu gücünün kullanıldığı bu durum da haksız fiil ve işgal söz konusu olur. Dolayısıyla ortada herhangi bir işlem bulunmadığı ve kalmadığına cihetle, burada görevli olan da adli yargı ve hukuk mahkemeleridir.”

Av. Emre Alcan, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin “idari yargının görevli bulunduğuna” ilişkin kararının, hali hazırda onlarca yıldır taşınmazından faydalanamayan binlerce mağdur arsa sahibinin yargılama sürecini uzatacak yönde bir karar olmasının yanı sıra, yeni açılacak hukuki el atma davaları açısından bir süre için engel oluşturabileceğinin altını çizerek şöyle devam etti; Bu sebeple yerel mahkemelerin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesi kararlarına uymak suretiyle hareket etmeleri, yeni mağduriyetlerin oluşmaması açısından çok önemlidir.”



milliyetemlak.com