Adalet Gündemi sitesi yayın hayatına girdiği günden bugüne sürekli olarak Paralel Yapıyı hedef alan yayınlar yaptı. "Paralel Yapı yargıda bağımsız ve tarafsız yargı ilkesine aykırı, bu yapıya mensup olanlar aidiyet duygusu ile hareket ediyor" deniliyor. Bunu anladık. Peki hükümetin bütün icraatlarına sahip çıkmak ne oluyor? Üstelik temel hak ve özgürlükler söz konusu iken..
Bugün söz konusu sitede TBMM gündeminde bulunan ve yoğun eleştirilere neden olan "İç Güvenlik Yasa Tasarısı" na övgüler düzen bir yorum yer aldı. Böylesi tartışmalı bir yasa tasarısına övgüler düzen böyle bir yazı ya yayınlanmamalıydı, yayınlandı ise muhalif görüşlere de yer verilmeliydi.
Kişi hak ve özgürlükleri yürütmenin insafına bırakan bu yasa tasarısını tam bir taraflılıkla ve gerçeğe aykırı biçimde savunan böyle bir yorum tarafsız bir sitede yer almamalıydı.
Yazının bir bölümü şöyle:

"Hukuk devletine karşı “Sınırsız özgürlük” tehdidi
Bugün hem özgürlükler hem de güvenlik yeni bir tehditle karşı karşıya. Bu tehdit güvenlik ve özgürlüklerin sınırsızlığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Kaosa, şiddete ve ölümlere neden olan sözde ifade özgürlüğü kullanımlarının özgürlük olduğu maalesef ileri sürülebilmektedir. Önce “Gezi” daha sonra “Kobani” eylemleri ile ülke genelinde başlatılan yaygın “kaos” ortamı bu tehdidi yeterince özetliyor. Bu tür ‘kaos’ ortamının, herhangi bir Avrupa Konseyi ülkesinde “ifade özgürlüğü” olarak değerlendirilmesinin olanağı yoktur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve mahkeme kararlarında da karşılık bulunmamaktadır. Gerçekten bu tür eylemleri yapan çevrelerin Avrupa ülkelerindeki uzantılarının sergilediği eylemlerin “demokratik ifade” niteliğinde olduğu hemen fark edilmektedir.
BU ÇERÇEVEDE; Avrupa Birliği ülkelerinde mevcut “toplantı ve ifade hürriyeti” sınırlarının ülkemizde de belirlenerek hayata sokulması için “iç güvenlik paketi” yasa tasarısı Meclis’e gönderildi. Ancak bu düzenlemeler, belirli çevrelerce “polis devleti” düzenlemeleri olarak kamuoyuna yansıtılmaya çalışılmaktadır. Halbuki “paket içeriğinin Avrupa ülkelerinde kabul edilen ‘ifade hürriyeti’nin sınırlarının hukuk sistemimizde de “sınır” olarak kabul edilmesi olduğu açıktır. Polis devleti, hukuk devletinin karşıtı olarak yetkililerin işlem ve eylemlerinin hiçbir yargı denetimine tabi olmadığı, bireylerin hak ve özgürlüklerinin, güvenliklerinin ortadan kaldırıldığı, mahkemeler nezdinde hak arama özgürlüğünün yok edildiği devlet sisteminin adıdır. Bugün “iç güvenlik paketi” ise anayasal ve yasal reformlarla inşa edilmeye çalışılan ise demokratik hukuk devletinin kalıcı hale gelmesi ve olası tehditlerden korunması için yapılması gereken zaruri düzenlemelerdir.
Özetle “sınırsız özgürlük” güvenlik problemleri ortaya çıkardığı gibi “kontrolsüz güvenliğin” özgürlükleri yok ettiği farkındalığı ile hiçbirinin diğerine feda etmeden hukuk devletini hayata geçirmeliyiz."

Kime anlatıyorsunuz bunları?
Hangi medeni ülkede benzer uygulamalar varmış?  Siz hitap ettiğiniz kitlenin zekası ile alay mı ediyorsunuz?

Rahmi Ofluoğlu