Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticaret hacminin 2003'te 9 milyar dolar olduğunu anımsatan Al-Iktissad Wal-Aamal Group Direktörü Velid Ebu Zaki, bu rakamın 5 misline ulaştığını, 2017'de rakamın daha da artarak 70 milyar doları bulmasının beklendiğini bildirdi.

Bu yıl 12'ncisi düzenlenen Türk-Arap Ekonomi Forumu'nda (TAF'2017), Arap dünyasından yatırımcılar Türkiye'deki fırsatlarla buluştu. 500'dan fazla üst düzey yöneticiyi ağırlayan zirvede biz Türkiye'yi anlattık. Misafir konuşmacılar ise hem isteklerini dile getirdi hem Türkiye ekonomisini övdü. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in de katıldığı toplantıda bankacılık, finans, müteahhitlik gibi temel konular konuşuldu.

TÜRKİYE'YE İLGİ BÜYÜK

Yeni Şafak'ın haberine göre; 2005'ten bu yana düzenli olarak yapılan zirveye her yıl 400-500 arasında üst düzey yönetici katılıyor. Bu yılki ilgi de geçtiğimiz yıllardan eksik olmadı. Al-Iktissad Wal-Aamal, Qatar National Bank, Kuwait Finance House, Albaraka, Bank Audi, Bank Med gibi Türkiye'de önemli yatırımlara sahip Arap finans kuruluşlarının üst düzeyde temsil edildi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, TOBB Başkanvekili Halim Mete, Borsa İstanbul Başkanı Himmet Karadağ ve Türkiye Varlık Fonu Başkanı Mehmet Bostan Türkiye ekonomisini anlatıp yatırım çağrısında bulundular. Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticaret hacminin 2003'te 9 milyar dolar olduğunu anımsatan Zaki, bu rakamın 5 misline ulaştığını, 2017'de rakamın daha da artarak 70 milyar doları bulmasının beklendiğini bildirdi.

"DİRENCİMİZİ GÖSTERDİK"

Zirvenin açılış oturumunda körfez yatırımcılarına seslenen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Orta Doğu bölgesi için gelecek dönemin pek parlak görünmediğini ancak bunun güneşin doğuşundan önceki karanlığa benzediğini ifade ederek, "Çünkü bölgenin muhteşem bir potansiyeli var" dedi. Mehmet Şimşek, Türkiye'nin zorlu bir dönemden geçtiğini ancak ekonominin büyük direnç göstermeyi başardığını belirterek, "İç piyasada tekrarlayan şoklara rağmen Türkiye ekonomisinin iyi bir iş çıkardığını söylemek mümkün. 2016'nın Türkiye için zorlu bir yıldı. Buna rağmen aynı dönemde büyüme eksiye geçmedi, artı büyüme kaydedildi. Bütün bunlar Türkiye ekonomisinin ne kadar dirençli olduğunu gösteriyor" diye konuştu.

"TÜRKİYE İSTİKRAR KAZANACAK"

Türkiye'nin 16 Nisan'daki referandum da oylayacağı anayasa değişikliğinin büyük bir reform olduğunu belirten Şimşek, yabancı basının bu konudaki çarpıtmasına tepki gösterdi:

"Küresel medyada sanki Türkiye demokrasiden uzaklaşıyormuş gibi bir imaj yaratılmaya çalışılıyor. Aslında durum bunun tam tersi. Türkiye Anayasa reformu yoluyla istikrar kazanacak, idari istikrar mümkün olacak. Anayasa reformuyla çok daha demokratik, çok daha sağlam ve güçlü bir ülkenin temellerini atmış olacağız."

"PİYASADAN KAÇILACAK ZAMAN DEĞİL"

Hedeflerimiz çok büyük En karanlık saatlerin güneşin doğmasından hemen önceki saatler olduğunu belirten Şimşek, umutlu konuştu:

"Şu anda Türkiye'den kaçmak ya da uzaklaşmak doğru strateji olmayacaktır. Normalde bu içinde olduğumuz zamanlar piyasaya girilmesi gereken zamanlardır. Piyasadan kaçılacak zamanlar değildir. Bizim çok büyük hedeflerimiz var ve bunları gerçekleştirmek için de idari istikrar gerekiyor. Dolayısıyla Anayasa değişiklikleri uzun vadeli sağlam bir ekonomik öngörüyü mümkün kılabilmek için önemli. Türkiye açık olmaya ve açık kalmaya devam edecek. Biz korumacılık yolunda ilerlemeyeceğiz."

"SIRA İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ NESİL REFORMLARDA"

Türkiye'nin yaptığı yapısal reformlarla iyi bir mesafe katettiğini de belirten Başbakan Yardımcısı Şimşek, artık ikinci ve üçüncü nesil reformların zamanının geldiğini söyledi. Şimşek, önümüzdeki dönemde yapacakları- reformlar hakkında şunları kaydetti:

"Reform programı mızdaki hedeflerin çoğuna ulaştık. Halen daha yapa- caklarımız var. Bunun için de 17 Nisan sabahı itibarıyla biz çabalarımıza devam edeceğiz ve yapısal reformları tekrar gündemimize alacağız. Hukuki anlamda atmamız gereken adımları atacağız. Bürokrasinin azaltılması en önemli odak noktalarımızdan birisidir."

"TÜRKİYE'NİN YANINDAYIZ"

Al-Iktissad Wal-Aamal Group Direktörü Velid Ebu Zaki, Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında iş birliği, ticaret ve doğrudan yatırımın arttığını belirterek, bunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Körfez bölgesine verdiği ciddi önemin ve Körfez ülkelerin yöneticilerinin Türkiye'ye yaptığı ziyaretlerin etkisi olduğunu söyledi. Türkiye ile büyük gurur duyduklarını ve Türkiye'nin tüm baskılara rağmen dik durduğunu dile getiren Zaki, Geleceğimiz daha güçlü ve daha parlak olması için ortak tarihçemizin de verdiği destekle iş birliği içinde hareket edeceğiz" dedi.

"EKONOMİNİZ BİR MUCİZE"

Kuwait Finance House (KFH) Stratejiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fahad Al Mukhaizeem ise Türkiye'nin Körfez ülkelerinin yatırımlarına katkı sağlamak amacıyla sunduğu ekonomik fırsatların bölgedeki yatırımların değerini artırdığını dile getirdi. Türkiye'nin Arap yatırımcılar için tercih edilen bir bölge olmaya devam ettiğini anlatan Mukhaizeem, Türkiye'nin gerçek anlamda bir ekonomik mucize olduğunu belirtti ve coğrafi sıkıntılara rağmen Türkiye'nin 2017'de de büyümeyi sürdüreceğini vurguladı.

www.haberler.com