Hazine ve Maliye Bakanlığı dün Banka kredileri ile ilgili yeni tedbirler açıkladı.

Açıklanan Önlemler

- Kredi kanalları açık tutulmaya devam edecek

-Firma nakit akışlarının sürdürülebilirliğini teminen, vade ve fiyatlamalarda esneklik sağlanmaya devam edilecek

-Kur artışı nedeniyle limit aşımı oluşan kredilerde limit aşımı dikkate alınmayacak ve kredi kapama talebi yapılmayacak

-Yine kur etkisi ile teminat değeri risk tutarını karşılamada yetersiz kalan krediler için firmalardan ilave teminat talep edilmeyecek

Önlemlerin açıklanmasından sonra piyasalardan ve akademik çevrelerden tepkiler geldi.

Tepkilerin özü; açıklanan tedbirlere bankaların uyması zorunlu tutulursa bankaların riskinin artacağı, batık kredilerin çoğalacağı idi.

Tepkiler üzerine bakanlık yeni bir açıklama yaparak ‘tedbir’ değil ‘tavsiye’        dedi.

İster tedbir isterse tavsiye olsun her iki halde de açıklanan tedbirlerin reel sektör için yararlı olacağı açıktır

Açıklanan önlemler “tedbir değil tavsiye” dir açıklamasından önce adaletbiz.com sitesinde yayınlanan yazıda önlemlerin eksik kaldığını yazmıştım.

Karşılıksız çeklerin Risk Merkezine mücbir sebep koduyla bildirilmesi firmanın kredibilitesinin korunmasını sağlar ancak alacaklının Asliye Ticaret Mahkemesinden alacağı ihtiyati haczin uygulanması ve muhafaza yapılması halinde bu tedbirlerin boşa çıkacağını yazmıştım. Aynı şekilde bankaların kredi ödemelerindeki gecikmeler nedeniyle kredi sözleşmelerini kat edip icra takibi başlatmalarının da bu önlemeleri boşa çıkaracağını ifade etmeliyiz.

Yapılan yeni açıklamayla ‘tedbir’ değil ‘tavsiye’         denmesi durumu değiştirmiştir.

Bu durumda da tavsiye kapsamına Asiye Ticaret Mahkemelerinin alınmamasının nedeni yargı bağımsızlığı olabilir.

Biz yine de ulusal çıkarlar adına Asliye Ticaret Mahkemesi hakimlerinin bu tavsiyeleri dikkate almaları beklemekteyiz.

Sonuç olarak Asliye Ticaret Mahkemeleri borç ödeme güçlüğündeki firmalar hakkında ihtiyati haciz kararları verirken daha özenli olmaları gerektiğini düşünüyoruz.

KONKORDATO

Kriz sonrası https://rahmiofluoglu.wordpress.com/ bloğumda konkordato ve karşılıksız çek konularına ağırlık vermeye başladım.

7101 sayılı kanunla konkordato yeniden düzenlenmiştir. Getirilen yeniliklerden çok önem verdiğim “..kanunda belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir “ düzenlemesidir. https://rahmiofluoglu.wordpress.com/2018/08/17/konkordato-krizdeki-sirketlere-onemli-bir-firsat-sunmaktadir/

Bu düzenleme ile kanun geçici mühlet kararının verilmesinde hakime inisiyatif bırakmamıştır. Kanun açıkça hakime geçici mühlet talebinde kanunda belirtilen belgeler tamamsa derhal geçici mühlet karar ver demektedir.

Geçici mühlet neden önemlidir?

Geçici mühlet konkordato talep eden borçlu için son derece önemlidir çünkü mahkemenin üç ay için vereceği geçici mühlet kararı borçluya karşı yapılmış veya yapılacak bütün icra takiplerini durduracaktır. Böylece borçlu işlerini toparlama fırsatı elde edecek ve rahat bir nefes alacaktır. 

Hakimin geçici mühlet kararını bir gün dahi geciktirmesi konkordato sürecini sonuçsuz bırakmaya yetebilir.

Kanunun bu emredici hükmü karşısında ve bir de zirveden gelen tavsiyeler dikkate alındığında derhal sözcüğü daha da anlam kazanmaktadır.

Av. Rahmi Ofluoğlu

Biz Hukuk