DOĞUM BORÇLANMASI VE HİZMET BORÇLANMA TÜRLERİ Tarih: 21.09.2010
 
              Tamamı Ekim 2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre sigortalı olanların toplam dokuz çeşit Hizmet Borçlanması yapabilecekleri süreler vardır. Kanunun yürürlüğe girdiği günden itibaren özellikle uygulama şekli tartışılan ve birçok kadın sigortalı tarafından dava konusu yapılan Doğum Borçlanmasındaki gelinen son durum ve bunun sonucunda 4 yıla kadar erken emekli olma hakkı bulunan sigortalıların ve hak sahiplerinin borçlanabilecekleri diğer hizmet borçlanma türlerinin neler olduğu, bu yazımızın konusu olacaktır. 

             HİZMET BORÇLANMASI YAPILABİLECEK SÜRELER: 1 Temmuz 2010 tarihinde yayımlanan ve 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Hizmet Borçlanma İşlemlerinin Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ ile buna ilişkin olan önceki tebliğ yürürlükten kaldırılmış ve hizmet borçlanmaları ile ilgili yeni bazı düzenlemeler getirilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 41. maddesi, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ve söz konusu tebliğe göre sigortalıların ve hak sahiplerinin hizmet borçlanması yapabilecekleri süreler (türler) şunlardır. 5510 sayılı Kanuna Göre Borçlanma Kapsamında Olan Süreler: 1- Doğum veya analık İzni süreleri, 2- Askerlikte geçen süreler, 3- Doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri, 4- Avukatlık stajında geçen süreler, 5- Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklananların, tutuklulukta geçen süreler, 6- Grev ve lokavtta geçen süreler, 7- Hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreler, 8- Seçimlere katılmak için istifa edenlerin, açıkta geçirdikleri süreler, 9- 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi kapsamında olanların aylıksız izinde geçen süreler. 

           - DOĞUM BORÇLANMASI KAPSAMINDA OLAN SÜRELER: 5510 sayılı Kanunla düzenlenmiş olan doğum borçlanmasına, önce Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ve daha sonra çıkarılan tebliğ ile kamuoyunda uzun süre tartışma yaratan bazı konulara açıklık getirilmiştir. 
            Buna göre; Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreler, doğum borçlanması kapsamındadır. Sigortalılar veya bunların hak sahipleri isterlerse bu doğum sürelerinin tamamını veya bir kısmını borçlanarak sigortalık hizmetlerine ilave ettirebilir ve erken emekli olabilirler.
            Yapılan Düzenlemelere Göre Doğum Borçlanmasının Temel Şartları Şunlardır: 1- Doğum yapmış kadının çocuğunun sağ doğmuş olası ve yaşaması, 2- Doğumdan sonraki iki yıllık sürenin tamamında veya bir kısmında hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve bu sürelerde adına sigorta priminin ödenmemiş olması, 3- Her doğum için iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla borçlanma talebinde bulunulması, 4- Kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihindeki prime esas günlük kazancın alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32’si üzerinden Kurum tarafından hesaplanacak borcun, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi, Gerekir. Tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde borcun tamamının veya bir kısmının ödenmesi halinde ödenen miktara karşılık gelen süre, sigortalılık süresi olarak değerlendirilecektir. Bir ay içinde ödenmeyen borçlanmalar geçerli sayılmaz. Geçerli sayılmayan borçlanmalar için ayrıca yeni bir başvuruda bulunulması gerekir.
           A- Doğum veya Analık İzni Sürelerinin Prim Tutarının Hesaplanması: Sigortalının veya hak sahiplerinin talepte bulundukları tarihte 5510 sayılı Kanunun 82. maddesine göre pirime esas alt ve üst sınırlar arasında olmak üzere kendileri tarafından belirleneceği bir günlük kazancın %32’si oranında hesaplanacak olan tutardır. Bu oran, bugün için prime esas kazancın alt sınırı olan 760,50 TL.nin belirlenmesi halinde, bir aylık borçlanma karşılığı 243,36 Tl., bir yıllık borçlanma karşılığı ise 2.920,32 Tl. prim ödenmesi gerekecektir. ( SPEK aylık alt sınır: 760.50 x % 32= 243,36 bir ay x 12 ay = 2.920,32 Tl.) Her ne kadar SGK’nın halen yürürlükte bulunan 2008/111 sayılı genelgesinde, “Doğumun çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmesi ve sigortalı kadının doğumdan önce çalışmaya başlayarak sigortalılık şartını yerine getirmesi gerekir” denmekte ise de, 5510 sayılı Kanunda, yönetmelikte ve yeni tebliğde böyle bir şart öngörülmemiştir. Dolayısıyla, İç genelgelerin kanunlara, yönetmelik ve tebliğlere aykırı olamayacağı, evrensel hukukun en temel ilkesidir. İç hukukumuzda da benimsenen ve geçerli olan bu temel hukuk ilkesi nedeniyle, genelge hükümleri değil, 5510 sayılı Kanun, yönetmelik ve tebliğ hükümleri geçerli olacaktır. Aksi uygulamalar, kanuna aykırı ve hukukun ihlali olur. Zira, Sosyal Güvenlik Kurumunun hukuk dışı olacak yanlış bir uygulama yapacağına ihtimal vermiyorum. Geçerli olan mer’i mevzuat hükmüne göre; 1- Sigortalı olmadan önce doğum yapanlar da, çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra ( 300 gün şartı olmaksızın) herhangi bir sürede doğum yapanlar da, doğum borçlanma hakkından faydalanabilecektir. 2- Doğumun, çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra 300 gün içinde yapılmış olması ile doğumdan önce sigortalı olma şartları aranmayacaktır. Ayrıca, Borçlanma talep tarihinde fiilen sigortalı olma şartı da aranmayacaktır. Doğum ve tüm hizmet borçlanmalarında, 5510 sayılı Kanuna veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre tescil edilmiş olmak yani sigortalı olmak yeterli olacaktır. 3- İlk defa sigortalı olmadan önceki herhangi bir tarihte yapılan doğumlar için de borçlanma yapılabilecektir.
            B- Doğum Borçlanması İle 4 Yıla Kadar Erken Emeklilik Hakkı:: Hizmet Borçlanma İşlemlerinin Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ hükmüne göre, 5510 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca borçlanılan süre, Kanunun 38. maddesine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa çalışmaya başlanılan tarihten önceki süre ise sigortalılığın başlangıç tarihi borçlanılan süre kadar geriye götürülür. Doğumdan önce sigorta başlangıcı bulunmayan ve iki çocuk için toplam 4 yıla kadar borçlanma yapacak olan kadınlar, dört yıl erken emekli olabileceklerdir. Ancak, doğumdan önce sigortalı olanların sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürmez. Sadece, borçlanılan süre kadar prim gün sayısına ilave edilir. Görüldüğü gibi, doğum borçlanmasının iki açıdan çok önemli yararı vardır. Birincisi, Sigorta prim gün sayısı eksik olan kadınlar, doğum borçlanması yaptıklarında borçlandıkları süre kadar sigortalı gün sayıları artmış olacak, İkincisi ve en önemlisi, doğum yaptıkları tarihte hiç sigorta hizmeti bulunmayan, yani, sigortalı olduğu tarihten önce doğum yapan kadınların hem sigorta başlangıç tarihi borçlanılan süre kadar geriye gidecek ve buna bağlı olarak hem emeklilik yaşı düşecek ve hem de borçlandıkları süre kadar sigortalı gün sayıları artmış olacaktır. Doğum borçlanması dışında diğer 8 ayrı hizmet borçlanma türlerinin neler olduğu ve kimlerin hangi hizmetleri için borçlanma yapabilecekleri ile ilgili hususlar, ayrı bir yazı konusu yapılacaktır. 
          
          SONUÇ: Çıktığı Ekim 2008 tarihinden beri kamuoyunda ve konunun uzmanları tarafından uygulama şekli tartışılan ve birçok kadın sigortalı tarafından dava konusu yapılan Doğum Borçlanması ile ilgili olarak 1 Temmuz 2010 tarihinde yayımlanan ve 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Hizmet Borçlanma İşlemlerinin Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ ile yeni bazı düzenlemeler yapılmıştır. Yapılan yeni düzenlemelerle, daha önce SGK’nın çıkarttığı ve halen yürürlükte bulunan 2008/111 sayılı genelgesinde tartışma yaratan “Doğumun çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmesi ve sigortalı kadının doğumdan önce sigortalı olması gerekir” şeklindeki kanunda olmayan bu şartların aksine hükümler getirilmiştir. Kanunun, doğum borçlanması ile ilgili hükmüne aykırı olduğu çeşitli mahkeme kararlarıyla da sabit olan Kurumun halen yürürlükte olan 2008/111 sayıla Genelgesindeki aykırılıkların ayıklanarak düzeltilmesi veya yeni bir genelge ile yürürlükten kaldırılması halinde doğum borçlanmasındaki sorunların çözüleceğine ve devam eden ihtilafların ortadan kalkacağına inanıyorum.