Hürriyet Gazetesi Brüksel Temsilcisi Güven Özalp, Türkiye raportörü Kati Piri tarafından yazılan raporu "bugüne kadarki en sert rapor" olarak tanımladı.

 Bazı kilit alanlarda Kopenhag kriterlerinden uzaklaşıldığı mesajının verildiği bu raporun da geçmiş yıllarda olduğu gibi Türkiye tarafından AP’ye iade edilme olasılığının oldukça yüksek olduğu belirtiliyordu.

 Strasbourg’da AP'nin genel kurulunda görüşülen raporla ilgili yazılı ve sözlü değişiklik önergelerinin görüşülmesinin ardından yapılan oylamada, 375 kabul, 133 ret ve 85 çekimser oy kullanıldı.     

Raporda, "Avrupa Parlamentosu, demokrasiye saygı ve hukukun üstünlüğü konularında yaşanan sapma göz önüne alındığında, Ankara'nın Avrupa Birliği üyeliği için gereken kriterleri ihlalinden derin endişe duyuyor" ifadesi yer aldı.

 "Türkiye'de yargı bağımsızlığı, toplanma özgürlüğü, ifade özgürlüğü, insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü gibi alanlarda son yıllarda görülen yavaşlamadan" derin endişe duyulduğu belirtilen raporda, "hapisteki tüm gazetecilerin derhal serbest bırakılması" talebi yer alıyor.         

 PKK'YLA MÜCADELE TÜRKİYE'NİN MEŞRU HAKKI

 Güneydoğu'daki güvenlik durumunun kötüleşmesinden endişe duyulduğu da belirtilen raporda, "Türkiye'nin terörle mücadeledeki meşru hakkını tanıyoruz. Ancak güvenlik önlemlerinin hukukun üstünlüğü ve insan haklarına uygun bir şekilde gerçekleştirilmesini vurguluyor, terör operasyonlarının orantılı gerçekleşmesi ve bunların toplu cezalandırmaya dönüştürülmemesi gerektiğinin altını çiziyoruz" ifadelerine yer verildi.

 Metinde terör örgütü PKK'ya da değinilerek, "AB terör örgütleri listesinde olan PKK'nın şiddete dönmesini kınıyor ve meşru bulmuyoruz. Kürt sorununun şiddetle çözülemeyeceğini vurguluyor ve Türk hükümetine sorumluluğu alarak kapsayıcı ve sürdürülebilir bir çözüm için görüşmelere yeniden başlaması çağrısı yapıyoruz. PKK'yı silahlarını bırakmaya, terör yöntemlerini terk etmeye, barışçıl ve yasal yollarla isteklerini duyurmaya çağırıyoruz. PKK'nın güvenlik güçleri ve sivillere yönelik saldırılarını şiddetle kınıyor, YDG-H militanlarının barikat kurmaları ve hendek kazmalarından ciddi kaygı duyuyoruz" denildi.     

 1915 OLAYLARI'NA ATIF DİKKAT ÇEKTİ

 Yeni raporun, geçen yılki raporda yer alan ve Türkiye'nin 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını soykırım olarak tanıması yönündeki isteğe atıf yapması dikkat çekti. Değişiklik önergeleriyle metne giren atıf, raporun hazırlayıcısı Piri tarafından "Her raporda, ilgili ülkeye ilişkin daha önce alınan kararlara yer veriyoruz. Bildiğiniz gibi, geçen sene 1915 Ermeni Soykırımı’nın 100. yılında bir karar aldı. Buna atıfta bulunmak mantıklı. Konuya ilişkin raporda bir paragraf yok ve üyelik müzakerelerinin de bir parçası değil geçmiş senelerde olduğu gibi. Ancak kendi kararlarımızı reddedemeyiz" şeklinde savunuldu.

 Bu açıklamaya rağmen Piri, 17 Şubat tarihli ilk taslakta bu konuya atıf yapmamıştı. AP'nin raporu geçen sene aynı atıf nedeniyle Türkiye tarafından iade etmişti   

 KIBRIS KONUSUNDA TARAFLARA ÇAĞRI

 Raporda, Kıbrıs sorununun Türkiye-AB arasındaki ilişkileri etkilediği belirtilerek, bu yüzden de tüm taraflardan çözüme dönük gayret göstermeleri istendi. Türkiye'nin Kıbrıs Rum Kesimi gemi ve uçaklarını liman ve havaalanlarını açması gerektiği savunularak, bunun üyelik müzakerelerini önemli ölçüde güçlendireceği iddia ediliyor. Müzakerelerdeki ilerlemeden memnuniyet duyulduğu kaydedilen raporda, Türkiye'nin çözüme katkı sağlaması, askerlerini çekmesi ve Maraş'ı BM'ye vermesi talep ediliyor.

 RAPORDA ÖVGÜLER DE YER ALDI

 Türkiye'nin sığınmacılara ilişkin çalışmalarından dolayı övüldüğü raporda, Türkiye'nin dünyada en çok sığınmacıyı ağırlayan ülke olduğu, büyük insani katkılar sunduğu vurgulanarak, Suriyeli sığınmacılara çalışma izni verilmesi kararından duyulan memnuniyet dile getirildi. Türkiye'nin sığınmacılar için bedava sağlık ve eğitim imkanı sağladığı da vurgulanan raporda, AB ve Türkiye arasında sığınmacılara ilişkin varılan mutabakatın, yasa dışı geçişlerin keskin bir şekilde azalmasını sağladığının altı çizildi.

 

ELEŞTİRİ DOZU YÜKSEK RAPOR

Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı üyelerinden Kati Piri tarafından hazırlanan Türkiye raporu verilen değişiklik önergelerinin etkisiyle son dönemlerin en olumsuz belgelerinden biri haline geldi. Bugün AP Genel Kurulu’nda oylanması beklenen belge, özellikle basın özgürlüğü ile Kürt sorunu bağlamındaki bölümlerindeki eleştirilerle dikkat çekiyor.

 

BUGÜN Avrupa Parlamentosu’nda oylanacak, bazı kilit alanlarda Kopenhag kriterlerinden uzaklaşıldığı mesajının verildiği bu raporun da geçmiş yıllarda olduğu gibi Türkiye tarafından AP’ye iade edilme olasılığı oldukça yüksek. Neredeyse her satırı eleştiri içeren raporda öne çıkan vurgulardan bazıları şunlar:

 

Kopenhag kriterlerinden uzaklaşma: AP, Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti alanlarındaki gerilemenin ışığında reformlardaki genel hızın son yıllarda yavaşlamasından ve yargının bağımsızlığı, toplanma ve ifade özgürlüğü, insan haklarına ve hukuk devletine saygı gibi bazı ana alanlarda giderek Kopenhag kriterlerinden uzaklaştıran gerileme olmasından endişe duyar.

 

‘Medyaya saldırı önlenmeli’: Türkiye, gazetecilere yönelik sindirmenin her türüne karşı eyleme geçmeli, gazetecilere yönelik her türlü saldırı ve tehdit soruşturulmalı, medya organlarına saldırılar aktif şekilde önlenmeli. Medya ve internette özgür konuşmayı perdeleyen gergin siyasi hava dağıtılmalı. AP, çok sayıda gazeteye sert ve yasadışı şekilde el konulmasını kınar.

 

‘PKK silah bırakmalı’: Kürt sorununa şiddete dayalı çözüm yok. AP, terör örgütleri listesinde yer alan PKK’nın şiddete dönüşünü kınar ve haklı bulmaz. PKK silah bırakmalı, terörist taktiklerden vazgeçmeli ve beklentilerini barışçıl ve yasal yollarla dile getirmeli. Terörle mücadelenin Türkiye’nin meşru hakkı olduğu tanınır. Terörle mücadele operasyonları orantılı olmalı ve toplu cezalandırma halini almamalı. AP, PKK’nın güvenlik güçlerine ve sivillere yönelik saldırılarını güçlü şekilde kınar.

 

İlerleme raporunun ertelenmesi: AB Komisyonu’nun, 2015 İlerleme Raporu’nun Türk seçimleri sonrasına ertelenmesinin, Türk hükümetinin mülteciler konusundaki işbirliği karşılığında AB’nin temel haklar konusunda sessiz kaldığı izlenimi verdiği için yanlış bir karar olduğuna inanıyoruz.

 

‘Reform şart’: Yargı, temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik alanlarında acil reformlara ihtiyaç var.

 

Cumhurbaşkanı’na kınama: AP, düşünce ve ifade özgürlüğü ile bağımsız medyanın Avrupa’nın esas değerleri olduğunu yineler, Can Dündar ve Erdem Gül’ün serbest bırakılmasını memnuniyetle karşılar ve Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’ne yönelik açıklamalarını kınar. Tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrısı yapan AP, Türk liderliğindeki artan otoriter eğilimleri derin üzüntüyle karşılar.

 

Yolsuzlukla mücadele: Yolsuzlukla mücadele Türkiye’nin önceliklerinden biri olmalı. Türk hükümeti yolsuzlukla her seviyede mücadele niyetinde olduğuna yönelik açık ve tutarlı sinyaller vermeli.

 

Seküler yaşam tarzına saygı: AP, Avrupa değerlerine uygun olarak inanç temelliler kadar seküler olanlar için de farklı yaşam tarzlarına tam saygı gösterilmesi ve devlet ile dinin ayrı tutulmasının sürdürülmesi gereğinin altını çizer.

 

Kadına yönelik şiddet: Kadına karşı şiddetin çok yüksek düzeyde olması endişe verici. İlgili yasanın uygulanmasında eksik var.

 

Aydınlara kovuşturma: Barış için bildiri imzaladıkları gerekçesiyle binden fazla akademisyenin sindirme ve kovuşturmaya uğraması üzüntü kaynağı.

Raporun çok büyük bir bölümünde olumsuzluklar ön plana çıkarken Türkiye’nin Suriyeli mülteciler konusunda izlediği yaklaşım, AB açısından önemli bir stratejik ortak oluşu, dış politika ve güvenlik konularında AB ile Türkiye arasındaki diyaloğun yoğunlaştırılması pozitif şekilde not ediliyor.

Hürriyet