Türk gazetecilere mahkemede yer verilmemesinin bir senaryo olduğunu ifade eden Özdoğan, "Esas amaç davayı unutturmak. Mahkemenin vereceği karar da kimseyi tatmin etmeyecek. Çünkü gerçek suçlular devletin içinde; yargılananlar değil" dedi.
 
Almanya'da sekizi Türk, toplam 10 kişiyi öldüren Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütü'nün (NSU) davası 17 Nisan'da başlayacak. Mahkemeyi izleyecek basın mensuplarının içinde hiç bir Türk'ün olmaması tepki çekmiş, Anayasa Mahkemesi, "Türk medyasına en az 3 kişilik kontenjan ayrılması" yönünde karar vermişti. Avrupa Müslümanlar Sosyal Birliği Genel Başkanı Hasan Özdoğan Türk gazetecilere yönelik verilen kararın kendileri için sürpriz olmadığını belirterek dikkat çeken bir iddiayı gündeme getirdi.
 
MEŞHUR TAKTİK

"Nazi davasında mahkeme ve politikacılar tarafından Almanya'da büyük bir tiyatro oynanıyor" diyen Özdoğan, basının da bu tiyatroya farkında olmadan katıldığını savundu. Özdoğan,"'Mahkemede Türk basına yer verildi mi verilmedi mi?' gibi bahanelerle bizi avutuyor. Bizimkiler de bu oyuna alet oluyor. Almanların bu tarz taktikleri meşhurdur. Hoşlarına gitmeyen bir şey olduğunda bir senaryo ile milleti günlerce aylarca meşgul ederler. Ondan sonra da hiçbir şey olmamış gibi işin içinden çıkarlar. Sonuç olarak Türk gazetecilerine yer verilmemesi baştan beri organize edilmiş bir oyundu. Asıl dava konusu unutuldu, Türk gazetecilere mahkemede yer verilip verilmemesi gündem oldu" dedi.
 
KARAR KİMSEYİ TATMİN ETMEYECEK

Gerçek suçluların devlet içerisinde aktif görev yaptığını iddia eden Özdoğan, buna rağmen sadece Beate Tschaepe adlı bir kadın ile ona yardım ettiği ileri sürülen 3 kişiye dava açıldığını hatırlattı. Özdoğan şöyle devam etti: "Kaldı ki bu kişiler hakkındaki delillerin çoğu imha edilmiş. Büyük ihtimalle mahkemeden 'dağ fare doğurdu' gibi bir karar çıkacak. Yani verilecek ceza kimseyi tatmin etmeyecek. Çünkü esas suçlular mahkeme önüne çıkarılmıyor. Yapılması gereken Almanya'daki aşırı sağcılığı takip etmek için bir kadro kurulması. Biz bu konuda dilekçe verdik buna rağmen dikkate alınmadı."

NESRULLAH SONAY - BUGÜN GAZETESİ