NickMalkoutzis 

SYRIZA’nın tarihi bir başarı elde ettiğine kuşku yok. Yunanistan’da sol, 2’inci Dünya Savaşı ve sonrasındaki iç savaştan bu yana ülkenin kaderinde etkili olmakta güçlük çekiyordu. Ama tabii tarih, doğası gereği, geçmişte kaldı.

Şu an SYRIZA için önemli olan, nasıl olup da birkaç yıl içinde yüzde 5’lik bir siyasi partiden bir Avrupa gücüne dönüştüğü değil, önümüzdeki birkaç hafta içinde neler olup biteceği…

Bu sonuç hiç de sürpriz değil

Solcu parti, Yunanistan’ı cılız bir ekonomik iyileşme ortamında, alacaklıları AB, Avrupa Merkez Bankası ve  Uluslararası Para Fonu’nun (troyka) darmaduman ettiği bir ülke olarak, bıçak sırtında devralıyor.

SYRIZA’yı iktidara getirirken aynı zamanda ülkenin iki köklü partisini, PASOK ve Yeni Demokrasi’yi de bir kenare iten Yunanlar, kemer sıkma politikalarından bıktıklarını ortaya koydu. Ekonominin yüzde 25 küçüldüğünü, işsizliğin yüzde 25’in üzerine çıktığını ve insanların gelirlerinin neredeyse üçte birini kaybettiğini düşündüğünüzde bu sonuç hiç de süpriz sayılmaz.

Asıl mesaj başka

Ancak kemer sıkma politikalarının sona erdirilmesi seçmen tarafından verilen tek mesaj değildi. Seçmenler aynı zamanda ülkenin kökleşmiş yapısal sorunlarıyla, yani köhnemiş kurumlar, siyasal yolsuzluk ve sosyal adaletsizlikle mücadele edecek yeni oluşumlar peşinde.

SYRIZA’dan asıl beklenti bu; ancak bu beklentiyi karşılayabilecek bir konuma gelebilmesi için önümüzdüki üç dört ayı kazasıs belasız atlatması gerekiyor. Bu da ancak en azından kısa vadeli alacaklılarıyla anlaşmaya varmasıyla mümkün.  SYRIZA’nın ittifak yapmak için milliyetçi sağdan Bağımsız Yunanlar’ı seçmesi tam da bu nedenle soru işareti yarattı.

Samaras mali bir enkaz bıraktı

Eski başbakan Antonis Samaras, Yunanistan’a sakin sularda kılavuzluk ettiğini söylediyse de aslılırda istikrarsız bir mali yapı bıraktı geride. Yunanistan’ın ancak mart ayına kadar yetecek nakit rezervi var; zira 15 milyar avroluk hazine bonosu sınırına şimdiden ulaştı.

Yeni hükümetin şubat ve mart ayı için gerekli 4 milyar avroluk fon ihtiyacını giderebilmesi için troykanın söz konusu sınırı genişletmesi gerekiyor. Mevcut ortamda hazine bonolarının tek muhtemel alıcıları Yunan bankaları. Gelgelelim bu bankalar, mudiler geçen haftalarda paralarını çektiği için nakit sıkıntısı içinde. Bu nedenle Avrupa Merkez Bankası’ndan acil yardım talebinde bulundular. Bu talebin yerine getirilmesi içinse Avrupa Merkez Bankası’nın onayı gerekiyor. Yunan hükümeti sırf bu yüzden bile alacaklılarını kızdırmayı göze alamaz.

Dananın kuyruğu haziranda kopacak

SYRIZA liderliğindeki hükümetin vadesi şubat ayı sonunda dolacak borcu için teknik bir uzatma talep etmesi suretiyle kısa vade için bir anlaşmaya varılabilirse, müzakere için birkaç ay kazanılabilir. Dananın kuyruğunun kopacağı ay ise haziran. Çünkü o ay, Yunanista’ın Avrupa Merkez Bankası’nın elindeki hayli yüklü iki bonoyu ödemesi gerekecek.

Bu süre zarfında Avro Bölgesi’den talep ettiği borç erteleme ve ekonomik teşviğe SYRIZA’nın bir biçimde karşılık sunması lazım.

Kurumları hallaç pamuğu gibi atmak zorunda

Yunan ekonomisi ve halkının son birkaç yılda fazlasıyla ağır bir bedel ödediği ortada. Evet ama bu argüman SYRIZA’yı kurtarmaz. Reformlar için ikna edici bir plan sunması lazım. Daha fazla ekonomik taviz vermeyi uygun bulmadığına göre yapabileceği tek şey Yunanistan’ın felç olmuş kurumlarını hallaç pamuğu gibi atmak.

SYRIZA eğer dökülen adalet sistemi, tıkanmış kamu yönetimi ve çürümüş siyasi sistem için esaslı değişimler öngören bir plan geliştirebilerse işte o zaman elinde doğru dürüst bir koz bulundurabilir.

Yunanistan’ı ancak böyle bir reform, Avro Bölgesi’nin de omuz vermesiyle ileri bir noktaya taşıyabilir, mevcut borcunu kapatmaktan başka işe yaramayacak yeni krediler değil.

Eğer bu başarılamazsa SYRIZA tarih falan yazamaz, olsa olsa tarihe karışır gider.

* Yunan gazetesi Kathimeri’nin İngilizce versiyonunun yazı işleri müdür yardımcısı ve yazarı
http://www.diken.com.tr/syriza-ya-tarih-yazacak-ya-da-tarihe-karisacak/