Irak'ta Musul ve çevresini geçen haziran ayında kontrolüne alan IŞİD militanları, yaklaşık 3 bin Yezidi kadını esir aldı. 

Bunlar içerisinde sayıları az olmakla birlikte Türkmen kadınlar da bulunuyor. IŞİD'in rehine aldığı söz konusu kadınlardan yaklaşık 400'ü kaçarak, kurtulmayı başardı. Ancak bu kadınların, önemli bir kısmı IŞİD militanları tarafından hamile bırakıldı. 

Kimisi bunu açıkça dile getirip, kürtaj olmayı tercih ederken, çoğu kadın, toplumdan gelecek tepkilerden çekinerek hamile olduğunu gizledi. 4-5 ya da 6 ay hamile olan bu kadınlar, yaşadıklarını saklasa da toplum vicdanı soruna bir çözüm bulmak için harekete geçti.

KONU IKBY PARLAMENTOSUNDA

Aylarca kapalı kapılar arkasında tartışılan konu, mağdur sayısının fazla olması ve olayın ciddi bir toplumsal yara teşkil etmesi nedeniyle açıktan konuşulmaya başlandı. 

Ancak Irak'ta yasalar ve şeriata göre kürtaj yani cenini veya bebeği aldırmak yasak. 

Bu nedenle insan haklarıyla ilgilenen bazı milletvekilleri, yaşanan istisnai durum için kürtajın serbest bırakılmasını öngören yasa tasarısını hazırlayarak Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Parlamentosu'na gönderdi. 

Tasarı Parlamento'dan geçerse mağdur hamile kadınlar, kürtaj olabilecek.

"BU ÇOCUKLARI ALDIRMAK SUÇ DEĞİL"

IKBY Parlamentosu Kadın Hakları Komisyonu Sekreteri ve Milletvekili Hayat Mecit Kadir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tecavüze uğramış kadınların kürtaj olabilmesi için yasa tasarısını Parlamento Başkanlığı'na sunduklarını söyledi. 

Kadir, "Bu çocukları aldırmak suç değildir. IŞİD'in eline geçen kadın ve kızlarımızın kürtaj yaptırması insani açıdan uygundur. Kadınlar doğum yaptıktan sonra toplumda bir dizi sorunla karşılaşacaktır. Çünkü doğacak çocukların babası belli değil" dedi.

"CESARETLE YAKLAŞILMALI"

IKBY hükümetine bağlı çalışan Yüksek Kadın Encümenliği Başkanı Pexşan Zengene de kürtaj meselesinin hassas bir konu olduğuna dikkat çekerek, "IŞİD'in eline esir düştükten sonra hamile kalan kadınlarımızın durumu çok zor. Şu an 5-6 aylık olanlar var. Bir kısmı bir süre sonra doğum yapacak. Konunun bireysel, ailevi ve toplumsal boyutu çok ağırdır. IŞİD, soykırım uygulamak ve pis tohumunu kadın ve kızlarımızın ruhuna ekmek istedi. Meseleye cesaretle yaklaşılmalı" diye konuştu. 

Tecavüze uğrayan kadınların ve ailelerinin zor günler geçirdiğini aktaran Zengene, "Aileler ne yapacaklarını bilmiyor. Karınlarında IŞİD militanlarının çocuklarını taşıyan kızlarını kabul edip etmemekte çok zorlanıyor. Bazı aileler, doğumun yapılmasına kesinlikle karşı. Bir kısmı ise kızlarının sağ kalmasını dahi sorun olarak görüyor. Yani konu çok ağır ve ciddi" ifadelerini kullandı. 

YEZİDİ İNANCI KABUL ETMİYOR

IKBY Din İşleri Bakanlığı Yezidi Masası Sorumlusu Hayri Şengali de meşru olmayan yolda olacak çocukları dinen kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirterek, şunları söyledi:

"Biz, Kürt geleneklerine sahip bir toplumuz. Namus meselesinde çok muhafazakarız. IŞİD'in, Yezidi ve diğer kadınlara yaptığı soykırımdır. Amacı ise kutsal Yezidi dinini lekelemektir. Yezidi dini, meşru olmayan çocuğu kabul etmiyor. O nedenle ailelerin çoğu doğuma karşı. Yezidi din adamlarımız, tecavüze uğrayan kadınların sahiplenilmesi çağrısı yaptı. Fakat hiç kimse tek başına bir uygulamaya gidemez. Konunun daha detaylı tartışılması gerekiyor."

'KÜRTAJ MEŞRULAŞTIRILMALI'

IŞİD militanların hamile bıraktığı kadınlar çoğunlukla Yezidi olsa da Telafer'den esir alınan Türkmen kadınlar arasında da tecavüz mağdurlarının olduğu ifade ediliyor. Irak Türkmen Cephesi Milletvekili Aydın Maruf, "olağanüstü" olarak nitelendirdiği durum için "kürtajın meşrulaştırılmasını" isteyenlerden. 

"Terör örgütü IŞİD'in eline geçen 62 Yezidi ve Türkmen kadına tecavüz edildi ve hamile bırakıldı" diyen Maruf, "Bu sorun durum çözülmelidir. Kürdistan Parlamentosu bu kızlarımızın durumunu göz önünde bulundurarak bir karar vermelidir. Kürtajın yapılmasına izin veren yasa tasarısı Parlamento'da kabul edilmelidir" görüşünü dile getirdi.

"120 GÜNDEN SONRA CİNAYET"

Kürdistan İslam Alimleri Birliği Başkanı Abdullah Şeyh Said ise şeriata göre sorunun ele alınması gerektiğine işaret ediyor. Meselenin dini açıdan araştırılmasının önemine dikkati çeken Said, şöyle konuştu:

"Bu hadisedeki çocukların gayrı meşru olduğu bir hakikat. Fakat öldürülmelerine karar verilemez. İslam bunu kabul etmez. IŞİD'in yaptığı dine aykırıdır. O nedenle şeriat, 120 güne kadar, yani ruh cesede girmeden gayrimeşru çocukların aldırılmasına izin veriyor. Fakat bu süreden sonraki aldırmalar, cinayet olarak görülüyor."

TECAVÜZ MAĞDURU YAŞADIKLARINI ANLATTI

IŞİD'in kaçırdığı kızlardan 15 yaşındaki S.H, kendilerine tecavüz eden militanların Iraklı olduğunu belirterek yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Teröristler, Şengal (Sincar) Dağı'nın güneyindeki köyümüzde bizi alıkoydu. Önce Suriye'nin Haseke kentine götürdüler. İki gün sonra kız kardeşim ve amca kızlarımla birlikte bizi Beyci'ye götürdüler. Yaşıtım olan birkaç kız daha vardı. Bizi, Musul'un değişik bölgelerine getirdiler. Ellerinde bulunduğumuz süre içinde tecavüz ettiler. Bir yolunu bulup kaçana kadar tecavüz sürdü. Bunu yapanların hepsi de Iraklıydı. Tecavüze uğrayan kadınlardan birçoğu hamile kaldı. Kaçırılan kızların en büyük sorunu, yaşadıklarını anlatamamalarıdır. Toplumda hor görülmemek ve dışlanmamak için gerçekleri gizliyorlar."

AF ÖRGÜTÜ UYARMIŞTI

Uluslararası Af Örgütü, geçen ay yayımladığı "Cehennemden Kaçış - Irak'ta IŞİD Esaretinde İşkence ve Cinsel Kölelik" başlıklı raporunda, IŞİD tarafından alıkonulan Yezidi kadın ve kız çocuklarının işkence, tecavüz ve cinsel tacize maruz kaldığını açıklamıştı.

İşkence ve tecavüz dahil her türlü cinsel tacize maruz kalan Yezidiler arasında 10-12 yaşlarında kız çocuklarının da olduğuna dikkat çekilen raporda, "Irak'ın kuzeyindeki Sincar bölgesinde ağustostan bu yana Yezidilere etnik temizlik uygulayan IŞİD, kadınları ve kızları da hedef alıyor. Örgütün seks kölesi olarak alıkoyduğu Yezidiler arasında çocuklar da var. IŞİD, tecavüzü silah olarak kullanarak savaş suçu ve insanlığa karşı suç işliyor" denilmişti.