Bu karar avukatı sadece dilekçe yazan vasıfsız bir kişi konumunda göstermekte, avukatın bilgisini, beyin gücünü ve her bir dava için sarf ettiği emeği hiçe saymaktadır.

Seri davayı fabrikasyon bir işlem ve tek seferde gerçekleştirilen ve sonuç alınan bir dava gibi görmek son derece yanlıştır.

Her bir dava bir fikri ve fiili çalışmanın ürünüdür. Kaldı ki dilekçe yazmak doğrudan doğruya davayı sonuca götürmemekte, her bir dava için yargılama usulleri sürmekte, keşifleri, duruşmaları, ayrı ayrı yapılmaktadır.

Öte yandan Yargıtay’ın kararı, seri davanın davacılarını, yani ihtiyari dava arkadaşlarını birlikte dava açmaya zorlamaktadır. Bu, yasaya ve insan haklarına aykırıdır. Ayrıca, Yargıtay’ın seri dava olarak nitelenen davaların ayrı açılmasını “kötü niyet” olarak tanımlaması, avukatlık mesleğini rencide eder niteliktedir.

Avukatlık ücretinin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulur. “Seri dava” diye ayrı bir ölçüt yoktur.

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yazılı miktardan az ücrete hükmedilmesi ise açıkça hukuka aykırıdır. Hakimleri yasaya uygun olmayan bir yorum yapmaya zorlayan bu kararı kabul etmediğimizi ve bu yanlıştan en kısa zamanda dönüleceğini umuyoruz.


Ankara Barosu