Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Ahmet Özmen, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü, anayasa değişiklik teklifi, referandum ve merhum Baro Başkanları Tahir Elçi’nin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili Güneydoğu Ekspres Gazetesi’ne önemli değerlendirmede bulundu.

“Darbelerin panzehiri, daha fazla demokrasi ve özgürlüktür ”

 

Diyarbakır Barosu olarak darbelere her zaman karşı olduklarını belirten Baro Başkanı Av. Ahmet Özmen “Türkiye, olağan üstü bir süreçten geçiyor. Bölge illeri açısından ne yazık ki Kürt meselesi, Temmuz 2015’ten bu yana tekrar bir şiddet sarmalına itilmiş durumdadır. Kürt meselesinde, Demokratik ve Barışçıl yollarla müzakere yöntemi benimsenerek devam eden bir süreç vardı. Bu süreç tekrar çatışmalı bir sürece dönüştü. Daha sonra 15 Temmuz darbe girişimi ile ihraçlar ve belediyelere kayyum atanması gibi çok olağanüstü bir süreç başladı.

Diyarbakır Barosu olarak her türlü darbelerin karşısında olduğumuzu sizin aracılığınızla bir kez daha dile getirmeyi isteriz. Yalnız darbe ile mücadelenin bu şekilde olmaması gerektiği hukuk içerisinde kalınarak bir mücadele yürütülmesi gerektiğini de defalarca dile getirdik. Darbenin ve tüm antidemokratik uygulama girişimlerinin panzehiri daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlük olduğunu birkez daha vurgulamak istiyorum” dedi.

“Anayasanın toplumun tüm kesimlerini kucaklayıcı olması lazımdı”

Anayasanın toplumun tüm kesimini kucaklayıcı bir yasa olması gerektiğini ifade eden Özmen, “15 Temmuz sonrası ülkede olağanüstü hal ilan edildi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 45 günlük bir süreyle askıya alındı. Türkiye’nin demokrasi çıtasında ciddi düşüş yaşandı. Temel hak ve hürriyetlerde ciddi aşınmalar oldu. Böyle olağanüstü ve kaotik bir süreçte Anayasa’nın bazı maddelerinde özellikle yürütmeye yönelik Anayasa değişikliğinin bu süreçte konuşulmasının biz doğru olmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla böyle olağan üstü bir süreçte yapılan bir Referandumun biz doğru olmadığının kanaatindeyiz. Evet, Türkiye’nin gerçekten ve kesinlikle acil olarak bir anayasaya ihtiyacı var. Bunu toplumun tüm kesimleri hem fikir olarak mutabakat halinde dile getirmektedir. Yeni, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa bu toplumun temel ihtiyaçları arasındadır. Yapılacak anayasanın toplumun her kesiminin, her renginin ve her farklılığının kendini bu metinde görebileceği ve orada teminat altına alınmış özgürlüklerinin var olacağı bir anayasa metni olmalıdır. Ama söz konusu anayasa sadece partili cumhurbaşkanlığı ve başka bir değişle başkanlık sistemini getiren onun ötesinde bütün mevcut anayasadaki diğer hükümleri koruyan bir anayasa değişikliğidir” diye konuştu.

“OHAL kaldırılsın, Referanduma OHAL’siz gidilsin”

Referandum süreci için yapılacak propaganda sırasında OHAL’in tamamen kaldırılması gerektiğini ve OHAL ortamında yapılacak referandumun sağlıklı olmayacağını öne süren Özmen, şöyle devam etti:

“Bildiğiniz üzere anayasa değişikliği parlamentodan geçti ve şuanda referandum aşamasında. Anayasa değişikleri yada yeni yapımları sadece parlamentodaki görüşmeler ve referandumdaki süreçlerle katılımı test edilecek metinler değildir. Anayasa değişikliğini veya yeni metnin hazırlanışı esnasında da toplumun farklı kesimlerinin görüşlerinin alındığı, herkesin o anayasa değişiklik metnin hazırlanışında kendini var ettiği bir ortam olması lazım. Şuanda bir referandum süreci var karşımızda. Evet diyen iki siyasal parti ve hayır diyen iki siyasal parti var. Şimdi bu siyasal partiler belirli kampanyalar yürütecekler. Evet diyen siyasal partiler Evet’i sağlamak adına bir propaganda yürütecekler ve Hayır diyen siyasal partiler propaganda ve kampanya yürütecekler. Şimdi birincisi olağanüstü halin getirdiği tablo bu propagandaya ne kadar uygun bir tablo, yani demokratik bir zeminde herhangi bir baskı ile karşılaşmadan özgürce kendi propagandalarını yapabilecekleri bir zemin var mı? İkincisi vatandaşlar kendilerini olağanüstü hal ortamında ne kadar rahat ve özgür his ediyor. Biz bölgemiz açısından olağanüstü halin gerçekten tüm kurallarıyla ve sert bir şekilde uygulandığını çok iyi biliyoruz. Bu anlamda propaganda sürecinin veya referandum sürecinin çokta sağlıklı olmayacağı kanaatindeyiz. Yeni bir anayasa yapılmalıdır ve henüz parlamentoda bu tasarı görüşülürken de biz bu teklifin ve bu değişikliğin Türkiye toplumunun sorunlarını çözmeyeceğini, sorunlarını artırabileceğini, hatta yeni sorun alanları yaratabileceği yönündeki endişelerimizi dile getirdik. Bu tasarının aslında parlamentodan çekilmesini veya normal bir yaşama dönünceye kadar en azından olağanüstü hal ortadan kalkıncaya kadar siyasal ve sosyal yaşamda bir iyileşme olana kadar askıya alınması şeklinde talep ve görüşlerimizi dile getirdik. Ama ne yazık ki bu talep ve görüşlerimiz dikkate alınmadı. Dolayısıyla memleketin hali ve ortadaki tablo düşünüldüğünüz zaman kesinlikle bir referandum için veya bir anayasa değişikliği için uygun bir ortamın olmadığını düşünmekteyiz. Bir müddet daha beklenilerek referandumun yapılması kanaatindeyiz ve kesinlikle olağan üstü hal ilanının ortadan kalktıktan sonra referanduma gidilmesi gerekiyor.” 

“Verilen sözler tutulsun, Tahir Elçi’nin failleri ortaya çıkarılsın”

Tahir Elçi’nin ölümüne ilişkinde değerlendirmede bulunan Özmen, “Değerli başkanımız Tahir Elçi ile ilgili biz hayatını kaybettiği gündem bugüne istikrarlı bir şekilde hep aynı şeyi söylüyoruz. Soruşturma dosyasının etkili ve hızlı yürütülmediğini her fırsatta ve platformda ısrarla vurguluyoruz. Bizim iki temel problemimiz var aslında, bir dosyada gizlilik kararı bulunmamasına rağmen biz soruşturma dosyasına tamamıyla ulaşabilmiş değiliz. İkincisi ise, yetkili makamların soruşturmayı etkili ve hızlı bir şekilde yürütmediklerini düşünüyoruz. Bunu da soruşturma dosyasının içerisindeki bilgi ve belgelerden yola çıkarak söylüyoruz. 14 aylık bir zaman geçti ve şuanda soruşturma dosyasında şüpheli sıfatıyla ifadesine başvurulmuş hiç kimse yok veya şu şahıs şüphelidir yada şu şahıs direk faildir şeklinde üzerinde şüphe yoğunlaştırılmış bu amaçla bir işlem yapılmış hiç kimse yok. Sizler aracılığıyla birkez daha yerel makamlara, İçişleri Bakanlığına ve Başbakanlığa seslenmek istiyorum. Tahir Elçi soruşturma dosyasının ivedi ve hızlı bir şekilde sonuçlandırılacağı ve faillerinin bulunacağı yönünde bize yüz yüze sözler verildi, kameralar karşısında da açıklamalar oldu. Biz Tahir Elçi’nin faillerinin varsa arkasındaki karanlık odakların etkili ve hızlı bir şekilde soruşturularak yargı önüne çıkarılacağı yönünde verdikleri sözü bir kez daha sizler aracılığıyla davet ediyorum” şeklinde konuştu.

Haber: Sedat Irmak / Güneydoğu Ekspres