Danıştay 3. Dairesi
Tarih    : 11.02.2015
Esas No  : 2013/5782
Karar No  : 2015/580
VUK Md. 372
VERGİ ZİYAI CEZASININ MİRAS YOLUYLA MİRASÇILARA GEÇMEYECEĞİ
 

Şirket tüzel kişiliğinin mal varlığından tahsil imkanı bulunmayan kamu alacağı arasında yer alan vergi ziyaı cezasının, vefat eden şirket kanuni temsilcisinin varisi olan davacıya miras yoluyla geçmesine olanak bulunmadığı hk.

İstemin Özeti: Davacı adına, (...) Ltd. Şti.’ne ait Ocak 2001 dönemine ilişkin katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcından oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla şirketin ortağı ve kanuni temsilcisi (S.K.)’un mirasçısı sıfatıyla ve miras hissesi oranında düzenlenen 04.05.2010 tarih ve 83 takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır. Vergi Mahkemesinin kararıyla; borçlu şirketten tahsil imkanı bulunmadığının mal varlığı araştırmasıyla tespit edilmesi ve davacının mirasçısı olduğu şirketin kanuni temsilcisinin vefat etmesi üzerine, süresi içinde mirası reddetmeyen davacı adına düzenlenen ödeme emrinin katma değer vergileri, gecikme faizleri ve yargı harçlarına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar” başlıklı 38. maddesinin yedinci fıkrasında, ceza sorumluluğunun şahsi olduğu hükmünün yer aldığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 331. maddesinde vergi kanunları hükümlerine aykırı hareket edenlerin vergi cezaları ile cezalandırılacaklarının; Yasa’nın 372. maddesinde, ölüm halinde vergi cezasının düşeceğinin kurala bağlandığı, sözü edilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, şahısların işledikleri suçlara istinaden adli veya idari merciler tarafından cezaların yalnızca suçu işleyen kişiye yönelik olarak infaz edilebileceği, cezanın bir başkasına yöneltilmesi mümkün olmadığı gibi miras yoluyla mirasçılarına geçmesine de olanak bulunmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu ödeme emrinin vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmında yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle, ödeme emrinin vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmı iptal edilmiş, diğer kısımları yönünden ise dava reddedilmiştir. Davalı idare tarafından; 213 sayılı Yasa’nın 333. maddesi uyarınca tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin vergi sorumluluğu hakkında bu Kanun’un 10. maddesi hükmünün vergi cezaları hakkında da uygulanacağı, ölüm gerçek kişiler için söz konusu olduğundan, tüzel kişi adına kesilen cezanın terkin edilemeyeceği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenmiştir.

Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar kararın isteme konu yapılan hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın sözü edilen hüküm fıkrasının onanmasına, oybirliğiyle karar verildi.