Danıştay 3. Dairesi

Tarih    : 12.11.2015

Esas No         : 2015/4931

Karar No  : 2015/8114

İYUK Md. 24
MÜKELLEFE GÖNDERİLEN UYARI YAZISININ MÜKELLEF HAKKINDA TESİS EDİLMİŞ VE YÜRÜTÜLMESİ GEREKEN BİR İŞLEM SAYILMAYACAĞI


Davacı tarafından sahte fatura kullanımı nedeniyle davalı idarece özel esaslara tabi mükellefler listesine alındığı ileri sürülerek söz konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada, davalı idarenin, “onbeş gün içinde ilgili belgelerin gerçekliğini ispat etmesi ya da sahte veya yanıltıcı belgeleri, bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde indirim hesaplarından çıkararak beyanlarını düzeltmesi gerektiğine, aksi halde özel esaslara tabi tutulacağına” ilişkin duyurusunun davacı hakkında tesis edilmiş bir işlem sayılmayacağı, dolayısıyla davanın açılmasına davalı idarenin sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden, vergi mahkemesince, yargılama giderlerinin davalı idare üzerine bırakılması ve davalı idare vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka uygun olmadığı hk.

İstemin Özeti: Davacının özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. Vergi Mahkemesinin kararıyla; davalı idarenin mahkemelerinin yürütmenin durdurulması istemi hakkında verdiği karar sonrası verdiği itiraz dilekçesinde, sahte faturaları kullanan mükellefler arasında davacının da yer aldığı ancak bu tespitten dolayı özel esaslara alınmadığı belirtildiğinden, davacı hakkında tesis edilmiş kesin ve yürütülmesi gereken bir işlemin bulunmadığı, davanın açılmasından önce davacıya tebliğ edilen yazıda “… özel esaslar kapsamına alınmanıza neden olan …” ifadesi yer aldığından ve bu ifade nedeniyle dava açılmasına idarece sebebiyet verildiğinden, yargılama giderlerinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesinin hukuka uygun düşeceği gerekçesiyle dava incelenmeksizin reddedilmiş, yargılama giderlerinin ise davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Davalı idarece, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve avukatla temsil edilen idareleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülerek kararın yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden bozulması istenmiştir.

Karar: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararlarda bulunacak hususlar” başlıklı 24. maddesinde, kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği, 31. maddesinin 1. bendinde, bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.

Sözü edilen bu atfın yapıldığı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılarak 01.11.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447. maddesinin 2. bendinde ise mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18.06.1927 tarih ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı belirtilmiş olup 6100 sayılı Yasa’nın 326. maddesinde, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen tarafa yükseltileceği, 323. maddesinde ise vekille takip edilen davalarda kanun gereği takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğu hükmü yer almıştır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde yargılama giderleri arasında sayılan avukatlık ücretinin takdirinde dayanılacak kuralları içeren 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi ve aynı Yasa uyarınca yürürlüğe konularak bu davada uygulanması gereken 21.12.2011 günlü ve 28149 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 1. maddesinde; avukatlık ücretinin kanun gereği karşı tarafa yükletilmesi gereken durumlarda, Avukatlık Kanunu ve bu Tarife hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür.

Bu düzenlemelere göre yargılama sonucu taraflardan birine yargılama giderlerinin yükletilmesinin nedeni, haksız olarak dava açmak ya da hukuka aykırı bir işlem yapmak suretiyle karşı tarafın gidere katlanmasına neden olunmasıdır.

Davacı tarafından sahte fatura kullanımı nedeniyle davalı idarece özel esaslara tabi mükellefler listesine alındığı ileri sürülerek söz konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada, davalı idarenin 12.11.2014 tarihinde kayda geçen Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı’na hitaplı itiraz dilekçesinde, davacının özel esaslara henüz alınmadığı ancak 01.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’ndeki açıklamalar doğrultusunda onbeş gün içinde ilgili belgelerin gerçekliğini ispat etmesi ya da sahte veya yanıltıcı belgeleri, bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde indirim hesaplarından çıkararak beyanlarını düzeltmesi gerektiği, aksi halde özel esaslara tabi tutulacağının 21.07.2014 tarihli yazısıyla kendisine duyurulduğunun belirtildiği, buna göre dava dilekçesinin mahkeme kayıtlarına girdiği 18.08.2014 tarihi itibarıyla davacı hakkında tesis edilmiş bir işlem bulunmadığından, dolayısıyla davanın açılmasına davalı idarenin sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden, vergi mahkemesince, yargılama giderlerinin davalı idare üzerine bırakılması ve davalı idare vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka uygun düşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesinin kararının, yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrası yönünden ve davalı idare vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmek üzere bozulmasına, kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oyçokluğuyla karar verildi.