68li yıllarda gösteri yürüyüşü yapan öğrenciler biber gazı ile öldürülmüyordu. Gösteri yürüyüşü, boykot hatta işgal temel insan haklarından sayılıyordu.  Zamanın ünlü siyasetçisi, gazeteci Av. Cemal Reşit Eyüboğlu'nun dilekçesini ve Danıştay'ın o zaman verdiği kararını günümüze ışık tutabilir umuduyla yayınlıyoruz.

Yürütmenin Dava Sonuna Değin Durdurulması İstemlidir

 

22/Nisan/1968

DİLEKÇE

 

Danıştay Başkanlığına

( Altıncı Daire )

A N K A R A

I.- Yanlar

 

Davacı: Rahmi AYDIN

Trabzon öğrenci Yurdu Şehremini -İstanbul

 

Davacı vekili:Av.Cemal Reşit Eyüboğlu

Atatürk Bul.137 Ankara

 

Davalı:İstanbul üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı

Beyazıt –İstanbul

 

II.-Davanın konusu...:

 

Davalı Dekanlığın,Davacıya 10/8/1968 günü tebliğ edilmiş 10/2/1968 günlü ve 503 sayılı yazısına ekli 1/Şubat/I968 günlü ve 540 sayılı kararının iptali ve dava sonuna değin yürütmenin durdurulması için dava dilekçesidir.

 

III.         - OLAY.

1)           Ocak 1968 ayı içinde Hukuk fakültesinde öğrenciler Yönetim Örgütüne karşı,bir boykot düzenlemişlerdir. *

Boykot, Dekanlığın,öğrencilerin yazılı başvurmalarına cevap vermemiş olması nedenine dayanmaktaydı.

Öğrencilerin Dekanlıktan istedikleri şunlardı:

a)           Şubat ayında bir kez daha sınav hakkı tanınması,

b)           Bir dersin değişik kürsülerden sınavlarında,bilgi ölçümünün ayrı ölçülerle yapılması ve bundan doğan adaletsiz değerlendirmelerin önlenmesinin sağlanması,

c)            Sınavların,gerek biçim ve gerek cevher yönlerinden resiyonsal ve bilimsel ilkelere uygun olarak daha gerçekçi hale ulaştırılması,

2)           Boykot bir süre sonra sonuçlanmıştır.Dekanlık,Prof.Dr. S.SulhiTekinay aracılığıyla yaptırdığı kovuşturma sonunda işi, Dekanlık Yönetim Kuruluna götürmüş,bu Kurul 4 öğrenci arasında Davacıya da "iki sömestr için derslere katılma yasağı" cezası vermiştir.

3)           Dekanlık,boykottan sonra,öğrencilerin istediklerini,Yönetmelikte yaptığı değişikliklerle kabul etmiştir.

4)           Şu nedenlerle,verilmiş cezanın haksız olduğu düşüncesiyle,kararmiptali için bu davayı açmış bulunuyoruz:

a)           Dekanlık Öğrencilerin usulüne uygun olarak yaptıkları yazılı ba| vurmayı cevaplandırmamış olmakla,Boykot eylemini tahrik etmiştir.Kusurludur.

b)           Boykotun haklı olduğu, sonradan Yönetmeliğin o yönde değiştirilmesiyle anlaşılmıştır.

c)            Boykota binlerce öğrenci katılmış,içlerinden bir kaçına ceza verilmiştir. Davacının öteki öğrencilerden ayrıntısı nedir? Ne elebaşıdır. Ne de düzenleyen.

d)           Ceza,bir yıla mal olmaktadır.Eylemle ceza arasında denge yoktur,

 

 

 

IV.         - İptali gerektiren nedenler ve hukuksal dayanakları.

 

I)                    Davacıya yöneltilen eylem sabit değildir.

 

Kararda,Esen Yücel adındaki bir öğrencinin,Davacı Rahmi Aydın’dan afişler için para aldığı yolundaki tanıklığıyla,Davacının kendi kabuluyla bu boykot eyleminde önsafta olduğunun sabit görüldüğü açıklanıyor.

Bu gerçege aykırıdır.Davacı Rahmi Aydın’ın kovuşturmadaki sözlerinden bu sonucun çıkarılması mümkün delildir.

Hem tanığın,hem de Davacının söylemlerine ilişkin tutanaklar getirtilmelidir.Gerçek böylece anlaşılacaktır.Bu tutanakları inceledikten sonrs da savulmamızı yapacağız,

 

2) Boykot.disiplin cefasını gerektirici bir eylem, değildir.

 

Disiplin Yönetmeliğinin uygulanan 9.maddesinin a ve c paragrafları şöyledir: 9/a - Tek başına veya toplu olarak üniversite Yönetmelikleri veya

Üniversite İdaresi,fakülte Öğretim heyeti veya İdaresi veya bu İdare ve heyetlere mensup olanların ve Yardımcılarınınşahısları veya kararları aleyhine mutecavizâne mahiyette neşriyat yapmak ve bunlar aleyhine öğrencileri tahrik etsek veya bunlara teşebbüs eylemek, "

"9/c.- üniversite içinde siyasi tahrikât veya propaganda yapmak, üniversitenin sükun ve huzurunu bozacak olan mahiyette hareketlerde bulunsak veya bunların her hangi birine teşebbüs etmek. "

Disiplin Yönetmeliğinin cezaları gösteren 4. maddesi de şöyledir

 

Mad. 4.- Disiplin cezaları şunlardır:

a)    İhtar

b)   Tevbih

c)    Bir haftadan bir aya kadar Üniversiteye devamdan menedilmek

d)   Bir veya iki sömestre için Üniversiteye devamdan menedilmek

e)    Üniversiteden çıkarılma.

 

İptalini istediğimiz kararda,cezayı gerektiren eylemin,belli ve belirli bir tanıtımı yapılmamaktadır. Kararda,Davacıyı ilgilendirilen sözler,"boykota iştirak". "ön safta bulunduğu”ndan ibarettir.

Şu halde, önce,bu suçlamanın gerçeğini araştırmaksızın,bu söylenen eylemlerin,Disiplin Yönetmeliği ve Disiplin Cezaları Hukuku açısından,kesilmiş cezayı gerektirip gerektirmediğini incelemeliyiz.

Öğrencilerin,üniversite ya da Fakülte Yönetiminin karşısındaki durumu, Hukuk açısından, yöneltilenle yöneten arasındaki ilişkiler alanına girer. Eskinin " Eti senin.kemimi benim" ilkesi,pek tabiidir ki bu çağda söz konusu değildir.

Böyle olunca,olayı karşılıklı haklar ve ödevler dengesinden değerlendirmek gereklidir,sanırız.

 

Dekanlık,öğrenciler topluluğunun yazılı başvurmasını karşılıksız bırakmış,tutum ve davranışımla da bu başvurmayı küçümsemiştir.

Öğrenciler için,Hukuk yolu, Özerk Üniversitenin bu davranışını, Danıştayın yargı denetiminden geçirmekten ibaretti. Bir de günümüzde topluluklara hukukça tanınmış "tepki" eylemi vardı. Hukuk Fakültesi öğrencilerinin"Boykot eylemini" bu açıdan değerlendirmenin gerekli olduğunu sanıyoruz. Bize göre, derslere girmeme,bir disipline karşı gelme değildir. Eğer bu "boykot"sırasında disiplin suçu davranışlar olmuşsa: örnegin,yöneticilere hakaret,derslere girmek isteyenlere karşıkoyma,itme,kakma..vb..gibi,o zaman disiplin kovuşturması söz konusu olabilir.

 

Her şeyden önce bu savımızın Davalıca cevaplandırılması gereklidir, sanırız.

 

 

 

2)      Cezaadalet ölçüsünü aşan ağırlıktadır.

Bir an için,"...Fakülte...kararları aleyhine mütecavizane mahiyette neşriyat yapmak ve bunlar aleyhine öğrencileri tahrik etmek...” söz konusu olduğunu kabul edelim. Bu halde de, uygulanacak cezanın, Yönetmeligin 3.maddesine göre,önce, bu eylemin “..ağırlığı,fiili işliyen öğrencinin saiki,daha evvel bir disiplin cezasına çarptırılmış olup olmadığı,tavrı hareketi"gözönünde tutularak biçilmesi gerekli bulunmaktadır.

 

İptalini istediğimiz kararda böyle bir inceleme ve tartışma yapılmaksızın sonuç olarak,öğrencinin bir yıllık çalışmalarının hiç olmasına varacak bir ceza uygulanmıştır.

 

Yönetmeliğin a,b,c işaretli bentlerindeki cezaler dururken,d bendindeki cezayı,hem de en ağırıyla uygulamak,sanırız adalet ölçülerine sığmaz.Üstelik bu bir gerekçeye de dayanmamaktadır.

3)      Fakülte Dekanlığı. öğrenci örgütünün yazılı başvurmasına cevap vermemekle sorumludur.

Dekanlık,kendi kusurluluğunu bir yana bırakarak,durumu kurtarmak için gelişi güzel bir kaç öğrenciyi feda etmekle da ayrıca kusurludur,sorumludur.

Öğrenci topluluğu,üniversiteler Kunununa göre,yönetimde ortaklığı olan bir kurumdur.

 

Öğrenci dernekleri hem Üniversiteler Kanunundan güç alır hem de şimdiye değin,Devlet Bütçelerinden sürekli yardım görmekle de Türkiye geleneklerinde bir özel nitelik taşır. Neden Dekanlık,12.000 öğrenciyi ilgilendiren bu denli önemli bir başvurmayı küçümseyici davranışta bulunur?

Dekanlık Yönetim Kurulunun,kendi sorumlu ve kusurlu durumunu da hesaba katarak,henüz liseden çıkmış,bir Fakülte öğrencisinin sahip olduğu serbestliğe alışamamış genç bir insana uyguladığı cezada vasıflı davranması uygun olurdu.

 

Üstelik, Öğrenci Topluluğunun "boykot"eylemi haklı nedenlere dayanmış olmalıdır ki,bir süre sonra,Dekanlık Yönetmeliği,Öğrenci Topluluğunun istemlerine uygun olarak degiştirmiştir.

 

V)Yürütmenin geri bırakılması.

Uygulanmış ceza,Davacı Rahmi Aydın’ın1967-68 sınavlarına girmesini engelleyecektir. Davacı,liseyi pek iyi derecede bitirmiş,Fakültenin de en devamlı ve başarılı öğrencilerinden bulunan bir kişidir.Kararı,10/2/1968 de tebellüğ etmiş olduğuna gore iki ayı aşkın bir süreden beri fiilen olmasa bile,"resmen" Fakülte öğrencisi değildir. Bu halin yıl sonuna değin sürmesi,bu yılım yitirmesini sonuçlayacaktır. Bu itibarla,Sayın Danıştaydan,bu ağır durumu gözönünde tutarak karar yürütülmesinin durdurulmasına,güvence aranmaksızın, hemen karar verilmesini istirham ederiz.

VI)- Sonuc ve istem.

Davamızda haklıyız,kanısındayız.Bu itibarla:

d)           Bir ara kararıyla yürütmenin durdurulmasını,

e)            Yargı giderlerinin (Avukatlık ücretiyle) karşı yana yüklenmesini,

f)             Dava konusu kararın iptalini,dava   ediyoruz.         Derin   saygılarla.

 

Ekler

1)  Vekaletname.(Ank.II.Kot.22/4/68)

2)   Is.Huk.Fak.Dek.10/2/68 gün 503 sayılı yazısının aslı

3)   Eki 1/2/1968 gün 540 sayılı Yön. Kur.kararı.

 

YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI

T.C. DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

ESAS NO: 1968/838

 

Davacı Ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen: Rahmi Aydın

Vekili: Av. Dr. Cemal Reşit Eyüboğlu – Atatürk Bulvarı 137/8 Ankara

Karşı Taraf: İstanbul Hukuk Fakültesi Dekanlığı

Talebin Özeti: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yönetim Kurulunun müvekkilimin 2. Sömestr için üniversiteye devamdan menedilmesi hakkındaki 1.2.1968 gün ve 540 sayılı kararının iptali için açılan dava sonuna kadar yürütmenin durdurulması isteğinden ibarettir.

Raportör Birsen Çırakman’ın Düşüncesi: Birinci savunma alındıktan sonra yürütmenin durdurulması hakkında bir karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

Kanunsözcüsü Turgut Akmirza’nın Düşüncesi: Davanın durumuna göre yürütmenin durdurulmasına yer olmadığı düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Meselenin mahiyetine ve davanın tasvir şekline göre davalının birinci savunması alınıncaya kadar yürütmenin durdurulmasına ve tebligatın ikmaline 22.5.1968 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Başkan Celal Göydün

Üye Orhan Özden

Üye Kazım Yenier

Üye Mazhar Şener

Üye Hikmet Müftigil

Azlık Oyu:

Birinci savunma alındıktan sonra yürütmenin durdurulması hakkında karar verilmesi uygun olduğu görüşü ile çoğunluk kararına karşıyım.

Üye Mazhar Şener

KARAR

 

T.C

DANIŞTAY

SEKİZİNCİ DAİRE

 

ESAS NO: 1971/569

KARAR NO:1972/1815

 

DAVACI               : RAHMİ AYDIN

VEKİLİ                   : AV. CEMAL REŞİT EYÜBOĞLU-ATATÜRK BULVARI 137-ANKARA

DAVALI                : İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

DAVANIN ÖZETİ: Müvekkilinin, davalı fakültede cereyan eden boykot’a iştirak ettiği gerekçesiyle iki somestre için üniversiteye davamdan menedilmesine ilişkin bulunan 1 Şubat 1968 gün ve 540 sayılı kararın iptali isteğidir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacının, Üniversite öğrenci disiplin yönetmeliğinin 9/a,c maddelerinde öngörülen disiplin suçunu işlemiş bulunduğunun sabit olduğu ve bu suçun ağırlığı ve etki kapsamı dikkate alınınca davacı hakkında uygulanan cezada bir isabetsizlik olmadığı savunulmuştur.

KANUNSÖZCÜSÜ MUZAFFER ARIER’IN DÜŞÜNCESİ: Davacıya isnad olunan eylemin, İstanbul Üniversitesi öğrenci disiplin yönetmeliğinin hakkında uygulanan hükümlerine kesin olarak ithali mümkün olmadığı kanısına varıldığından dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

RAPORTÖR SAMİ AKURAL’IN DÜŞÜNCESİ: Davacının ihlal ettiği öne sürülen İ.Ü öğrenci disiplin yönetmeliğinin 9/a,c maddesinin olayla irtibatı, bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu kararın iptali gerekir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Davacı, öğrenci tarafından işlenmiş bulunan disiplin suçu sebebiyle İstanbul Üniversitesi Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 4.maddesinde öngörülen disiplin cezalarından en ağır cezalardan biri ile cezalandırılmasının hiçbir gerekçeye dayalı olmadığı, dolayısıyla disiplin suçu ile uygulanan ceza arasında adil bir nisbetin bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu kararın iptaline, 74 lira yargılama gideri ile 500 lira avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1318 sayılı finansman kanununa göre noksan bulunan 30 liranın davalıdan alınmasına 10.5.1972 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Başkan V.                         Üye                       Üye                           Üye                                          Üye

İbrahim Koloğlu         Enver Sevgen          Arslan Kayan           Şekip Çopuroğlu            Bülent Olçay

CEMAL REŞİT EYÜBOĞLU İÇİN WİKİPEDİ'DEN KISA ALINTI

Cemal Reşit Eyüboğlu, (d. 1906, Akçaabat, Trabzon, Türkiye) - (ö. 21 Ocak 1988, Ankara, Türkiye), Türk siyasetçi,

1930 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Paris Hukuk Fakültesi'nden doktora derecesi aldı. Maliye Bakanlığı Varidat Umum Müdürlüğü İkinci sınıf mümeyyizliğine adaylığı, Maliye Müfettiş Muavinliği, Maliye Müfettişliği, Milli Emlâk Müdürlüğü, Milli Emlâk Genel Müdürlüğü, IX. Dönem CHP Trabzon milletvekilliği, Kurucu Meclis Trabzon temsilciliği (6 Ocak 1960  25 Ekim 1960) yapmıştır.[1]

Arapça ezanın yeniden serbest bırakılması için Millet Meclisi'nde 1950'nin 16 Haziran günü yapılan görüşmeler sırasında, CHP grubu adına Partisinin ezanın Arapça okunmasına karşı çıkmayacağını açıklamıştır.

20 Aralık 1961 – 30 Haziran 1967 tarihleri arasında haftalık olarak yayımlanan Yön Dergisi'nin üç kurucusu arasında yer aldı. Vatan Gazetesi'ndeki etkinliği yanında, 21 Ekim 1969 – 27 Nisan 1971 tarihleri arasında haftalık Devrim Gazetesi'nin çıkmasına yardımcı oldu.