Danıştay 4. Dairesi

Tarih         : 14.02.2012  Esas No    : 2009/6694 Karar No   : 2012/458  VUK Md. 3

FATURANIN MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI NİTELİKTE OLDUĞUNUN TESPİTİ

Mükelleflerin alış faturalarında gösterilen katma değer vergisinin ödenmemesinden faturayı düzenleyenle birlikte müteselsilen sorumlu tutulmaları ile alış faturalarının gerçek bir ticari ilişkiye dayanmaması nedeniyle indirim hakkından yararlandırılmamalarının, farklı hükümlere tabi olduğu, mükelleflerin işlem ve ödemelerinde idarece belirlenen bir takım usullere uygun hareket etmeleri halinde katma değer vergisi yönünden müteselsil sorumluluğa muhatap olamayacaklarına ilişkin olarak yapılan düzenlemelerden hareketle, olayın gerçek mahiyetini ortaya koymaya yönelik diğer veriler değerlendirilmeksizin, sadece söz konusu usullerin uygulanmış olması nedeniyle faturaların gerçek bir ticari muameleye dayandığının kabulünün mümkün olmadığı hk.

 

İstemin Özeti: Davacı adına bir kısım alış faturalarının sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı nitelikte olduğu ileri sürülerek 2005/6. dönemi için salınan katma değer vergisi ve kesilen vergiziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Vergi Mahkemesinin kararıyla; davacıya fatura düzenleyen (…) Vergi Dairesi Müdürlüğünün (…) vergi kimlik numaralı mükellefi (…) Ltd. Şti. hakkında düzenleyen vergi tekniği raporunda yer verilen tespitler esas alınarak, davacıya düzenlediği faturalarda gösterilen katma değer vergisinin indiriminin reddi suretiyletarhiyat yapılmış ise de, 84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği uyarınca ödemenin belirtilen usule uygun olarak çekle yapılması halinde mükelleflerin müteselsil sorumluluk uygulamasına muhatap tutulmayacakları, fatura bedelleri davacı tarafından çekle ödenmiş olmasına rağmen bu hususta alıcı ile satıcı arasında muvazaalı bir işlem yapılıp yapılmadığı yada aralarında doğrudan veya dolaylı bir ilişki bulunup bulunmadığı ortaya konulmadan, (…) Ltd.Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu tek başına done alınmak suretiyle, eksik incelemeye dayalı olarak yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle vergi ve cezaların kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı idare, düzenlenen inceleme raporu uyarınca yapılan cezalı tarhiyatın yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Karar: Davacı adına bir kısım alış faturalarının sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı nitelikte olduğu ileri sürülerek 2005/6. dönemi için salınan katma değer vergisi ve kesilen vergi ziyaıcezasını kaldıran Vergi Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, müteselsil sorumluluğa ilişkin düzenlemeler içeren 84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin bu sorumluluğun kalkmasına dair hükümlerine atıfta bulunularak karar verilmiştir. Ancak mükelleflerin alış faturalarında gösterilen katma değer vergisinin ödenmemesinden faturayı düzenleyenle birlikte müteselsilen sorumlu tutulmaları ile alış faturalarının gerçek bir ticari ilişkiye dayanmaması nedeniyle indirim hakkından yararlandırılmamaları farklı hükümlere tabidir. Mükelleflerin işlem ve ödemelerinde idarece belirlenen bir takım usullere uygun hareket etmeleri halinde katma değer vergisi yönünden müteselsil sorumluluğa muhatap olamayacaklarına ilişkin olarak yapılan düzenlemelerden hareketle, olayın gerçek mahiyetini ortaya koymaya yönelik diğer veriler değerlendirilmeksizin, sadece söz konusu usullerin uygulanmış olması nedeniyle faturaların gerçek bir ticari muameleye dayandığının kabulü mümkün değildir.

Uyuşmazlık, gerçek bir ticari ilişki mevcut olmadan düzenlenen faturalarda gösterilen katma değer vergisinin davacının beyan ettiği vergiden indiriminin mümkün olmadığı savıyla düzenlenen rapor uyarınca yapılan tarhiyatın hukukiliğine ilişkin olduğundan, çözümü de bu hususun hukuken geçerli ve somut verilerle tespit edilip edilmediğinin değerlendirilmesini gerektirmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, aynı Kanun’un 134. maddesinin 1. fıkrasında ise; vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu açıklanmıştır.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.

Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef, üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımakta, bu bağlamda, Kanunda ve Kanunla verilen yetkiye dayanılarak çıkarılan yasa altı düzenleyici işlemlerde öngörülen şekil şartları ile kayıt ve belge nizamına sıkı sıkıya bağlılık söz konusu olmaktadır.

Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirimleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.

İncelenen dosyada, davacının ihtilaflı dönemde indirim konusu yaptığı, (…) Ltd. Şti.’nden alınan faturaların indirim hakkının kullanılabilmesi için yasal koşulları taşımadığı yolunda düzenlenen inceleme raporu uyarınca bu faturalarda yer alan katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle cezalı tarhiyat yapılmıştır.

Davacıya fatura düzenleyen (…) Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuyla, 16.01.2001 tarihinde asansör montaj, bakım ve onarımı ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 17.05.2005 tarihinde yapılan hisse devirleri ile şirketin ortaklık yapısının değiştiği, bu tarihten sonra yapılan yoklamalarda adreste bulunamadığı, defter ve belge isteme yazılarının tebliğ edilemediği, 2001 Ocak ayından 2005 yılı Temmuz ayına kadar şirketin muhasebesini tutan serbest muhasebeci mali müşavir (…)’un, muhasebesini tuttuğu dönemde şirketin ciddi bir firma olduğunu, asansör tamir, bakım ve servis işiyle uğraştığını, şirket ortaklarının kendi aralarında çıkan anlaşmazlık sonucunda hisselerini devrettiklerini, bu tarihten sonra matrahların yüksek olması kendisinde faaliyetlerinin gerçeği yansıtmadığı fikrini uyandırdığından muhasebe kayıtlarını tutmadığını beyan ettiği, 2005/6 ve 7. dönemlerine ait katma değer vergisi ve 2005/1. dönemine ait geçici vergi beyannamesi dışında, hisse devrinden sonra verilen beyannamelerde muhasebeci veya mali müşavir imzası bulunmadığı, beyannamelerin posta yoluyla gönderildiği, elde ettiği yüksek ciroya rağmen çok düşük miktarlarda vergi beyanı olduğu, tahakkuk eden vergileri de ödemediği, 17.05.2005 tarihinden sonra gerçek bir ticari faaliyeti bulunmadığı hususları tespit edilmiş olup, bu tespitlerin değerlendirilmesinden, anılan şirketlerin düzenledikleri faturaların muhteviyatı itibariyle yanıltıcı nitelikte olduğu sonucuna varılmıştır.

Dolayısıyla, davacının anılan firmadan aldığı faturalarda gösterilen katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davanın reddi gerekirken aksi yönde verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi(*)

  

Danıştay 9. Dairesi