Bunun üzerine açılan davada ise İdare Mahkemesi, 2942 sayılı Kanunun kamulaştırma konusunda esas olarak satın alma usulünü öngördüğü, bu usul sonuç vermezse yargı yoluna başvurma usulünün devreye gireceği, bu düzenlemede "idarenin kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen tahmini bedeli belirtmeksizin" ibaresinin kullanıldığı, kamulaştırma yapılacak taşınmazın bedeli konusunda idarelerin taşınmaz malikleriyle uzlaşabilmeleri ve/veya pazarlık yapabilmelerinin sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi bakımından, kıymet takdir raporlarıyla belirlenen tahmini kamulaştırma bedelini taşınmaz maliklerine açıklamalarının sakıncalı olacağı gerekçesiyle İdarenin işlemini hukuka uygun bularak davayı reddetmiştir.

Danıştay ise; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 2. Maddesi gereğince; yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıfların avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorunda olduklarının ve kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumların avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlü olduklarının açık olduğunu belirtmiş ve, kentsel dönüşüm uygulanan ve bu kapsamda çeşitli projelere dahil edilen kişilere maliki oldukları taşınmazın kıymet takdir raporlarının verilemeyeceği yönünde kısıtlayıcı bir düzenlemeye 5393 ve 2942 sayılı Kanunlarda yer verilmemiş olması dolayısıyla avukatın talebini reddeden idarenin işleminin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir.

T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2015/11741

Karar No : 2017/11713

Karar Tarihi: 25.12.2017

İstemin Özeti : İdare Mahkemesince verilen 17/06/2015 tarihli, E:2015/700, K:2015/871 sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Mahmut Samet DEMİRTAŞ

Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, davacı vekili tarafından; müvekkili ile davalı idare arasında tesis karşılığı konut projesi kapsamında imzalanan sözleşmeden doğan bir ihtilafın giderilmesi maksadıyla 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 2'nci maddesine istinaden kıymet takdir raporunun tarafına verilmesi talebinin reddine ilişkin 16.03.2015 tarihli, 6388 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; her ne kadar davacı vekili tarafından 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 2'nci maddesi gereğince kıymet takdir raporunun bir suretinin davalı idare tarafından kendisine verilmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, anılan maddede sayılan kurum ve kuruluşlarca avukata görevini yerine getirme konusunda yardımcı olacakları belirtilmekle birlikte, kanunlarında yer alan özel hükümlerin getirdiği kısıtlamaların da saklı tutulduğu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun "satın alma usulü" nü düzenleyen 8'inci maddesinin de bu yönde değerlendirilmesi gerektiği, zira madde hükmünde açıkça, "idarenin kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen tahmini bedeli belirtmeksizin" ibaresinin kullanıldığı, 2942 sayılı Kanunun kamulaştırma konusunda esas olarak satın alma usulünü öngördüğü, bu usul sonuç vermezse yargı yoluna başvurma usulünün devreye gireceği, kamulaştırma yapılacak taşınmazın bedeli konusunda idarelerin taşınmaz malikleriyle uzlaşabilmeleri ve/veya pazarlık yapabilmelerinin sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi bakımından, kıymet takdir raporlarıyla belirlenen tahmini kamulaştırma bedelini taşınmaz maliklerine açıklamalarının sakıncalı olacağı, kaldı ki davalı idare tarafından 1136 sayılı Kanunun 2'nci maddesi uyarınca davacı vekiline yardımcı olmak açısından davacının da yer aldığı hak sahiplerinin davalı Belediye Başkanlığı ile yapmış olduğu belgesiz / kaçak hazine hak sahipliği ön sözleşmelerine ait uzlaşma komisyonu raporlarını sunmuş olduğu dikkate alındığında, davacının talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 2. maddesinde; "Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlıdır." kuralına; 27. maddesinde; "(...) Avukatlarca vekaletname sunulan merciler, pul yapıştırılmamış veya pulu noksan olan vekaletname ve örneklerini kabul edemez. Gerektiğinde ilgiliye on günlük süre verilerek bu süre içinde pul tamamlanmadıkça vekaletname işleme konulamaz." kuralına yer verilmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinde; "(...)Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan gayrimenkul sahipleri ve belediye tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır. (...) Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarındaki gayrimenkul sahipleri ve 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna istinaden, hak sahibi olmuş kimselerle anlaşmaları halinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında hakları verilir. Anlaşma sonucu belediye mülkiyetine geçen gayrimenkuller haczedilemez. 2981 sayılı Kanun kapsamına girmeyen gecekondu sahiplerine enkaz ve ağaç bedelleri verilir veya belediye imkanları ölçüsünde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı dışında arsa veya konut satışı yapılabilir. Bu kapsamda bulunanlara Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile işbirliği yapılmak suretiyle konut satışı da yapılabilir. Enkaz ve ağaç bedelleri arsa veya konut bedellerinden mahsup edilir.

Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde belediyelere ait gayrimenkuller ile belediyelerin anlaşma sağladığı veya kamulaştırdıkları gayrimenkuller üzerindeki inşaatların tamamı belediyeler tarafından yapılır veya yaptırılır." kuralı yer almıştır.

Öte yandan 2942 sayılı Kanun'un 11. maddesinde kamulaştırma bedelinin ne şekilde ve kimin tarafından tespit edileceğine ilişkin usul ve esaslar açıklanmıştır.

Yukarıda alıntısı yapılan mevzuat hükümlerine göre, avukatlar tarafından çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına belge almak için yapılan başvurulara eklenen vekaletnamelerde örneğin baro pulu gibi usulü eksikliklerin bulunması halinde bu eksikliğin giderilmesi için başvuru sahibine 10 gün süre verilmesi ve bir eksikliğin bulunmadığı hallerde Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak koşuluyla istenilen bilgi ve belgelerin avukatlara verilmesi zorunludur. Öte yandan, kentsel dönüşüm uygulanan ve bu kapsamda çeşitli projelere dahil edilen kişilere maliki oldukları taşınmazın kıymet takdir raporlarının verilemeyeceği yönünde kısıtlayıcı bir düzenlemeye 5393 ve 2942 sayılı Kanunlarda yer verilmemiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının taşınmazının "...... Kentsel Dönüşüm Projesi" kapsamında kaldığı, proje kapsamında davacıya verilecek konut için "belgesiz hak sahipleri konut sözleşmesi"nin imzalandığı ve sahibi olduğu taşınmazın kıymet takdirine ilişkin hak sahipliği değerlendirme formunun düzenlendiği, davacı vekili tarafından kıymet takdir raporu (hak sahipliği değerlendirme formu) ile sözleşmenin taraflarına verilmesi konusunda yapılan 19.02.2015 tarihli başvurunun, 2942 sayılı Kanun'un ilgili maddelerine göre kıymet takdir komisyon raporlarının ilgililere gönderilemeyeceği gerekçesiyle bu belge yönünden reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Kişilerin başvuruları üzerine idarelerce tesis edilen işlemlerin gerekçeli olmasının yanı sıra, işlemin dayanağı olan yasal düzenlemenin gösterilmesi işlemin sebep unsurunun ortaya konulması ve yargısal denetiminin yapılabilmesi yönlerinden bir zorunluluktur.

Bu itibarla, dava konusu işlemde kıymet takdir komisyon raporlarının verilmemesinin 2942 sayılı Kanunun hangi maddelerine dayalı olarak tesis edildiğinin belirtilmemiş olması ve yukarıda alıntısı yapılan mevzuat hükümlerinde talep edilmesi halinde kıymet takdir raporlarının (somut olaydaki hak sahipliği değerlendirme formunun) ilgililerine verilemeyeceğine ilişkin kısıtlayıcı bir düzenlemenin yer almamış olması karşısında dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince verilen 17/06/2015 tarihli, E:2015/700, K:2015/871 sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

memurlar.net