Danıştay 9. Dairesi

Tarih         : 23.02.2015

Esas No   : 2014/9393

Karar No  : 2015/534

İYUK Md. 7

Davacının banka hesabı üzerine haciz uygulanmasıyla, söz konusu banka hesabı üzerindeki tasarruf haklarını kısıtlamak suretiyle menfaati ihlal edilmiş sayılır. Söz konusu kısıtlılığın yargı yerince iptal edilmediği veya idarece kaldırılmadığı sürece davacının menfaat ihlalinin devam ettiği ve haczin etkisini sürdürdüğü açıktır. Dolayısıyla, haczin kaldırılması istemiyle açılan davada, davacının maaşından her ay kesinti yapılmak suretiyle menfaat ihlali yenilenerek devam ettiğinden, uyuşmazlığın esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, davayı süre aşımı nedeniyle reddeden mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

İstemin Özeti: Davacı adına, (…) Konfeksiyon San. ve Tic. A.Ş.’nin borcundan dolayı Vakıfbank (…) Şubesi nezdindeki banka hesabı üzerine uygulanan haczin kaldırılması istemiyle açılan davayı süre aşımı yönünden reddeden Vergi Mahkemesinin kararının; dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.

Karar: Dava dosyasının tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin esasına geçildi.

Davacı adına, (…) Konfeksiyon San. ve Tic. A.Ş.’nin borcundan dolayı Vakıfbank (…) Şubesi nezdindeki banka hesabı üzerine uygulanan haczin kaldırılması istemiyle açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasında, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türü olarak sayılmış, 7. maddesinde, dava açma süresinin vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından 30.04.2013 tarihinde haczin kaldırılması istemi ile başvuru yapıldığı, davalı idarece bu talep üzerine gerekli yazışmalar yapıldığı, ancak davacıya herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, bu halde; anılan Yasa hükümleri uyarınca, 29.06.2013 tarihinde davacının başvurusunun zımnen reddedildiği, bu durumda; davacı tarafından, 29.06.2013 tarihinden itibaren otuz gün içerisinde haczin kaldırılması talebinin zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemi ile dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 12.12.2013 tarihinde tesis edilen haciz işleminin iptali istemiyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddedildiği anlaşılmıştır.

Davacının banka hesabı üzerine haciz uygulanmasıyla söz konusu banka hesabı üzerindeki tasarruf haklarını kısıtlamak suretiyle menfaati ihlal edilmiştir. Söz konusu kısıtlılığın yargı yerince iptal edilmediği veya idarece kaldırılmadığı sürece davacıların menfaat ihlalinin devam ettiği ve haczin etkisini sürdürdüğü açıktır. Dolayısıyla, haczin kaldırılması istemiyle açılan davada, davacının maaşından her ay kesinti yapılmak suretiyle menfaat ihlali yenilenerek devam ettiğinden, uyuşmazlığın esası incelenerek karar verilmesi gerekirken davayı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-b maddesi uyarınca ve süre aşımı nedeniyle reddeden mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.