İstanbul Haber Servisi- CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ile gazeteci Tuncay Özkan’ın “tecrit hücrelerine” konulması ve gazeteci Ahmet Şık ile Nedim Şener’in Odatv soruşturması kapsamında tutuklanmalarının üzerinden bir yıl geçti. Tutuklu gazeteciler için meslektaşları, aydınlar, siyasiler, demokratik kitle örgütleri Taksim’de iki ayrı eylem düzenleyerek Terörle Mücadele Yasası’nın ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını istedi.
“Tuncay Özkan ve Mustafa Baybay Gönüllüleri”nin çağrısıyla Galatasaray Meydanı’nda toplanan kalabalık, “Zorbalığa göz yumma, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan bir yıldır tecritte”, “Meydanlar, zindanları yenecek”, “Aydınların ışığı karanlığı yenecek” yazılı döviz ve pankartlar taşıdı. Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşe geçen grup, sloganlar, ıslıklar ve alkışlar eşliğinde “tecrit” uygulamasını protesto etti.
‘Tecrit sürüyor’
Taksim Meydanı’nda son bulan yürüyüşün ardından açıklama yapan Özkan ve Balbay Gönüllüleri’nden Sevgi Pekaydın, Balbay ve Özkan’ın tecrit koşullarının kısmi olarak değiştirildiğini ama tecritin sürdüğünü söyledi. Pekaydın, “Balbay ve Özkan’ın tecrit haline kısmen ara vererek şu an burada toplanmış insanlara sus payı verebileceğinizi mi sanıyorsunuz?” diye sordu. Yürüyüşe destek veren isimler arasında yer alan sanatçı Levent Kırca da “Özgürlük mücadelesi için, cezaevindeki arkadaşlarımız için, devrim için, yasaklamalar için buradayız. Hep de burada olacağız” dedi.
Gazetemiz yazarı Ali Sirmen ise “Balbay ile aynı cezaevinde çalışan arkadaşları, bundan 30 yıl önce, askeri yönetimler tarafından aynı yöntemle içeride tutuluyorlardı. Bugün sıra onlara gelmiştir, nöbet onlardadır” diye konuştu.
‘Kime tecavüz etti?’
CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi de “Bu içinde bulunduğumuz durum utanç verici” dedi. CHP Denizli Milletvekili ve eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ise “Umarım kulağı sağır olanlar bu kitlesel eylemin seslerini duyuyordur” diye konuştu. Cihaner, “Bugün bakanlardan birisi açıklama yapmış ‘tutuklu olanlar gazeteci değil tecavüzden ya da banka soygunundan’ ama nedense isimlerini hiç söylemiyorlar. Hangi gazeteci kime tecavüz etmiş, hangisi hangi terör eylemi talimatı vermiş, hangisi hangi bankayı soymuş. Yani Ahmet Şık hangi bankayı soymuş. Balbay kime tecavüz etmiş söyleseler de biz de bilsek. Yaşadıklarımız aslında hukukla mantıkla açıklanacak birşey değil” diye konuştu.
Balbay’ın mektubu
Konuşmaların ardından Balbay’ın gönderdiği mektup okundu. “Tek işilik hücreyi şöyle tarif edebilirim; ben ve siz, hepimiz” ifadeleri ile başlayan mektupta, “Hücrenin demiri irademizi, betonu da savunduğumuz değerleri ve size olan inancımızı simgelemektedir. Bugünler geçecek, asıl olan özgürlüğe hazır olmak. O güzel günde buluşmak dileğiyle” denildi.
Cumhuriyet