2004 yılında hazırlanan yeni Türk Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nun mimarlarından olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Adem Sözüer, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve Fethullah Gülen cemaati operasyonu kapsamında tutuklanan 62 polis hakkında tahliye kararlarının yolunu açan hâkimlerin 'yetkisiz'olduklarını açıkladı. Sözüer, "Bir gece ansızın, özel yetkilide çalışan hakimleriniz, usülde olmayan bir karar verdiler. Bu yapılanın da hukuken, tutuklu insanlara yardımı olmamıştır. Böyle olağandışı gece yarısı operasyonlarını yapmamamız lazım" dedi.

İnfaz edilmeyerek krize yol açan tahliye kararları ile ilgili olarak görüşü en çok merak edilen isimlerden Prof. Adem Sözüer konuştu. Sözüer, CNN Türk Ana Haber'de Nevşin Mengü'nün sorularını yanıtlarken sürece ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yaptı:

Birinci adım (İstanbul'daki toplam on sulh ceza hâkiminin birden reddine karar verilmesi / T24) yanlıştı. Bütün hâkimlerin reddi diye bir şey yok. İkinci adım da (sulh hâkimlerinin devreden çıkarılmasından sonra 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararı vermesi / T24) yanlış. Bu adımlara tepki olarak gelişen üçüncü adımın da (tahliye kararlarının başsavcılık tarafından yerine getirilmemesi) yanlış olduğu tartışılabilir. Bu yanlışları yapanlar, tutuklulara yardım mı etmiş oluyorlar! Dün uzun tutuklamalara karar veren hâkimlerin bugün tam aksi yönde davrandıklarını görüyoruz. İki yetkisiz hâkim, bir meydan okuma yaptı. Bu yanlıştı. Usul yanlış olunca içeriği tartışmak da doğru olmuyor. 

Bir gece ansızın, daha özel yetkili mahkemelerde çalışan hâkimleriniz, usülde olmayan bir karar verdiler. Burada dediğim gibi bu yapılanın da hukuken, tutuklu insanlara yardımı olmamıştır. Mesele şöyle düşünülüyorsa, evet biz dayanışma içinde olan bir grubuz, bir yolunu bulup ortalığı sarsarız diyorsanız evet. Ama bu kendinize faydalı mıdır, Türkiye’ye faydalı mıdır?

Bu tür olağandışı uygulamalar, biz buraya neden geldik? ÖYM’ler yüzünden. Bir hakim vardı, ÖYM’lerde. Ergenekon’da birkaç tutukluyu serbest bıraktı diye, Oktay Bey’i (Kuban) sürdüler. Yetkili olduğu halde. Şimdi yetkisiz kişiler böyle kararlar veriyorlar. AYM’de bireysel başvuru, AİHM yolu açıktır. İnsanlar biz mağdur oluyoruz, diyebilirler ama bu mağduriyeti gidermenin yolu sistem içinde kalınarak halledilebilir.

Bu sistemde Sulh Ceza Mahkemeleri, o olmuyorsa aynı gerekçelerle AYM’ye, o olmuyorsa AİHM’e başvurmanız lazım. Ama biz birbirimizi tanıyan insanlarız, ortalığı sarsalım derseniz o ayrı mesele.

İktidarı da herkesi de zorlayabiliriz, biz bu konularda uğraş verirken bu tür olağandışı çıkışlar olunca o zaman insanlar diyor ki bunların da elleri boş durmuyor, bakın neler yapıyorlar. Hakimlerimizin kariyerlerine, geleceklerine bir şey yapmasınlar. İlkelere bağlı kalmalıyız, ilkeleri savunmalıyız. Böyle olağandışı gece yarısı operasyonlarını yapmamamız lazım.

Prof. Adem Sözüer: Kolluk, ceza hukuku reformuna karşı 'haçlı seferi' gibi kışkırtıldı