Bu aşamada Yargıtay “İçeriği maddi olgularla desteklenmeyen User ID tespitlerinin delil niteliği bulunmamaktadır” şeklinde bir karar verir mi?

Geçen hafta OdaTV’de Müyesser Yıldız Yargıtay’ın böyle bir karar vermek üzereyken son anda Saraydan yapılan müdahale ile vazgeçildiğini yazdı.

Müyesser YıldızMüyesser Yıldız

Konu ile ilgili olarak Biz Hukuk Ofisinden Av. Refik Çağlar Dilber “Ben bu iddiayı çok önceleri Ankara’da duydum, o zaman da inanmadım, şimdi de inanmıyorum” diyor.

Yargıtay’dan bylock davalarını büyük ölçüde çökertecek böyle bir karar vermesi beklenebilir mi?

Bir başka soru Saray böyle bir müdahale yapar mı?

Bu sorunun cevabı bylock siyasetinin analizini gerektirir. Bugün görülmekte olan FETÖ silahlı terör örgütü davalarının yaklaşık %70’nin bylock deliline dayandığını düşünüyoruz. Yargıtay’ın bu şekilde bir karar vermesi FETÖ davalarının sayıca büyük bir bölümünün çökmesi demektir.

FETÖ davaları siyasi olarak iç ve dış nedenlere dayanmaktadır. İç nedenler büyük ölçüde bilinmektedir.

Dış neden olarak ABD-Türkiye ilişkileri öne çıkmaktadır.

Tabii ki konu bu kadar basit değil, aksine son derece de karmaşık. Sanıyoruz bizden sonraki kuşaklar bu dönemi anlamakta bir hayli zorlanacaklar. Çünkü bu dönemi normal bir mantıkla çözmek mümkün değildir.

FETÖ davalarının büyük ölçüde veya tamamen çökmesi için iç ve dış nedenlerin ortadan kalkması gerekir.

Sarayın Yargıtay’a iddia edildiği gibi ayar verdiği düşünülebilir mi?

Bizce böyle bir ayara ihtiyaç yoktur çünkü FETÖ davaları 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi ile oluşan atmosferde başladı ve devam etmektedir. Yargı oluşan algı doğrultusunda bir başkasının müdahalesine gerek olmadan kendi kriterlerini oluşturmaktadır.

Yargı, oluşan algının etkisi azaldıkça daha hukuki kararlar vermektedir. Tabii avukatlar, savunma, bilişim uzmanları bu süreci aydınlatmaktadır.

Süreci etkileyen diğer önemli bir husus da uluslararası hukuk, özellikle AİHM’dir.

Bütün bu davalar eninde sonunda AİHM’e gidecektir.

 FETÖ davalarını etkileyen iç ve dış siyasi nedenler statik değil dinamiktir ve süreçte değişime uğraması kaçınılmazdır.

Süreci etkileyen olayların etkisinin aynı şiddette devam etmesi beklenmemelidir, bu etki giderek azalacaktır.

Bu yazıda anlatmaya çalıştıklarımızdan 1971’den itibaren devletin önünü açması sonucu başta yargı, ordu ve polisi büyük ölçüde ele geçiren FETÖ yapılanmasının yeniden eski itibarına kavuşacağı sonucu çıkarılmamalıdır. Bizim burada anlatmaya çalıştığımız süreçte değişimin FETÖ’nun mağdur ettiği ve bu nedenle yargılanmakta olan, hapiste olan ve masum olduğu düşünülen binlerce kişinin lehine olduğudur.

Bu değişim nedeniyledir ki Mor beyin ve benzeri olaylar çözülmüş ve binlerce insanın masumiyeti sabit olmuştur. 

Bu değişim nedeniyledir ki başlangıçta bylocku FETÖ üyeliği suçu için tek başına yeterli delil olarak gören Yargıtay 16. Ceza Dairesi birkaç kez lehe değişiklikler yapmış ve gelinen noktada CGNAT’ın bylock delili için yeterli olmadığı, User-İD operatör kayıtları eşlemesi gerektiği noktasına gelinmiştir.

16. Ceza Dairesinin kararlarındaki gelişme sadece bundan ibaret de değildir, süreç ceza hukukunun temel ilkeleri doğrultusunda gelişmektedir.

Biz başından beri savunmaların ceza hukukunun temel ilkeleri ve Yargıtay kararları doğrultusunda yapılması gerektiği, her zaman son noktanın AİHM olacağı gerçeğinin gözetilmesini, savunmanın(avukatların) bu davalardaki rolünün son derece önemli olduğunu söylemekteyiz.

Sonuç olarak süreç hukuktan ve masumlardan yana değişmektedir, bize düşen komplo teorilerine umut bağlamak yerine süreci savunmanlar(avukatlar) ile olumlu yönde etkilemek ve hızlandırmaktır.

Ceza yargılamasında savunmanın görevi karakolda-poliste başlar ve temyiz sonucuna kadar her aşamada devam eder. Bu süreçlerin hepsi de son derece önemlidir.

Bu nedenlerle İstinaf ve Yargıtay aşamalarında yapılacak etkili savunmalar ihmal edilmemelidir.

Av. Rahmi Ofluoğlu

BİZ HUKUK

Fetullah Gülen'in yeğenine örgüte yardım suçundan 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası Fetullah Gülen'in yeğenine örgüte yardım suçundan 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası