Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 1. derece mahkemesi olarak silahlı terör örgütü suçundan yargıladığı hakimler hakkındaki hükmü bizce eksik araştırmaya dayanmaktadır.

16. Ceza Esas No:2015/3 Karar No:2017/3 kararında “18/02/2017 tarihli raporda; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan soruşturma kapsamında, FETÖ Terör Örgütü mensuplarınca örgütsel iletişim için belirli bir süre kullanıldığı kriptolu haberleşme uygulaması ByLock ile ilgili olarak, 474 koli içerisinde kullanıcı şahısların iletişimlerine ilişkin çıktıları ihtiva eden ciltlerdeki belge ve 1 adet harici depolama aygıtı incelenmek üzere gönderildiği, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından KOM Daire Başkanlığı bünyesinde uzman bir ekip görevlendirildiği, bu uzman ekip aracılığıyla ByLock veri tabanı incelenmesi işlemlerine başlandığı, yapılan incelemede ByLock uygulamasında;

• 215 Bin 092 User ID,

• 31 Bin 886 Arkadaş Grubu,

• 17 Milyon 169 Bin 045 Mesaj İçeriği,

• 3 Milyon 158 Bin 388 E-Posta İçeriği olarak veri ve mesaj bulunduğu tespit edilmiştir” denilmektedir.

Görüldüğü gibi kararda 215 bin 092 kullanıcı (User) ID’den söz edilmektedir. Oysa sonradan yapılan güncellemelerde bu sayı 102 bin olarak belirlenmiştir.

Ayrıca 16. Ceza Dairesi bylock tespitleri konusundaki tartışmalardan habersiz görünmektedir.

Devletin zirvesinin açıklamaları

Kumpas davaları olarak anılan Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Askeri casusluk davalarında dijital verilerin değiştirilmesi suretiyle sahte delil üretildiği bilinmektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu  açıklamalarında bylock verilerinin değiştirildiğini belirtmektedirler.

Cumhurbaşkanın Erdoğan 02 Ağustos 2016 tarihli açıklamasında, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) kapatılacağını açıklayarak, "Çünkü bütün pisliklerin olduğu yerlerden biri de orası" demektedir.

http://www.hurriyet.com.tr/erdogandan-flas-aciklamalar-40178919

Başbakan Binali Yıldırım, 12 Ekim 2016 tarihli çarpıcı açıklamalarında  “ByLock’a bile montaj yapmışlar. Gözlerine kestirdikleri bazı isimleri ByLock kullanıyor gibi gösterdiklerini biliyoruz” demiştir.

http://www.hurriyet.com.tr/bylocka-bile-montaj-yapmislar-40247184

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 24 Ekim 2016 tarihli açıklamasında “Bu sistem üzerinden dosya paylaşımı, görsel ve işitsel haberleşme yapılıyor. İlk önce 18 bin kullanıcı tespit ediliyor. Buna birinci ByLock diyoruz. İkincisinde ise 40 bin kullanıcı tespiti var. Ancak 2. ByLock dediğimiz olayda operatörden kaynaklanan bir endişe sebebiyle bu 40 bin rakamı şu anda tekrar gözden geçiriliyor."

http://www.memurlar.net/haber/620050/soylu-40-bin-kisilik-2-bylock-listesinde-operatorden-kaynakli-hatalar-var.html

Akit Gazetesi yazarı Sabri Balaman’ın 15 Ağustos 2017 günü kendi köşesinde yazdığı bylock ile ilgili yazıda “Operatör/TİB/BTK Verileri MİT’in ByLock Teknik Raporun 25. sayfasında 17 Kasım 2014 öncesi erişim loglarının silindiği ifade edilmiştir. Bu sebeple, MİT, operatörlerden/BTK’dan/TİB’den ByLock sunucusunun bulunduğu IP’ye bağlanan IP’lerin bilgisini istedi. TİB’den gelen bilgileri doğru kabul edip 2. ByLock listesini oluşturdu. FETÖ’nün 2. ByLock listelerinde yapmış olduğu kumpas işte MİT’in TİB’den bu verileri istemesiyle başladı. MİT’in, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği ve her iki listenin birleştirilip, renk ayrımının kaldırıldığının, listenin 215 bin kişiden 102 bin kişiye düştüğünün ifade edildiği açıklamada da belirtildiği üzere tüm çalışma operatör verileri esas alınarak yapılmıştır ve çalışmanın doğruluğu operatörlerin vermesi gereken bilgiyi doğru ve noksansız şekilde vermelerine bağlıdır”

Av. Rahmi Ofluoğlu Akit yazarının yazısı üzerine www.adaletbiz.com sitesindeki yorumunda biz avukatlar bir dezenformasyonla karşı karşıyayız diyeceğim ama devletin zirvesinden yapılan açıklamalar, Akit yazarının tespitleri gösteriyor ki; ya hala FETÖ etkili ve FETÖ davalarını yönlendirebilmekte, ya da yargıda bir hata var, olan masum insanlara olmaktadır.

Devletin zirvesinin de kabul ettiği gibi bylock verileri güvenilir değildir. Bylock kullanıcıları ve bylock verileri ile ilgili bütün bu tartışmalara, kuşkulara rağmen yüksek mahkemenin bylocku silahlı terör örgütü suçunun kesin delili olarak kabul etmesi en azından kuşkudan sanık yararlanır evrensel ceza hukuku ilkesinin açık ihlalidir.

Av. Rahmi Ofluoğlu