Önce Ankara’dan uzman çavuşun ağabeyi aradı. Telefonda çaresiz bir ses, imdat ister gibiydi..

“Kardeşime müebbet hapis cezası verdiler, bir şey yapabilir misiniz?”

“Dosyayı görmem lazım, görmeden bir şey diyemem” diyorum.

O;

“Kardeşim suçsuz, ne olur bana bir şey söyleyin, yoksa uyuyamam” diyor.

Konuşma bu minvalde birkaç dakika sürdü. Kardeşinin müebbet hapis cezası aldığını duyunca şok olmuş, yalvarıp yakaran bir ses. Yazılarımı okuyan, sosyal medyada beni takip eden bir yurttaş.

Ben ne dediysem olmadı, adam mutlaka teskin edici bir cevap istiyordu. Ben de adama bir şeyler söylemem gerektiğini düşündüm ve “siz beni biliyorsunuz, elimden geleni yaparım, merak etmeyin” dedim.

Ertesi gün kardeşi uzman çavuş aradı, yıkılmış, tükenmiş, çaresiz bir ses. Ben soruyorum, o cevaplıyor.

-Avukatın yok muydu?

O,

-Yoktu, suçsuz olduğum için avukat tutmadım, baronun avukatı da bir şey yapmamış.

44 yıllık avukatlık yaşamımda bu ve buna benzer şeyleri çok duydum.

Adam ceza almış, ceza kesinleşmiş, gelir bana;

Suçsuzdum, nasılsa beraat ederim diye avukat tutmadım veya avukatım vardı ama icra avukatı imiş, savunamadı beni gibi mazeretleri sıralarlar.

Neymiş bu dava, merak ettim ve internette araştırdım.

AA’nın haberi:

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yapılan toplantı ile kalkışma günü tugayda yaşananlar ve burada darbecilerle çatışan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 4 kişinin şehit edilmesine ilişkin 50'si tutuklu 131 sanığın yargılandığı davada, "anayasayı ihlal" suçundan 18 sanığın ağırlaştırılmış müebbet, 35 sanığın müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.

Görüldüğü gibi dehşet bir olay.

Mahkeme uzman çavuşa önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermiş sonra indirim uygulayarak cezayı müebbet hapse çevirmiş.

Uzman çavuş tutuksuz yargılanmaktadır ve askeri görevine devam etmektedir. Mahkeme hüküm ile birlikte yakalama kararı vermiş.

Uzman çavuş belki suçlu, belki suçsuz.

Bu kadar ağır bir suçla yargılanan kişi davaya karşı nasıl bu kadar lakayt kalabilir, ilginç olan bu.

Belki çevresi tarafından kasıtlı yanıltıldı ve haksız yere suç uzman çavuşa yüklendi, belki bu kadar kritik bir davada görevinden alınmaması ve tutuklanmaması onda bir şey olmaz algısını uyandırdı.

Ne olursa olsun yukarıda verdiğimiz diğer örneklerden de anlaşılacağı gibi Türk insanı mahkemenin ve avukatın ne olduğunu kavramaktan hayli uzak. Bunda elbette avukatların ve yargı sisteminin de önemli bir payı var.

Oysa hakkında soruşturma açılan herkes ta başından beri işi ciddiye almalı ve mutlaka avukat yardımı almalı. Avukatlar dahi bir suçla suçlanınca sorguya avukatla giderler ve mahkemelerde avukatla temsil edilirler. Kural budur, avukat, hakim ne olursanız olun hiç kimse kendini avukatsız savunamaz.

Normal davalarda bize ceza kesinleştikten sonra geliyorlardı, bu davada ise daha İstinaf var, temyiz var..

Konumuz olayda dehşet bir durum var;

Darbe girişimi ve darbeye karşı direnen Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 4 kişinin şehit edilmesi.

 Söylediği gibi suçsuzsa müebbet hapse mahkum olan ve işini kaybeden uzman çavuşun durumu da son derece acıklı..

Av. Rahmi Ofluoğlu

BİZ