Her gün milyonlarca insan toplu taşıma aracı kullanıyor ve balık istifi seyahat ediyor. Adı üstünde toplu olan ve kişisel alana saygının ortadan kalktığı bu ortamlarda birçok kadın tacize uğruyor.

Hemen her kadın, taciz olayıyla karşılaşıyor ya da böyle bir olaya tanık oluyor toplu taşıma araçlarında. Geçen gün şahit olduğumuz bir hadise, mevzuya eğilmemize sebep oluyor. A.K. metrobüste tacize uğruyor ve M.Y.’yi uyarıyor. M.Y. laftan anlamıyor ve tacizini sürdürüyor. Bu sefer A.K. bas bas bağırmaya başlayınca olaya şahit olanlar da M.Y.’yi tutuyor. Hemen polis çağrılıyor ve karakola gidiliyor. İki taraf da ifade veriyor fakat ifadeler aynı kâğıtta. Taraflar birbirinin adını soyadını, adresini, TC numarasını görüyor. A.K. bilgilerinin bu kadar rahat ifşa edilmesinden rahatsız, avukatını çağırıyor. 6 saatlik bir karakol sürecinden sonra M.Y. gözaltına alınıyor. A.K. ise başlayacak olan dava sürecini bekliyor.

Tacize son vermeyi amaçlayan uluslararası bir hareket var. Adı, Canımız Sokakta: Hollaback! Bu hareketin hukuk danışmanı olan avukat Nihan Güneli, toplu taşımalardaki tacizlerde emsal davanın zor bulunacağını ifade ediyor. Zira çoğu kadın tacize uğrasa da ayıplanma, yalnız kalma, laf işitme korkusundan dolayı sesini çıkarmıyor. Ancak Güneli, otobüste tacize uğrayan bir davaya baktığını, tacizcinin 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldığını anlatıyor: “Müvekkilim otobüse bindiğinde 20’li yaşlarda bir delikanlı ellerini onun bacaklarında dolaştırıyor. Müvekkilim tepki veriyor, anında otobüsün kapılarını kapattırıp polisi arıyor. Karakola gidiyorlar ve müvekkilim tacizciden şikâyetçi oluyor. Aylar sonra görülen davada tacizci pişman olduğunu belirten herhangi bir ifade kullanmıyor. Hâkim ona 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi ve 7 gün içinde temyize gidebileceğini söyledi.” Tabii herkes buradaki bayan kadar cesaretli davranamıyor.

Avukat Güneli, tacize uğradığımızda izleyeceğimiz rutin süreçten bahsediyor. Şayet tepki vermiş de sonuç alamamışsak polise şikâyet edilebilir. Polis, hayatın olağan akışında bir kadın gidip boşu boşuna ‘ben tacize uğradım’ diye kendisini ifşa etmez ya da tanımadığı birine durup dururken suç atmaz mantığıyla hareket eder. Karakola gidip ifade veriyorsunuz ve mümkünse tanık gösteriyorsunuz. O an başınıza geleni gören birileri muhakkak vardır. Tanık olmak isteyen kişilerin telefon ve TC kimlik numaralarını almanız gerekir. “Şahitlik ederim” deyip sonradan ortadan kaybolanlar ya da numarasını yanlış verenler olabilir. Güneli, buna da şaşırmıyor. Çünkü kimse böyle bir vakayla uğraşmak istemeyebilir. Karakolda başınıza gelenleri ekleme çıkarma yapmadan anlatıyorsunuz ve süreç başlıyor. İşin maliyeti gözünüzü korkutmasın, barodan avukat talep etme hakkınız var fakat yanınızda bir avukat olması şart değil. Dava avukat olmadan da sürebiliyor. Polise verdiğiniz ifadeyi mahkemede de verirsiniz. Sonrasında kamu davasına dönüşüyor, süreç size bağlı ilerlemiyor. Her duruşmada tacizcinizle yüz yüze gelmiyorsunuz, sadece başınıza gelen olayı birkaç kez anlatmak durumunda kalıyorsunuz. Davanın sonuçlanması 1,5 yılı bulabilir, çünkü mahkemelerin iş yükü ağır. Fakat hiçbir şey sizi yıldırmasın ve tacize sessiz kalmayın.

Tacize uğrarsanız ne yapmalısınız?

Çoğu kadın, toplu taşımada tacize uğradığında ayıplanacağını, destek bulamayacağını düşünüp susuyor. Peki, kadın tacize uğradığında nasıl tepki vermeli? Bağırıp tacizciyi rezil mi etmeli? Ona dirsek mi atmalı? İğne mi batırmalı? Biber gazı mı sıkmalı? Kafasına çanta mı geçirmeli? Uzman Psikolog Yasemin Eyüpoğlu, en doğru tepkinin ‘konuşmak’ olduğunu söylüyor. Örneğin taciz eden kişiye durumun farkında olduğunuzu belli edin ve güçlü bir ses tonuyla söyleyin. “Lütfen, özür dilerim…” gibi ifadeler kullanmak yerine net konuşun. Durumu tartışmayın; soru, tehdit, ayıplama gibi tavırlarına karşılık vermek zorunda değilsiniz. Saldırgan bir tutumla karşılık vermeyin. Çünkü böyle tepkiler tacizcinin öfkeyle mukabele etmesine yol açabilir. Kendinizi haksız pozisyona da düşürebilirsiniz, sakinliğinizi elden bırakmamaya gayret edin ve tacizcinin davranışlarının sonuçlarıyla yüzleşmesini sağlayın.

    Yasemin Eyüpoğlu’na göre toplu taşıma araçları adı üstünde toplu olan ve kişisel alana saygının ortadan kalktığı yolculuklar içeriyor maalesef. Dolayısıyla birbirine yapışık yapılan yolculuklarda sadece kadınlar değil, erkekler de mağdur olabiliyor. Bayanlar için  tacize uğradı mı yoksa hassasiyetleri mi var bazen kestirmek güç. Bir bayanın arkasında kalan ama tacizci olmayan biri de tacizci muamelesi görebiliyor. Ancak tacizden eminseniz hem kendinizi korumak hem de o kişinin sürekli çevresine zarar vermesini engellemek adına tepkinizi ortaya koymalısınız.

 

İETT’de tacizle ilgili çalışma yok

Büyük şehirlerde her gün milyonlarca kişi toplu taşıma aracı kullanıyor. Örneğin İstanbul’da karayolunu kullanan günlük yolcu sayısı 9 milyon 674 bin 384 kişi. Sadece metrobüsler günde 800 bin kişi taşıyor. İETT, yolcuların ihtiyaç ve beklentilerini en iyi şekilde karşılamayı amaçlasa da her gün 10 milyon insanın taşınması ayrı bir mesele. Güvenlik önlemleri adına araçlara ve duraklara kamera konuluyor, güvenlik görevlileri tahsis ediliyor. Fakat İETT’nin, taciz vakaları üzerine başlı başına bir çalışması bulunmuyor. Tacize uğradığınızda güvenlik görevlisine bildirirseniz onlar polise haber veriyor, emniyet talep ederse kamera kayıtları paylaşılıyor.

Tüketiciler Birliği’nin ‘İstanbul’un Toplu Taşıma Sorunları ve Çözüm Önerileri’ adlı raporu bu konuda yerli yerinde önerilerde bulunuyor. Rapora göre mesai saatlerinde sefer sayıları artırılabilir, çift katlı toplu taşıma araçları yaygınlaştırılabilir. Ayakta giden yolcu sayısında bir sınırlama var ancak uyulmuyor. Artırılan sefer sayılarıyla bu sınırlamaya uyulabilir. Özellikle yoğun saatlerde, belli bir periyot ile kadınlara özel araç uygulaması yapılabilir. Örneğin metrobüslerde belli saatlerde, her beş araçtan bir tanesi kadınlara ayrılabilir. Ulaşım kültürünü geliştirmek için kampanyalar düzenlenebilir.

Tacize tanık olduysanız arkanızı dönüp gitmeyin

Toplu taşıma aracında bir tacize şahit oldunuz. Ne yaparsınız? “Bu benim sorunum değil, elimden bir şey gelmez, kimse müdahale etmiyor ki…” şeklindeki bahanelerin arkasına mı saklanırsınız? Avukat Nihan Güneli, “Taciz herkesin sorunu ve müdahale etmek hepinizin görevi.” şeklinde konuşuyor. Onun ifadesiyle, tacize şahit olan kişilerin olaya müdahale etmesi hayatî önem taşıyor. Tacizi görmezden gelmeniz onun şiddetini artırabilirken olaya ses çıkartmak için attığınız her adım tacizi sonlandırabilir. Hatta gelecekte yaşanacak bir taciz olayını engelleyebilir. Taciz bazı çevrelerce normalleştirilmiş olsa da bu, tacizin kabul edilebilir olduğunu göstermez ve ‘Kimse bir şey yapmıyor ki.’ şeklindeki yaklaşımlar, insanın müdahale etmesini engeller. Güneli, “Tacize uğrayan kişileri değil, tacize şahit olan kişileri eğitmek lazım.” diyor ve şahit olduğu halde tacize engel olmayanların vicdanlarında bir problem olduğunu düşünüyor.

Tacize şahit olanların yapabileceklerini şöyle sıralıyor:

 Tacize uğrayan kişiye sorun: “Sizi rahatsız eden biri mi var?” Bu söz, kimsenin olaya dahil olmayacağını sanan tacizcinin, tacizden vazgeçmesi için yeterli olabilir. Kurban soruya olumlu yanıt verir ve tacizci ortamı terk etmeyerek tacize devam ederse, tacizciye durmasını söyleyebilir ya da yardım çağrısında bulunabilirsiniz. (Polis, görevli bir kimse ya da yakındaki diğer insanlardan)

 Eğer sözlü ya da fiziksel olarak tacize uğrayan birini görürseniz, yardıma ihtiyaçları olup olmadığını sorabilirsiniz. “Hayır” cevabını alırsanız, kimsenin alanına zorla girmek istemeyeceğinizden daha fazla üstüne gitmeyin. “Evet” cevabını aldığınız takdirde, yardım etmek için elinizden geleni yapın.

 Bazen tacizci kişi ya da grubu işaret etmek ve onlarla doğrudan konuşmaktansa, tacize uğrayan kişinin tarafında olduğunuzu belli etmeniz tacizciyi yıldırabilir.


http://www.zaman.com.tr/pazar_toplu-tasimada-tacize-dur-de_2268386.html