Özet:

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.02.2006 gün 2005/11-129 Esas, 2006/13 Karar nolu ilamında belirtildiği gibi suç işlenirken kurumsal özelliği bulunan ... İletişim Hizmetleri A.Ş.nin kayıtları ve belgelerinden yararlanıldığı, hatanın tespiti halinde hak edilmeyen telefon konuşma ücretlerinin kurumca hataya düşürülen kişiye ödenmesi gerekeceği, dolayısıyla en azından bu nedenle ... İletişim Hizmetleri A.Ş.nin zarar gördüğü ve mağdur olduğu anlaşılmakla, aynı suçun mağduru konumunda bulanan sanığın kardeşi B.K. ile ... kurumunun dolandırıldığı olayda eylemin tek olması karşısında zarar gören ... kurumunun varlığı nedeniyle diğer mağdura yönelik akrabalık ilişkisi nedeniyle ceza miktarında indirimin söz konusu olamayacağı gözetilmeden sanığın eylemine uyan 158/1-d maddesi gereğince mahkumiyeti gerekirken oluşa uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

 

 

Kanun No:5237   Madde No:158   Fıkra:1

Kavram: nitelikli dolandırıcılık

 

 

T.C.

Yargıtay 15.Ceza Hukuku İçtihatları Dairesi

Esas No:2014/3385

Karar No:2015/461

 

 

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Müşteki vekilinin kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik temyiz istemi bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığına dair kararla sınırlı olarak, yine sanığa atılı dolandırıcılık suçundan doğrudan doğruya zarar gören müşteki Avea İletişim Hizmetleri A.Ş.'nin 5271 sayılı CMK'nın 237. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunduğu cihetiyle katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;

Sanık hakkında açılan özel belgede sahtecilik suçundan zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu  yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların  bu suçta araç olarak kulanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.

 

 

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için,bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma,bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.

Sanığın, kardeşi olan katılana ait kimlik bilgilerini kullanarak düzenlediği 21.08.2010 tarihli abonelik sözleşmesini imzalayıp 507 743 57 87  numaralı Avea hat aldığı, hattı kullanıp borcunu ödemediği, bu şekilde gerçekleşen eyleminin kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu iddia edilen olayda;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.02.2006 gün 2005/11-129 Esas, 2006/13 Karar nolu ilamında belirtildiği gibi suç işlenirken kurumsal özelliği bulunan Avea iletişim hizmetleri A.Ş.nin kayıtları ve belgelerinden yararlanıldığı, hatanın tespiti halinde hak edilmeyen telefon konuşma ücretlerinin kurumca hataya düşürülen kişiye ödenmesi gerekeceği, dolayısıyla en azından bu nedenle Avea İletişim Hizmetleri A.Ş.nin zarar gördüğü ve mağdur olduğu anlaşılmakla, aynı suçun mağduru konumunda bulanan sanığın kardeşi Bekir Kabakçı ile Avea kurumunun dolandırıldığı olayda eylemin tek olması karşısında zarar gören Avea kurumunun varlığı nedeniyle diğer mağdura yönelik akrabalık ilişkisi nedeniyle ceza miktarında indirimin söz konusu olamayacağı gözetilmeden sanığın eylemine uyan 158/1-d maddesi gereğince mahkumiyeti gerekirken oluşa uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, katılan Avea  İletişim Hizmetleri  A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

Başkan

H. EROL

Üye

M. AYDOĞDU

Üye

M. ERDOĞAN

Üye

H. O. KAYA

Üye

G. DURSUN