Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, polis memuru Fatih Yılmaz'ın, Keçiören'de Cem Aygün adlı genci ateş ederek öldürdüğü gerekçesiyle "kasten yaralama sonucunda ölüme neden olmak" suçundan 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmasının gerekçesini açıkladı.

Gerekçede, "Maktülün kaçma dışında sanığa ya da arkadaşına direnmesi söz konusu değildir. Maktül ve arkadaşının nüfus cüzdanları alınmış, GBT sorgulaması sırasında maktulle ilgili her türlü bilgi elde edilmiştir. Takip sonucu maktülün yakalanması mümkün ve silah kullanmayı gerektiren durum yokken, sanığın kaçan maktülü durdurmak için 2 el ateş etmesi, bunun ilkini maktülü hedef alarak yapması karşısında eylemin Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu kapsamında kaldığı öne sürülemez" denildi.

GBT SORGULAMASI YAPILIYORDU

Polis memuru Fatih Yılmaz'ın, Keçiören'de Cem Aygün adlı genci ateş ederek öldürdüğü gerekçesiyle "kasten yaralama sonucunda ölüme neden olmak" suçundan 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmasının gerekçesi açıklandı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında, 30 Ağustos 2012'de Aygün'ün ölümüyle sonuçlanan olaya ilişkin bilgiler, dosyadaki delil ve beyanlar özetlendi. Olay günü sanık Fatih Yılmaz'ın, meslektaşı Olcay Hankulu ile birlikte görev yaparken, ihbar üzerine bir kadını hastaneye götürdükleri, hastane girişinde kadının bir aracı göstererek, kendisine karşı eylemde bulunanların araçta olduğunu söylediği aktarılan kararda, bunun üzerine Yılmaz ve Hankulu'nun, maktul Aygün ile kız arkadaşının nüfus cüzdanlarını aldıkları belirtildi.
Hankulu, GBT sorgulaması yaptırırken, Aygün'ün kaçmaya başladığı bildirilen kararda, Yılmaz ve Hankulu'nun Aygün'ü takip ettikleri, "dur" ihtarına rağmen kaçmaya devam etmesi üzerine Hankulu'nun havaya 2 el ateş ettiği kaydedildi.

"HER TÜRLÜ BİLGİ ELDE EDİLMİŞ, SİLAH KULLANMAYI GEREKTİREN BİR DURUM YOK"

Sanık Fatih Yılmaz'ın da 3 el havaya ateş ettikten sonra, hedef alarak Aygün'ü yaraladığı, ardından da yaralı olan Aygün'e, "ayaklarını hedef alarak" tekrar ateş ettiği aktarılan kararda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Denetimli serbestlik sonucu başka bir suçtan tahliye edilen Cem Aygün hakkında o anda bir yakalama, göz altına alma ya da zorla getirme kararı bulunmamaktadır. Bir suç mağduru kadının o anda soyut beyanı mevcuttur. Maktulun kaçma dışında sanığa ya da arkadaşına direnmesi söz konusu değildir. Maktul ve arkadaşının nüfus cüzdanları alınmış, GBT sorgulaması sırasında maktulle ilgili her türlü bilge elde edilmiştir. Ayrıca, maktulun inip kaçtığı araç ele geçirilmiş olup, bu durumda kaçış istikametine doğru, ilerideki noktalara telsiz irtibatıyla ulaşılıp, maktulun durdurulma imkanı vardır. Takip sonucu maktulun yakalanması mümkünken ve Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun (PVSK) 16. maddesinde belirtilen silah kullanmayı gerektiren bir durum yokken, gündüz saatlerinde sanığın kaçan maktulu durdurmak için 2 el ateş etmesi, yine sanığın kabulüne göre bu ateşin ilkini maktulu hedef alarak yapması karşısında eylemin PVSK kapsamında kaldığı öne sürülemez."
Kararda, sanığın yaralama kastıyla hareket ettiğinin sabit olduğu belirtilerek, sanık Yılmaz'ın, kaçan Aygün'ü yaralama amacıyla, hedef alarak ateş ettiğini kabul ettiğine dikkat çekildi.
Yılmaz'ın, Aygün'ü durdurmak için öldürücü olmayan bölgelerine ateş ettiğini, olay anında gerek kendisi gerekse Aygün hareketli olduğundan, bir kurşunun öldürücü bölgeye tesadüf ettiği kaydedilen kararda, bu nedenle Yılmaz'ın, öldürme kastıyla hareket etmemesine rağmen, yaralama sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle, "kasten yaralama sonucu ölüme sebebiyet vermek" suçunu işlediğinin sabit görüldüğü bildirildi.

http://www.hurriyet.com.tr/ankara/26546494.asp