DENİZ AYHAN

İnsan Hakları Derneği, adam öldürmeye teşebbüs, dolandırıcılık ve hırsızlık gibi adli suçluların da yararlanabildiği ‘’Örtülü OHAL affı’’ ile infaz sistemindeki ayrımcılığın daha da derinleştirildiğini bildirdi.

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan düzenlediği basın toplantısında, 17 Ağustos’ta yayımlanan kararname ile uygulamaya konulan şartlı salıverme uygulamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Darbe girişiminden sonra ise 20 bin civarında tutuklama olması dolayısıyla cezaevlerinde yer açmak için örtülü OHAL affının uygulamaya konulduğunu dile getiren Türkdoğan, iktidarın af kapsamını kendisine göre belirlemesinden kaynaklanan ayrımcılıkların ileride çok büyük problemlere sebep olacağı uyarısında bulundu.

“Mahkumlar arasında ayrımcılık yapılıyor!”

Türkdoğan, örtülü OHAL affı ile adli mahkumlar ile siyasi mahkumların arasında ayrımcılığın derinleştiğini anlattı. Salıverme uygulamasının siyasi mahkumlar, gazeteciler ve insan hakları savunucuları için olumlu bir durum yaratmamasını eleştiren Türkdoğan, ‘’Bu af herkese eşit haklar sunmalı, yoksa toplumun tansiyonu giderek artacak’’ dedi.

Hasta mahkumlara tahliye

15 Temmuz’dan sonra tutuklananlara yer açmak için 926 hasta mahpusun cezaevlerinden sürüldüğünü bildiren Türkdoğan, bunun hastaların tedavisini daha da zorlaştırdığını belirtti. Türkdoğan, sağlık durumu ağır olan 331 kişinin bir an önce tahliye edilmesini istedi.

“İnfazdaki ayrımcılık ortadan kaldırılmalıdır!”

Türkdoğan, önerilerini de şöyle sıraladı:

‘’OHAL Kaldırılmalı, OHAL kapsamında çıkarılan KHK'lar iptal edilmeli, bu KHK'lardaki düzenlemeler TBMM tarafından ele alınmalıdır.

İnfazdaki ayrımcılık ortadan kaldırılmalıdır.

Hasta mahpuslar insani ve hukuki nedenlerle tahliye edilmelidir.

Abdullah Öcalan üzerindeki kesin tecrit kaldırılmalı; ailesi ve avukatlarıyla bir an önce görüştürülmelidir.

Cezaevlerindeki işkence ve kötü muamele iddialarının bağımsız heyetler tarafından yerinde incelenmesine izin verilmelidir.

BM İşkenceye Karşı Sözleşmenin Seçmeli Protokolüne(OPCAT) uygun ulusal önleme mekanizması bir an önce oluşturulmalıdır.’’

Türkdoğan, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin sona erdirilmesini isteyerek, 15 Temmuz’da İmralı adasında hareketlilik yaşandığı açıklamalarına karşın hiçbir ziyaretçinin gönderilmemesinin siyaseten sorumsuzluk olduğunu söyledi.


Kaynak: Birgun.net