İnfaz yasasında, ‘terör örgütü üyeliği’yle ilgili boşluk bulan avukat, 48 ay yatacak müvekkilinin cezasının 30 ay olduğunu ispatladı. Çelik, suç tarihi 2005 olup kararı bu tarihten sonra verilen yargılamaların tümünde infazın beşte iki hesaplanması gerektiğini,

‘Terör örgütü üyeliği’ suçundan mahkûm olan Özgür Sağlam’ın avukatının infaz yasasında keşfettiği boşluk, ‘erken tahliye’ yolu açtı. Uygulama yüzlerce hükümlüyü etkileycek.
Özgür Sağlam, daha 18 yaşındayken, 2000 yılında yasadışı DHKP/C üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanarak, Ümraniye Cezaevi’ne konuldu. O yıl 19 Aralık’ta düzenlenen operasyonda gözünü kaybetti. Sağlam’ın İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı dava 2007’de bitti ve ‘örgüt üyeliği’ savıyla hakkında 6 yıl 3 ay hapse hükmedildi. Sağlam, 2005’te yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 107/4. maddesine göre, cezanın dörtte üçünü yatacak ve Temmuz 2012’de tahliye olacaktı. Bu hesaba göre Sağlam, 48 ayını Kandıra F Tipi Cezaevi’nde geçirecekti.
Sağlam’ın avukatı Several Ballıkaya Çelik, yasalardaki hukuksal boşluğu fark etti. Zira Ceza İnfaz Kanunu’nun 107. maddesinin 4. fıkrası ‘terör örgütü kurma, yönetme ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçları’ düzenliyordu. Oysa Sağlam, bu suçlardan değil, ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla ceza almıştı. Dolayısıyla verilen cezanın yatılması gereken süre, olması gerekenden fazlaydı.
2005’ten önce sanıklar için iki ayrı infaz uygulaması vardı. Siyasi suçlarda Terörle Mücadele Kanunu’nun 17. maddesine göre cezanın dörtte üçü yatılıyordu. 10 yıl hapse hükmedilmişse 7.5 yıl cezaevine kalınıyordu. Adli suçlar için 647 sayılı eski Ceza İnfaz Kanunu’na göre, cezanın beşte ikisi uygulanıyordu. Bu durumda, 10 yıllık bir cezanın dört yılı yatılıyordu.

2005’teki yasa değişikliği
2005’te değişiklik yapıldı. 5275 sayılı yeni Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun ile ikili infaz sistemi son buldu. Artık yalnızca Ceza İnfaz Kanunu’nun 107. maddesine göre infaz hesaplaması yapılacaktı. Bu maddenin 4. fıkrasına göre, ‘terör örgütü kurma, yönetme ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar’ bakımından dörtte üç sistemi getirildi. Fakat yasanın 2. fıkrasına göre, müebbetten az hapse çarptırılmış olanlar için uygulanacak oran, üçte ikiydi. Şu halde dörtte üçlük infaz hesabı, Özgür Sağlam’a uygulanamazdı. Sağlam’ın ceza aldığı suç 2005’ten önce işlendiği için, bu tarihten önce yürürlükte olan mevzat üzerinden hesaplama yapılmalıydı. Fakat o tarihli Terörle Mücadele Kanunu 17. maddesi yürürlükten kaldırıldığı ve aleyhte kullanılamayacağı için, yalnızca eski Ceza İnfaz Kanunu’na göre hesap yapılabilirdi. Şu halde, ancak beşte iki oranında cezaevinde yatabilirdi. Yani yatacağı süre 48 ay değil, 30 ay olmalıydı.
Avukat Çelik bu tezi İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde taşıdı. Heyet de bu itirazı haklı buldu. Özgür Sağlam da kararla aynı gün 5 Mart 2012’de tahliye edildi.

İtiraz eden kazanır
Avukat Çelik, suç tarihi 2005 olup kararı bu tarihten sonra verilen yargılamaların tümünde infazın beşte iki hesaplanması gerektiğini, hükümlüler itiraz ettikleri takdirde erken tahliye olabileceklerini, binlerce mahkûmun daha az süre cezaevinde kalacağını vurguluyor.

Prof. Şen: Karar doğru
Prof. Dr. Ersan Şen de kararın doğru olduğunu, kanun koyucunun ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasına ilişkin yeni Ceza İnfaz Kanunu’nda bir düzenleme yapmadığını, bunun tercih veya unutkanlık olabileceğini söyledi. Şen: “Suç yalnızca üyelikse, bir boşluk var tabii. Suç 2005’ten önce işlenmişse, aleyhte uygulamaya gidilemeyeceği için, beşte ikinin uygulanması doğru. Suç 2005’ten sonra işlenmişse Ceza İnfaz Kanunu 107/2. maddesi tatbik edilecektir. Bu da üçte iki oranındadır.”
gencbaro