MAHKEMEDE MİZAH OLMAZ MI? BEN YAPTIM OLDU!
Ceza Hukukuyla ilgilenen veya meraklı arkadaşların ilgisini çekecek olayı yansıtmak istiyorum.
Savunduğum bir sanık 121 gün tutuklu kaldıktan sonra beraat etti. Yasaya göre, uğradığı her türlü zararın karşılanması için dava açtık. Tazminat Hukuku konusunda uzmanlığı beklenemeyecek olan Ağır Ceza Mahkemesi, uzman bilirkişiyi de iyi seçemedi. Sonuçta benim ve ailesinin Cezaevine gidiş-dönüş giderleri, davacının cezaevinde yatması sırasında ailesinin kendisine vermek zorunda kaldığı harçlıklara ilişkin kanıtlar mahkeme tarafından toplandığı halde, bilirkişi olmaz deyince karar altına alınmadı. Sonuçta kuşa döndürülmüş bir hesap sonucu 5.207,22 TL maddî, 7.500,00 TL manevi tazminata hükmedildi.
Yargıtay, Maddi tazminata konu olacak gün sayısı yanlış belirlendiği için ve ayrıca “Manevi tazminat belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılan suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihi ile tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar ele geçecek parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, hükmedilen miktarın bu ölçülere uymayıp fazla tayin edilmesini” kanuna aykırı bulduğundan kararı bozdu.
Ben de yenilenen yargılamanın ilk oturumunda aşağıdaki dilekçeyi verdim.

KONU : Yargıtay Bozma Kararına karşı diyeceklerimiz.
AÇIKLAMA:
1.) Dava dilekçemizde müvekkil davacının tutuklu kaldığı gün sayısını 121 yerine yanlışlıkla 132 gün olarak yazmıştık. Bizim tek hukukçu olarak yaptığımız bu yanlışlığı Mahkemenizin Sayın Başkan ve üyeleri ile Cumhuriyet Savcısı olmak üzere dört hukukçunun fark edemeyişini takdirinize bırakıyorum. Bilirkişinin yetersiz olduğuna ilişkin itirazımda da haklı olduğum böylece ortaya çıkmıştır. Yargıtay’ın bu konudaki Bozmasına uyulması gerektiğini düşünüyorum.
2.) Manevi Tazminatı fazla tayin ettiğinize ilişkin Bozma konusunda da Yargıtay’ı çok haklı buluyorum. Davacı zaten minibüs şoförlüğü yapan berduşun biridir. 121 gün tutuklu yatsa ne olur, yatmasa ne olur? Takdir ettiğiniz 7.500 TL Manevi Tazminat gerçekten fazladır. Zaten manevi değerlere bağlılığı az olan müvekkilime 7.500 TL yerine 7.497,25 TL manevi tazminat verilmesi daha adil olur diye düşünüyorum.
3.) Sayın Mahkemeniz ne karar verirse versin, tıpkı Davalı Hazine Vekillerinin yapmak zorunda oldukları gibi biz de kararınızı Temyiz ederek hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Avrupa Bakanlar Komitesinin baskısı altında, gecikmeye neden olmadan Hazine ödemeyi hemen yapmıştır. Davacı zaten fazla olmayan parayı alır almaz hemen borçlarına ödeyerek harcamıştır. Şimdi karar bozulup da yeni karar kesinleştiğinde Davacı şu anda işsiz olduğundan ve haczedilecek varlığı bulunmadığından zaten fazla aldığını iade edecek durumda değildir.
4.) Maalesef bu çarpık sistem içinde bir davada hakkın yerine gelmesinin gerçekleşemeyişi, sonuca etkili olmayacak ve adalet mülkün temeli olarak sonsuza kadar sürüp gidecektir.
SONUÇ ve İSTEK : Açıkladığımız nedenlerle ve Temyiz hakkımız saklı kalmak üzere adil bir karar verilebilmesi için Yargıtay Bozma Kararına UYULMASINI dilerim.
Saygılarımla…
Av. Ömer YASA - Davacı Vekili