Hasan Cemal: İktidarın hukuk cinayetleri sürüyor

Gazeteci-Yazar Hasan Cemal mahkemenin verdiği kararın uygulanmamasına tepki gösterdi. İktidarın hukuk cinayetleri işlediğini söyleyen Cemal Twitter'dan şu tepkiyi gösterdi; İktidarın hukuk cinayetleri sürüyor! Sonuncusu, tutuklu meslektaşım Hidayet Karaca ve yine tutuklu 62 emniyet mensubuyla ilgili oyunlar... Hidayet Karaca olayı: Savcı kararı dinlemeyen polisten, mahkeme kararı dinlemeyen savcıya... Ne hukuk devletiyiz, ne de kanun devleti! Yuh olsun, yazıklar olsun Türkiye'de yargı düzenini bu hale getirenlere! "Adaleti ayaklar altına almak isteyenler çıkabilir, tarih bunları bir film şeridi gibi yazacak" diyen Ekrem Dumanlı haklı..."

Kazım Güleçyüz: Darbeciler derhal salıverilir, Karaca için manevra yapılır

Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz, Hidayet Karaca'nın tahliye edilmesine rağmen yapılan hukuksuzlukları eleştirdi. Güleçyüz Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı: Yeni Türkiye'de darbecilikten hüküm giyenler derhal salıverilir, ama Hidayet Karaca'nın tahliyesini engellemek için her tür manevra yapılır.

Hakan Şükür: Mahkeme kararını uygulatmayan, seçim sonuçlarını da tanımaz

Bağımsız İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, mahkemenin bir tutukluyu serbest bırakma kararını uygulatmamak için iktidarın tüm gücünü kullandığını savunurken, "Siz bugün mahkeme kararlarını uygulatmadıysanız yarın seçim sonuçlarını dahi tanımazsınız! Gösterdiniz ki siz hileyi çok iyi bilirmişsiniz" açıklamasında bulundu.

Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık: Yargı  baskı ve tehdit altındadır

Dün geceden beri hukuki hiçbir gerekçesi olmadan hürriyetleri tahdit edilen insanlar derhal salıverilmelidir. Kuvvetler ayrılığı ilkesini yok sayan anayasal güvenceye sahip yargı kararlarının idarece uygulanmamasını hukuki açıdan bir skandal olarak değerlendirmekteyiz. Anayasanın 138. maddesinde tanımlanan ilkelere herkesin uyması gerekir. Yargı an itibariyle çok feci bir baskı ve tehdit altındadır. Temel yasalarda torba yasalar içerisine sıkıştırılmış bir kaç maddelik değişikliklerin hukuk sistemine verdiği zararlar yaşanan bu olaylarla bir kez daha açığa çıkmıştır. Tabii yargıçlık ilkesi ile uyuşmayan ve ceza yargılama sistemimizle uyumlu olmayan Özel Yetkili Sulh Ceza Hakimlikleri derhal kapatılmalıdır.

YARSAV Başkan Yardımcısı Nuh Hüseyin Köse:  Ağır ceza mahkemesi karar verebilir

Altı yılı aşkın süredir Ülkeyi kasıp kavuran 'hukuk katliamı sergisi', bugünlerde Çağlayan ve Ankara Adliyesi'nde çok taraflı olarak sürüyor. Bir yanda yürütmenin 'doğal yargıç ilkesi'ne aykırı atadığı yargıçlar, öte yanda dar bir grubun çıkarları için yargıyı kullananlar. Doğal yargıç ilkesi ihlal edilerek SCM'ler özelleştirdi. Karşı atak olarak kendi grubuna yakın olanı kayırmak için keyfilik yasağı çiğnendi. Sulh Ceza Hakimlerinin toplu olarak reddine karar verip yeni yargıç belirlemek, hsyk yerine geçmek gibi olmuş. Asliye ceza mahkemesi red taleplerini tek tek değerlendirip, tümünü kabul ederse HSYK nin yeni scm yargıçların atamasını beklemeliydi. Yanlışların savaşından, yanlış yöntemlerle savasmaktan doğrular çıkmaz. Asliye ceza mahkemesi kararının yokluğuna scm değil ağır ceza mahkemesi karar verebilir.

CHP'li Atilla Kart: Suç üstüne suç işliyorlar

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, mahkemenin tahliye kararını uygulamayan başsavcılık, Adalet Müfettişleri ve Sulh Ceza Mahkemesi'nin suç işlediğini belirtti. Kart, Twitter üzerinden tahliye kararını değerlendirdi. Kart'ın mesajları şöyle:"Tahliye kararını engelleyen Başsavcılık,Adalet Müfettişleri ve 10. Sulh Ceza Mahkemesi "suç üstüne suç" işliyor. Bu suçlar en üst düzeyde C.Başkanı, Hükümet ve Adalet Balanının "Kanunsuz emir ve talimatlarıyla" gerçekleştirilmektedir."

Meral Akşener: Türkiye'de abuk sabuk hukuk hataları oluyor

MHP aday tanıtım toplantısına katılmak üzere Erzincan'a gelen İstanbul Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkan Vekili Meral Akşener, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve çoğu polisler hakkında dün gece çıkan tahliye kararı ve sonrasında yaşanan süreç hakkında açıklamalarda bulundu. Erzincan'da basın mensupları ile düzenlenen kahvaltı programında bir araya gelen Meral Akşener, şunları ifade etti: "Tahliye kararını hepimiz gibi ben de olumlu ve memnuniyetle karşıladım. Hukuki boyutu ayrı bir konu. Çünkü orada pek çok garabet olduğu iddiaları var ve gerçekten böyle Türkiye'de abuk sabuk hukuk hataları oluyor. Bu bir kenarda durmak üzere, tutukluluk niçindir? Tutukluluk, o zanlının kaçmasına yöneliktir. Uzun zamandır Türkiye'de böyle bir şey yaşanıyor. Kendi kendine gelip ifade veren, kendi kendine gelip hukukun karşısına çıkan emniyete gidip ben buradayım diyen her türlü insanın bu mahkemeler tarafından tutuklanıyor olmasının bir manası yok.

Avukat Celal Ülgen: Vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışan savcı savcı değildir

Avukat Celal Ülgen, "Bağımsız, gerçekleri gören hukuk gözlüğümüzü çıkartıp at gözlüğü takmayız.  Biz gerçekleri söylemeye devam edeceğiz. Gerçekleri söylediğim zaman da siyasetçiler tarafından tepkiler alıyorum. Benim daima hukukçu gözüyle konuşmam lazım. Bu mahkemenin vermiş olduğu tahliye kararını görmemek gibi bir şey olamaz. Mahkeme karar vermiş sen bu mahkeme kararı tanımıyorsun, UYAP'ı durduruyorsun. Böyle bir şey olamaz."

CHP Milletvekili Mehmet Şeker: Türkiye’de hukuk cinayeti işleniyor

CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Hidayet Karaca ve polisler hakkında tahliye kararı çıkmasına rağmen serbest bırakılmamalarına tepki gösterdi. Bu insanların kendileri giderek teslim olduğunu dile getiren CHP'li Şeker, "Türkiye'de hukuk denen bir şey kalmadı. Mahkemeler talimatlarla iş yapıyor. Bir mahkemenin bırakmak istediği kişiyi diğer mahkeme tutmak istiyor. Yahu bu adamlar kendi ayakları ile teslim oldular. Dün geceden beridir resmen hukuk cinayeti işleniyor." dedi.

Taraf Gazetesi yazarı Sezin Öney: Topluca batıyoruz

"Tüm Türkiye'nin yargı sistemi, Sulh Ceza Hakimleri'nin iki dudağı arasında bırakılmıştı. Sonucu da, demokratik düzen olmuyor. Topluca batıyoruz ama siyasi kutuplaşmalar yüzünden, tüm mağdurlar demokratik minimumda buluşamıyor. Nükleer karşıtı eylemler, Avukat Umut Kılıç'ın tutukluluğu, Hidayet Karaca-diğer tutukluların Sulh Ceza vakasına ortaklaşma mümkün değil. Demokratik minimumda birleşmek, kimsenin "tarafında" olmak değil. Doğru düzgün, ezmeden ezilmeden insanca hayatlar sürecek toplum oluşturmak.O kadar çok hukuksuzluk, haksızlık var ki, yetişemiyor, dağılarak, bölünerek topluca eziliyoruz.

Siyaset Bilimci Koray Çalışkan: CB'nin anayasa çiğnediği ülkede normal

Siyaset bilimci Koray Çalışkan da tahliye kararının uygulanmamasına Twitter tepki gösterdi. Çalışkan, "Asliye tahliye diyor. Sulh iptal diyor. Savcı hakime, hakim savcıya, polis ikisine direniyor.

CBnin anayasa çiğneyebildiği ülkede normal.

Ünlü Avukat Arif Ali Cangı: Hukuk güvenliği yargı eliyle yok ediliyor. Yazık

Sosyal medya üzerinden açıklamalarda bulunan Avukat Arif Ali Cangı özetle şöyle konuştu: “Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı gereği Asliye Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararı vermesi bence hukuka uygun. Asıl sorun, intikamcı zihniyette. Hukuk güvenliği yargı eliyle yok ediliyor. Yasada boşluk var. Asıl olan tutuksuz yargılamadır. Yorumun kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına göre yapılması gerekir. Yargının üzerinden bu kadar tepilmemişti. İstanbul 32. Asliye C. Mahkemesi reddedilen Sulh C. Hakimlerinin tutuklama kararlarını kaldırıyor ve tahliye kararı veriyor,Reddedilen Sulh Ceza Hakimi, Asliye Ceza Hakimin tahliye kararını yok sayıyor.  Hukuk güvenliği yargı eliyle yok ediliyor. Yazık 

 

Haluk Özdalga: Türkiye’de hukuk devleti kalmadı

7 Aralık sürecinin ardından AK Parti ile yollarını ayıran milletvekillerinden Haluk Özdalga, İzmir Kitap Fuarı'nda okuyucularıyla bir araya geldi. 'Çoğulcu Toplum ve Demokrasi' isimli son kitabını imzalayan Özdalga, son dönemdeki Türkiye'nin gidişatını değerlendirdi. Haluk Özgalda, Türkiye'de hukuk devletinin kalmadığına dikkat çekti.

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı:Keyfi bir şekilde 'tahliye etmiyorum' diyemezsiniz

Mahkeme manifesto gibi karar vermiş. "Hırsızlar dışarıda, hırsızları yakalayan polisler içeride."  Halkın algısı buydu ve bu algı boşuna oluşmadı. Bugün, bu gece dönüm noktası. Madalyonun öbür yanı da, kararın engellemek için Hadi Bey ve diğer kişilerin kriz masası kurduğu haberleri geliyor. Bunun hukukla uzaktan yakından alakası yok. Krallarının çocuklarının, hırsızların, hırsızlarının çocuklarının, İran'dan gelmiş, Türkiye vatandaşı yapılmış, tonlarca altını olan kişilerin suçun şahsiliğinden bahsediliyor da, devletine hizmet etmiş, yıllarca televizyonculuk yapmış insanın suçsuzluk karinesinden bahsedilmiyor.

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: Mahkeme kararını engelleyen suç işler

İzmir Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Günay, Twitter üzerinden İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin tutuklu polislere yönelik tahliye kararını değerlendirdi. Günay, “Gazeteci Hidayet Karaca ve Yakup Saygılı'nın da aralarında bulunduğu emniyet mensuplarının tahliye kararı, önemli ve iyi bir haber! Mahkemenin verdiği tahliye kararının uygulanması engellenemez; bu uygulamayı savsaklayan yahut geciktiren herkes suç işlemiş olur!” ifadesini kullandı.

Eski Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz: Hakimler kararlara itiraz edemez

Eski Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, tutuklu polislerin tahliye olmasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kişisel twitter hesabından açıklama yapan Zekeriya Öz, “Nöbetçi sulh ceza hakiminin verilmiş kararlara itiraz etme yetkisi yoktur. Zaten bu hakimliklerin kurulması Anayasa ve AİHM'e aykırıdır. Hiçbir hakimin kararlara itiraz etme hakkı kanunda yoktur. Hakimlere itiraz edilir hakim itiraz edemez. Savcılar itiraz edebilir.” dedi.

Nazlı Ilıcak tahliye kararı çıkan hukuk sürecini 7 maddede özetledi

Bugün Gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve emniyet mensupları hakkındaki tahliye kararına kadar olan hukuki süreci 7 maddede özetledi. İşte, Nazlı Ilıcak'ın o tweet'leri; 1) tahliyeler konusunda bilgi vereyim Meseleyi tetkik etmeden ezbere konuşmayın. 2) Avukatlar reddi hakim talebinde bulunuyor sulh ceza hakimliklerinin hepsinin aleyhine.Sulh Ceza hakimi İslam Çiçek,reddi hakim konusunda 3) Hakimlik yetkili değildir, mahkemeye gitmelisiniz diyor.(Sulh Cezalar Hakimlik, mahkeme değil.) 4) Bunun üzerine reddi hakim için nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine başvuruluyor. Bu mahkeme reddi hakim talebini kabul ediyor Ya sonra? 5) Reddi hakim talebi kabul edilince, İstanbul'daki 10 adet Sulh Ceza Hakimliği devre dışı kalıyor Tahliye taleplerini değerlendirmek üzere. 6) Nöbetçi Asliye Ceza, İstanbul'daki bir başka Asliye Cezaya dosyayı gönderiyor. İşte bu mahkeme de tahliye kararını veriyor. 7) Reddi hakim kararını veren 29 Asliye Ceza. Tahliye kararını veren 32 Asliye Ceza

Hidayet Karaca'nın avukatı Doğan Akkurt: Savcı mahkemenin verdiği kararı tanımıyor

Hidayet Karaca'nın avukatı Doğan Akkurt tahliye kararı sonrası önemli açıklamalarda bulundu. Sabaha kadar beklediklerini ancak savcının mahkemenin kararını tanımadığını söyledi. İşte Akkurt'un o açıklamaları: Canlı yayında başımıza gelenleri anlatmaya çalışıyoruz. Polis çirkin şekilde ayaklarımıza vurarak bizi iterek saçma sapan bir durum yaşıyoruz. Bu ilk oluyor. Kaç ismail'i trafodaki kediyi gördük. Kaçan savcıyı görmedik. Telefonla aradık işi en son söyleyeyim gelin görevinizi yapın. Mahkeme karar vermiş bu kararı cezaevine göndermek zorundasınız. Savcı kendi kendine şeylere girdi. En son Orhan Kapıcı işi başsavcıya atmaya kalkıştı. Orhan Kapıcı'yı bulamadık. Garip. Hidayet Karaca'nın avukatı Doğan Akkurt: Savcı mahkemenin verdiği kararı tanımıyor.

Karaca'nın avukatı Avcı: Savcı, kararı yerine getirmeyeceğini söyledi

Çağlayan'daki İstanbul Adliye Sarayı önünde açıklamalarda bulunan Avukat Gültekin Avcı ve Ömer Turanlı, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Karaca ve polisler hakkındaki tahliye kararına ilişkin bilgi verdi. Avukat Gültekin Avcı, savcının kararı uygulamayacağını vurguladı. Avcı, "Çağlayan Adliyesi'nde yine çok ciddi bir şekilde tarihe mal olacak, hukuka ve insanlığa utanç verecek bir hukuk katliamıyla karşı karşıyayız. Savcıya bir türlü anlatamadık. Adeta kekeme olmuş bir şekilde. Bir kaygı ve korku içerisinde. 'Yok ben böyle bir görevi icra edemem, bu konuda işte o hakim hakkında soruşturma açılmış. 'Yani ben başsavcının emrini dinleyeceğim kusura bakmayın. Yani dolaylı yönden ben bu mahkeme kararını yerine getirmeyeceğim.' Oysa savcının takdir ve değerlendirme hakkı yok. Rutin bir şekilde bunu cezaevine göndermeliydi. Ama hukuku bir kez daha prangaya vurdular" dedi.

Avukat Ömer Turanlı: Savcıyı arıyoruz bulamıyoruz

Çağlayan'daki İstanbul Adliye Sarayı dışında açıklamalarda bulunan Avukat Ömer Turanlı, "Hukuk adına tarihi bir gün yaşıyoruz. 32. Asliye Ceza Mahkemesi müvekkillerimizin tahliyesi yönünde karar verdi. Ve tahliye müzakeresini savcı beye gönderdi. Savcı bey odasında yok. Sağır sultan bile duydu. Kalemden savcı beyin telefonunu aldık. Ben kendim aradım. Sayın savcım şu anda bir tahliye kararı var ve bunu siz de biliyorsunuz. Bu kararın uygulanması gerekiyor. Katip bey sizi bulamıyor biz sizi bulamıyoruz. Gösterilen odaların hiçbirinde yok. 'Ben şimdi müsait değil sonra arayın.' dedi. Gecenin saat 02.00'si savcı müsait değil. Böyle bir hukuk böyle bir anlayış yok" açıklamasını yaptı.

Avukat Şen: Tahliye kararı bir saniye bile bekletilemez

Tahliye kararlarının ardından Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın avukatı Abdullah Şen, müvekkilini Silivri Kapalı Cezaevi'nde ziyaret etti. Şen, müvekkilinin tahliye kararını beklediğini söyledi. Tahliye kararlarının geciktirenler hakkında gelecekte tazminat davası açılacağını vurgulayan Şen, "Mahkeme kararını bozmak kimsenin haddi değil. Bu kararı ortadan kaldıran, infazı engelleyecek hiçbir müessese yok." dedi. Tahliye kararının acele işler olduğunun altını çizen Şen, "Bu karar bir saniye bile bekletilmez. Bunun için AİHM kararları vardır. Hangi memur bunda ihmalde bulunmuşsa gelecekte tazminat davası açılır. Şu an fiili bir suç işleniyor." ifadelerini kullandı.

Avukat Fikret Duran: Savcıya baskı yapılıyor

Fikret Duran şunları söyledi, "Nöbetçi savcı görevinin başına geldi. Dosyalar önüne konuldu. Biz Cumhuriyet Savcısı'na mahkeme kararını uygulatmama baskısını olduğu gördük. Telefon geliyor bizi odanın dışına alıyor. Telefon görüşmesinden sonra devam ediyoruz. Savcı mahkeme kararlarını uygulama sonunda sürgün edilme uygulamayarak suç işleme arasında kalıyor. Savcı kararı eline gelen kararı uygulamakla sınırlı görevi var. Savcıya kararı uygulatmamak için baskı yapılıyor. Savcı mahkemenin kararını görmek istiyorum diyor ancak mahkemenin kapısı kilitli yerinde yoklar"



Zaman