KADER MAHKÛMLARI

Pazar günü (07.12.2014) Çağlayan Adliyesi önünde toplanan mahkûm aileleri af talep etti. Mahkûm yakınları af taleplerini sosyal medyada sürekli olarak dile getirmekte, bazen de bu şekilde düzenledikleri mütevazı, barışçı gösterilerle seslerini duyurmaya çalışmaktalar.

Genel Af Talepleri Haklı Mı?

Türkiye sıkça çıkarılan genel aflara aşınadır. Her genel afta mahkûm yakınları sevinirken mağdurlar öfke duymaktadır. Bu nedenlerle genel af kritik bir konudur, siyasi iktidarlar için riskli bir yoldur. Anayasa genel affı ağır bir nisaba bağlamıştır, anayasanın 87. maddesine göre TBMM’si özel veya genel affı 5/3, beşte üç çoğunlukla çıkarabilir.

İnfaz Yasasında Değişikliklerle Durum İdare Ediliyor

Anayasanın af için getirdiği bu ağır nisap nedeniyle iktidarlar sıkça infaz yasasında değişiklikler yaparak örtülü af yoluna gitmektedirler. Bu anlamda yapılan son değişiklik 5275 sayılı yasanın 105/A maddesinde yapılan değişiklikle getirilen 1 yıl denetimli serbestliktir.

 1 yıllık denetimli serbestlikle dolan hapishaneleri bir miktar rahatlatılmıştı ancak aradan iki yıl geçmeden hapishaneler yeniden aşırı dolmuş bulunuyor.

Neden Türkiye’de sık sık genel af ihtiyacı ortaya çıkıyor?

Her toplumda suç işlenir. Suç işlenmesinin sosyo- ekonomik birçok nedeni vardır.  Türkiye’de suç oranlarının bu derece yüksek olmasının, hapishanelerin dolup taşmasının Türkiye’ye özgü nedenleri vardır. Bu nedenleri; iç göç ile büyük şehirlerde oluşan varoşlar, işsizlik, adaletsiz toplum yapısı,  altüst olan toplumsal değerler ve kötü yargılama olarak sıralayabiliriz. Bir diğer önemli neden de sistemdir. Batıda işlenen suçların temel nedeni sistemdir diyebiliriz.

Adil, barışçı bir düzende suç oranları azalacaktır

Dünyada mevcut adaletsiz düzen, servet dağılımındaki büyük uçurum, kapitalist sistemin kar ve parayı esas alan bir düzen olması suçların temel nedenidir. Bir Amerika düşünün bir tarafta ülkelerin servetine eşit serveti olan bireyler diğer yanda yaşamak için ömür boyu çalışmak zorunda kalan emekçiler, işçiler, bir Amerika düşünün dünyanın en büyük silah üreticisi, insan öldürmek için modern silahlar üreten bir ülke, özgürlük yalanları ile Irak’ta 1.5 milyon insanın ölümüne neden olan bir ülke orada insanları suç işlemekten alıkoyacak bir değer yargısı bulabilir misiniz, insan öldürmek üzerine kurulu bir emperyalist kapitalist sistem..

Bize gelince, bir yanda açlık, işsizlik, maden ocaklarında, inşaatlarda büyük ihmaller nedeni ile her yıl ölen binler, büyük sosyal adaletsizlikler, iç göç, altüst olan toplumsal değerler, böyle bir toplumda suç işlenmesine neden aramaya gerek var mı?

KÖTÜ YARGILAMA

Türkiye dünyada kötü yargılamada ikinci sıradadır. Bir de düşünün hükümlerin çok azı AİHM önüne gidiyor, daha çok örgütlü suçlar AİHM önüne gidiyor. Sıradan insanların mahkumiyet kararlarının çok azı AİHM önüne gidiyor.

Türkiye’de kötü yargılama daha çok siyasi suçlarda ve ekonomik suçlarda mevcuttur. Siyasi suçlarda kötü yargılama hâkimlerin yeteri kadar bağımsız ve tarafsız olamayışından kaynaklanırken, ekonomik suçlarda çoğu zaman yeterli bilgi donanımı olmayışından kaynaklanmaktadır.  Şirketlerin nasıl temsil ve ilzam edildiğini yeteri kadar bilmeyen, 213 sayılı VUK'da düzenlenen BA, BS formunun ne olduğunu, şirket bilançolarında aktif veya pasifin ne olduğunu bilmeyen savcı ve hâkimler ekonomik suçlarda yargılama yapmaktadırlar.

Bir sermaye şirketinin nasıl yönetildiğini, yönetimin nasıl seçildiğini, günlük işlerin yasaya göre nasıl yürütüldüğünü, ticari yaşamda uygulamanın nasıl olduğunu bilmeyen bir savcı veya hâkim şirketlerin konu olduğu ekonomik suçlarda failleri nasıl belirleyecek? Uygulamada görüyoruz bazı iddianamelerde bütün yönetim kurulu fail olarak gösteriliyor, bazılarında şirket müdürleri, genel müdürleri sanık oluyor.

Şirketlerin konu olduğu ekonomik suçlarda BA, BS formunun ne olduğu bilinmiyorsa ticari ilişki nasıl saptanacaktır? Denilecek ki bilirkişiler var ama konuyu bilmeyen yargı mensubu bu konuda bilirkişiye baş vurmuyor, vurmaz zaten.

Hiç şüphesiz kötü yargılamanın nedenleri bunlardan ibaret değildir, yazının konusu da bu değildir.

Sonuç olarak toplumsal nedenlerle veya kötü yargılama nedenleri ile Türkiye hapishaneleri sürekli dolup taşmakta, hükümetler hapishaneleri rahatlatmak için sürekli olarak infaz yasasında değişiklikler yapmaktadırlar.

Bu sorunun köklü çözümü adil bir toplum ve köklü bir yargı reformudur. Fakat ilk yapılacak iş mevcut haksızlıkları, hak ihlallerini ortadan kaldırmak için bir genel aftır.

Genel Affı gerektiren bir diğer önemli neden de barış sürecidir. Ne kadar inkâr edilirse edilsin genel af Türkiye için bir zorunluluktur, sorun zamanlamadadır,  mahkûm yakınları canları acıdığı için hemen şimdi genel af diyorlar. İşte bu yüzden mahkûm yakınları sürekli olarak sosyal medyada aktif durumdalar, zaman zaman da seslerini duyurmak için gösteri yapıyorlar. İşte son gösterilerini geçen Pazar (07.12.2004) Çağlayan Adliyesi önünde yaptılar ve bir de bildiri yayınladılar.

İşte o bildiri:


Çağlayan adliyesinde toplanan mahkum yakınların basın açıklamasının konuşma metni

Sayın başbakanımız değerli milletvekillerimiz ve adalet bakanımız; öncelikle belirtmek isteriz ki bizler hiçbir siyasi taraf olmadan burada bulunmaktayız. Amacımız bugüne kadar yasalaşan 4 farklı yargı paketi ile sadece belli bir kesime kısmi-örtülü aflar verilip adli tutuklu-hükümlülerin hep göz ardı edildiğini belirtmektir. Bizler kader mahkumu ve yakınları olarak tükenen hep geri planda kalan ötekileştirilmiş hayatlarımıza sadece son bir şans talep ediyoruz. Defalarca içerde tutsak bulunan canlarımız için indirim talep ettik ancak seslerimiz sizler tarafından duyulmadı. Bugün burada olmamızın sebebi sizlere sesimizi daha gür duyurmak ve adli mahkum yakınlarını da görmenizi istemektir. Bizler her gün içerdeki hasta yakınımız ölecek mi korkusuyla çocuklarımız babam nerde sorusuna gelecek az kaldı yalanlarına ağlayan annelerin evladım diye haykırışlarını pembe hayallerle kandırma avutma çabalarına sizlerin yardımıyla son vermek istiyoruz. Bir hükümlü yakını ne demek kimse bilmez bizi anlayamaz maddi zorluklarımız en yakınlarımız tarafından dışlanmamız yine de son bir ümit ayakta kalma çabamız vardır bizim. Şimdi size soruyorum hangi baba evladından ayrı yaşamak ister hangi ana elleri kelepçeleri oğlunun gözlerine bakıp kahrolmak ister hangi eş hangi kardeş haftanın 1 gününe sığdırılmış ziyaretlerde hasret gidermek ister ? Sizlerde anasınız babasınız eşsiniz evlatsınız sadece bir anlığına kendinizi bizler yerine koymanızı istiyoruz. Bir kerde tarafsız çıkarsız bizlerin duyguları anlaşılsın 2.şans verilsin istiyoruz. Sizler milyonlarca bir kesimi görmezden gelirseniz elbet bunun karşılığı olacaktır sandıkta… Unutmayın her özgür insan bir mahkûm adayıdır… Af istemek bizim anayasal hakkımız herkesin ikinci bir şansa ihtiyacı vardır.

Kader mahkum yakınların hazırladı metin ..

Çağlayan Adliyesi.