İşte beraat eden o askerler :

Albay Abdullah Zafer Arısoy ile Astsubaylar İhsan Çevik, Hüseyin Bakır, Erol Ersan, Selahattin Gözmen, Fikret Coşkun, Altan Dikmen, Oman Çetin, Murat Balkaş, Adil Akça, Uğur Üstek, Duran Ayhan, Levent Maraş, Hakan Öktem, Mustafa Kelleci, Mustafa Aydın, İmdat Solak, Mutlu Kılıçlı, Hakan Yıldırım, Levent Güldoğuş, Musa Farız, Ertan Karagözlü, Arif Bıyıklı, Ahmet Çetin, Hüseyin Durdu, Rifat Gürçam, Embiya Şen, Ali Güngör, İsmail Karaoğlan, Ahmet Yanaral, Erdal Yıldırım, Erdinç Yıldız, Eyüp Aktaş, Murat Bektaşoğlu, Recep Yavuz ve Serhat Dizdaroğlu. Gerekçede ise "Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetine Cebren İskat veya Vazife Görmekten Men Etmeye Teşebbüs ettikleri iddiası ile cezalandırılmaları talep edilmiş ise de sanıkların üzerlerine atılı suçu işledikleri sabit bulunmadığından CMKnin 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine" denildi.

NİLGÜN DOĞAN: MAHKUMİYETİ BİR ONUR MADALYASI GİBİ GÖĞSÜMÜZDE TAŞIYACAĞIZ

İstiklal Caddesi, Odakule önünde, saat 13.00 sıralarında toplanan yaklaşık bin kişi, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz", “Türkiye uyuma orduna sahip çık" “Güçlü ordu güçlü Türkiye", “Hırsızlar mecliste kahramanlar hapiste" sloganları atarak yürüyüşe geçti. Ellerinde, emekli orgeneraller Çetin Doğan, Halil İbrahim Fırtına, Ergin Saygun ve ceza alan diğer askerlerin fotoğraflarını taşıyan grup Fransız Konsolosluğu önünde durdu. Bir süre slogan atan gruba caddeden geçenlerden bazı kişiler alkışlarla destek verdi. Burada basın açıklamasını okuyan İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı, emekli Tuğgeneral Servet Cömert, verilen kararları eleştirerek, “Türkiyemiz her cepheden gelen o hayasız akınla karşı karşıyadır. Günün görevi vatan savunmasıdır. Geleceğimiz bu görevin başarıyla yerine getirilmesine bağlıdır" dedi.

BU CEZALAR TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE VERİLDİ

Basın açıklamasının ardından konuşan emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın eşi Nilgün Doğan, kendilerine destek verenlere teşekkür ederek, “Bu davadan ceza alan 250’si tutuklu 334 kişiye verilen ceza aslında Türkiye Cumhuriyeti'ne verilen cezadır. Atatürk’ün devrimleriyle aydınlattığı ışıl ışıl yollara taş döşüyorlar. Ancak, Atatürkçü fikirler hiçbir zaman hapsedilemeyecek. Onların sadece bedenleri hapsediliyor. Oradaki sanıkların eşleri, çocukları, anaları, babaları, yakınları olarak sonuna kadar onların bu mahkumiyetini bir onur madalyası olarak göğsümüzde taşıyacağız. Onlar aynı zamanda kendi vicdanlarını da müebbete soktular. Kahramanlarımızın çekecekleri cezalar biter ama onlar ölünceye kadar o vicdan azabının altında ezilecekler ve bunun acısını çekecekler. Bizler gücümüzü, içerdeki aydınların, suçsuz kahramanların onurlu duruşundan, dik duruşundan alarak, yasal platformlarda onların haklarını, hukuklarını sonuna kadar arayacağız. Ta ki son kahraman, sivil-asker demeden özgürlüklerine kavuşuncaya kadar, adalet yerini bulana kadar devam edeceğiz. Unutmasınlar ki, adalet bir gün herkese lazım" diye konuştu.

Eylem yapılan konuşmaların ardından olaysız şekilde sona erdi.