Avukat Erdal Doğan, hak savunucuları hakkındaki iddianame için 'Bu iddianame değil, takipsizlik kararı verilmesi için gerekli evrak topluluğudur' dedi
Cumhuriyet savcısı Can Tuncay’ın 11 hak savunucusu hakkında hazırladığı 17 sayfalık iddianameyi değerlendiren Avukat Erdal Doğan,“Suçlama konusu olabilecek hiçbir söz konusu delil ve maddi bir olay yok. Bu iddianame değil, takipsizlik kararı verilmesi için gerekli evrak topluluğudur” dedi. 
İstanbul Büyükada’da gözaltına alındıktan sonra 8’i tutuklanan 10 hak savunucusu hakkındaki iddianame 3 ay sonra hazırlandı. 9 Haziran’da tutuklanan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Taner Kılıç’ın da “şüpheli” sıfatıyla eklendiği iddianamede, 11 hak savunucusunun 15 yıla kadar hapsi isteniyor. Savcı Tuncay, Büyükada’da gözaltına alınan 10 hak savunucuna “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” ve “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamalarını, Taner Kılıç’a ise “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasını yöneltti. 
‘İDDİANAMEDE HİÇBİR DELİL VE MADDİ OLAY YOK’
İddianameye ilişkin Evrensel Gazetesinden Cansu Pişkin'e  konuşan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser’in Avukatı Erdal Doğan,“Öncelikle bu iddianame değil, takipsizlik kararı verilmesi için gerekli bir evrak topluluğu.Suçlama konusu olabilecek hiçbir söz konusu delil ve maddi bir olay yok. Savcılık takipsizlik kararı vermesi gerekirken ve serbest bırakılmaları konusu ile ilgili acil talimat vermesi gerekirken Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk etmiş.Ağır Ceza Mahkemesi’nin de bu dediğimiz hususları acilen görmesi ve kovuşturmaya yer olmadığına karar vererek iddianameyi iade etmesi gerekir ve aynı zamanda şüpheli olarak gözüken tüm hak savunucularının da serbest bırakılmasına acilen karar vermelidir”dedi. 
Avukatların bu yönde itirazları olacağını açıklayan Doğan, “Çünkü tutuklanma,hürriyetin kısıtlanması ötesinde işkence halini almıştır.Aynı zamanda müvekkilim İdil Eser açısından da sağlık nedeniyle ciddi bir yaşam riski oluşturmaktadır artık. Bu işkencenin bir an önce son bulması için de adli makamların harekete geçmesi gerekir. Hükümetin gazetelerinin bir kısmı tarafından ilk başlarda köpürtülen ve linç havası oluşturulan olguların hiçbirinin olmadığı zaten bu iddianamede de çok açık bir şekilde görülmektedir” diye konuştu. 
‘HAK SAVUNUCULARI RİSK ALTINDA’
Savcı Can Tuncay’ın dosyayı “Terörizmin Finansmanı ve Casusluk” yönünden ayırma talebine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Doğan, “Bu konu ile ilgili de bir şey bulamayacaktır. İnsan hakları savunucularının gözaltına alınması, casusluk ve terör finansmanı ile ilgili başlatılan bir köpürtmeydi. Ve bununla ilgili bir soruşturma yok. Halbuki böyle bir iddiayla gözaltına alınan sonra da tutuklanan hak savunucukları ile ilgili somut bir şey olması lazım,onun da olmadığını baştan beri söyledik.Hepsinin kamuoyunda açık,şeffaf, yasal çalışmaları mevcut.Hak savunucuları korunması gereken kişiler. Halbuki bırakın korunmayı, normal bir vatandaş olarak dahi hukuk gözetilmeden kişiler linç edildi ve şu anda tutuklular. Hak savunucuları risk altındalar” dedi. 
‘BİRDEN FAZLA ÖRGÜT ADIYLA ALGI OLUŞTURULUYOR'
Doğan, iddianamede hak savunucularının yardım etmekle suçlandığı örgütlerin “FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP-C” olarak sıralanmasını da “Savcı terör örgütlerini de sevk maddelerini de karıştırmış.Ceza usul yasasının gerektirdiği maddi olaylarla ilişkilendirilebilecek tek bir somut vaka,somut hukuki delil bulunmadan böyle birden fazla örgüt adı sayılarak algı oluşturmaya çalışılmakta. Bu soruşturma, hükümetin bir kısmının ve yandaş basının köpürtmesiyle yapıldı ve onların etkisiyle açıldı. Biz baştan beri bu durumun, savcıları da, hakimleri de, dosyayı da etkilediğini söyledik. Onlar etkilemediğini söylediler ancak bal gibi etkilediği gözüküyor.Çünkü bu konuyla ilgili hiçbir veri,maddi dayanak olmadan hak savunucuları keyfi bir şekilde gözaltına alındı, tutuklandı. Soruşturma evraklarında savcının da linç basını gibi hareket ettiği görüldü” diye eleştirdi.
‘AYNI SUÇ İSNADIYLA BİRDEN FAZLA DAVA AÇILAMAZ’
Savcı Tuncay’ın, Taner Kılıç’ı da “şüpheli” sıfatıyla dosyaya eklemek istemesi yönündeki talebine de itiraz edeceklerini belirten Doğan, “Hak savunucularının gözaltı işleminden 1 ay önce Taner Kılıç ile ilgili de benzer şekilde linç kampanyası yürütülmüştü. Kılıç, İzmir’de tutuklanmış ve İzmir 16. Ceza Mahkemesi’nde hakkında dava açılmıştı. Bir kişi hakkında aynı suç isnadıyla birden fazla dava açılamayacağını her hukukçu bilir. Savcılık makamı bunu bilmesine rağmen, oradaki iddianamenin ifade tutanaklarını ekleyerek benzer bir şekilde buraya iliştirmek istemiş. Kamuoyunda, ‘Burada bir örgüt vardır, bu örgütün içerisinde Taner Kılıç da vardır’ şeklinde bir algı oluşturulmasına devam edilmektedir” dedi. 
‘İDDİA MAKAMI SANIKTAN DELİL ÜRETEMEZ’
Hak savunucularının gözaltı sürecinde cep telefonu şifrelerini polise vermeyeceklerini beyan etmeleri iddianamede, “hayatın olağan akışına aykırı olduğu” ve “örgütsel amaçlarını ortaya koyduğu” şeklinde yorumlandı. Doğan bu iddiaya da itiraz etti ve şöyle konuştu: “Taner Kılıç’ın avukatlarının dosyaya, bilirkişiden telefonuna ByLock yüklenmediği konusuyla ilgili rapor sunduklarını biliyoruz. İddianamedeki hususta da bu verilmiş ama iddianamede Taner Kılıç ile ilgili ‘Anlam veremedik’ gibi bir zihniyet karışıklığı var. Kişilerin aleyhlerine beyanda bulunmama konusu ile ilgili Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu 147. Madde e fıkrası vardır.Kişiler aleyhine beyanda bulunmak zorunda değillerdir. Bu konu ile ilgili özel yaşamlarını veya özel bilgilerini, yazışmalarını sunma zorunluluğu yoktur. Savcılık, iddia makamı suçlama konusu yaptığı kişilerle ilgili delil bulamıyorsa kişiden yani sanıktan delil üretemez. Bu ceza hukukunun ve ceza uygulamasının genel ilkesidir. Sanıktan delile ulaşamazsınız, delilden sanığa ulaşırsınız. Kişiler aleyhlerine bir delil oluşturmak için her şeyi savcılığa sunmak zorunda değildirler. Ayrıca suç olup olmadığını niyet okumayla da belirleyemez savcılık.” Doğan, iddianameye ilişkin itirazlarını bu hafta içerisinde yapacaklarını belirtti. 
  
12.10.2017 09:20:00
Kaynak: Evrensel
https://www.evrensel.net/haber/335011/iddianame-degil-takipsizlik-icin-gerekli-evrak-toplulugu