Bylock

Yargıtay, başlangıçta bylock indirmenin tek başına FETÖ üyeliği için yeterli delil olduğuna karar verilmişti. Süreçte CGNAT kayıtları yoksa suç oluşmaz dendi ve gelinen aşamada CGNAT’ın da yeterli olmadığı, User Name (kullanıcı adı) olmadan bylock FETÖ üyeliğinin delili olmaz denildi ve bylockun FETÖ üyeliği suçunun delili olması için kullanmanın ispatı arandı.

Ayrıca FETÖ silahlı terör örgütü üyeliği ve yöneticiliği için daha önce başlangıç tarihi net değildi. Son alarak adaletbiz.com sitesinde yayımlanan Yargıtay kararında 17/25 Aralık milat olarak kabul edildi.

Kararın ilgili bölümleri

“İzmir Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Adli Bilişim Büro Amirliğinin 16/02/2017 tarihli rapurnda sanığa ait cep telefonunun veri tabanı ve log kayıtlarının soruşturma makamının takdiri doğrultusunda uzman kişiler ve ya bilirkişilerce incelemesi yapılmak üzere "html" ve "pdf" formatlarında veri çıkarımı yapıldığının belirtildiği, bu veriler hakkında soruşturma aşamasında ve kovuşturma aşamasında herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, böylece sanığın cep telefonuna indirip sildiği bildirilen Eagle adlı uygulamayı kullanıp kullanmadığının belirlenmediği,

****************************************************************

“….sanık hakkında 28.02.2017 tarihli duruşmada beyanda bulunan Zerre kod isimli gizli tanığın 17-25 Aralık 2013'ten sonra sanığı katıldıkları sohbetlerde görmediğini beyan ettiği ve bunun dışında telefonunda yalnızca Eagle kurma ve silme kaydının bulunmasının sanığın örgüt üyesi olduğuna dair mahkumiyetini gerektirir yeterli olamayacağı gözetilmeden eylemlerinin sempati seviyesini aşmadığı anlaşılmakla; “

Biz ilk günden beri FETÖ davalarında savunmalarımızı Yargıtay Kriterlerine göre yapmaya özen gösterdik. Aksi bir savunmanın müvekkillere bir yararı olmayacağının bilincindeydik.

Savunmalarda ceza hukukunun temel ilkelerini vurgulamakla beraber daha çok hedef odaklı savunma yapmayı tercih ettik.

Gelinen aşamada Yargıtay FETÖ davaları ile ilgili kabul ettiği kriterlere rağmen hala binlerce kişinin tutuklu olduğu görülmektedir.

Yargıtay nedense bozma kararı ile birlikte tahliye kararı vermekten kaçınmaktadır.

Ağır Ceza Mahkemeleri hala başlangıçta oluşan algının etkisiyle tahliye kararlarını Bölge Adliyelerinin veya Yargıtay’ın vermesini beklemektedir.

Yargıtay’ın bozma ile birlikte tahliye kararı vermemesi bir yere kadar anlaşılabilir. Nihayet Yargıtay bozma kararında dosyadaki eksikleri gerekçe göstermektedir. Belki Bölge Adliyesi Ceza Dairesi veya ağır cezalar bu eksikleri tamamlayacak ve böylece bozma nedeni ortadan kalkacaktır. Aynı gerekçe Bölge Adliyeleri ve Ağır Cezalar için geçerli değildir. Çünkü Yargıtay delil toplamaz, İlk derece ve İstinaf delilleri toplar. İşte bu nedenledir ki eksik delilleri tamamlanamayacağını gören bu mahkemeler derhal sanığın tutukluluğuna son vermek durumundadır.

Kullanıcı adı yoksa, temin edilemiyorsa Yargıtay kararlarına rağmen sadece CGNAT ile tutukluluğun devamı anlaşılır değildir.

Birçok mahkeme bylock delili yanında kişinin örgüt sempatizanı olduğu doğrultusundaki delillerin varlığı nedeniyle cezaya ve tutukluluğun devamına hükmetmektedir. Bu kararlar hukuki dayanaktan yoksundur. İki, üç veya daha çok yanlıştan bir doğru çıkmaz.

Deliller, tek tek ele alındığında;

Sadece CGNAT ile bylocktan verilen hükümleri Yargıtay bozmaktadır,

Sadece sohbetten,

Sadece örgüt liderinin kitaplarını bulundurmaktan,

Sendikadan,

Dernekten v.s. den verilen, hatta bunların bir kaçından verilen kararları Yargıtay bozmaktadır.

O halde bylock ile ilgili CGNAT yanından Yargıtay’ın birçok kararında bozma kararı verdiği başka delillerin varlığı halinde cezaya hükmetmek hukuka aykırı olsa gerek.

Bu noktada, mahkemeyi etkileyecek ve başlangıçta oluşan algının etkisinde kalmadan karar vermesi için mahkemeyi ikna avukata düşmektedir.

Av. Rahmi Ofluoğlu

Biz