Biz FETÖ soruşturmalarında şüphelileri farklı kategorilere ayırarak değerlendirmekteyiz. Şöyle:

1-Darbe hareketine katıldıkları doğrultusunda somut delillere dayalı kuvvetli şüphe bulunanlar, bunlara yazılarımda kısaca darbeci demekteyim.

2-Silahlı örgüt üyeliği ile suçlananlar,

3-Zaman Gazetesi, Sızıntı Dergisine abone olanlar,  hizmet hareketi olarak bilinen oluşuma yardım edenler, Gülen okullarında okuyanlar, dershanelerine gidenler, yurtlarında kalanlar, sohbet toplantılarına katılanlar gibi bir şekilde önceki söylemle Hizmet Hareketi ile ilişkisi olanlar.

Yürütülmekte olan soruşturmaların 2 grup olduğunu görmekteyiz; darbe girişimi ve silahlı örgüt üyeliği şeklinde. Soruşturmalarda açık bir ayırım yapılmamakla birlikte şüphelilere sorulan sorulardan çıkardığımız sonuç şüphelilerin darbe girişimi ve silahlı örgüt ile suçlandığı doğrultusundadır.

Bu durumda kişiler zaman, sızıntı okudukları veya Gülen’in kitaplarını bulundurdukları, hizmet hareketine yardım ettikleri, Gülen okullarında okudukları, dershanelerine gittikleri v.s gibi nedenlerle şüpheli olarak soruşturulmaktadırlar. Oysa burada sayılanlar ve benzeri fiiller silahlı örgüt üyeliği veya anayasal düzene karşı suçların unsurlarını oluşturmaz, bütün bunlar olsa olsa silahlı örgüt üyeliği için şüphe oluştururlar. Şüphe ise bir kişi hakkında ceza içeren bir hüküm oluşturmaya esas olamaz. Ceza hukukunun temel ilkesine göre şüpheden sanık yararlanır(in dubio pro reo).

Olağanüstü durumlarda kişiler sadece şüphe ile ve tedbiren tutuklanabilmektedirler, buna AİHM’in Fransız Letellier kararı cevaz vermektedir.

Bu dönemde şüphe ile ve tedbiren tutuklanan binlerce insan mevcuttur. Masum insanların daha uzun süre tutuklu kalmamaları için savunmanın (avukatların) göstereceği etkili çalışmaların önemli rolü olacaktır.

Şüpheli yakınları bugünden avukat tutmalı ve avukatlara destek vermelidirler. Yukarıda belirttiğimiz ve soruşturmalara göre ikinci, bize göre üçüncü grupta bulunan tutuklu veya adli kontrol ile serbest bırakılanların durumlarının bir an önce aydınlatılması için önce avukatlar üzerindeki sınırlamaların kalkması, savunmanın özgürleşmesi gerekir.

Avukatların savunma görevlerini etkili şekilde yapabilmesi için avukatlar üzerindeki; gizlilik kararı, avukatın müvekkili ile serbestçe görüşmesi, avukat müvekkil ilişkisinin dokunulmazlığı, avukat bürolarının dokunulmazlığı gibi konularda KHK’ler ile getirilen bütün kısıtlanmaların kaldırılması gerekir.

Savunma özgürleşmeden adil bir yargı mümkün değildir.

Özgür bir savunma için tutuklu, adli kontrol ile serbest kalan ve soruşturulmakta olan herkesin ve yakınlarının avukatlara gerekli önemi ve desteği şimdiden vermesi gerekir.  Çünkü savunma olmadan maddi gerçeğin aydınlatılması, masum insanların özgürlüğüne kavuşması nerede ise imkânsızdır.

 Rahmi Ofluoğlu
AVUKAT
EMAİL: [email protected]
GSM   : 549 452 42 01
www.rahmiofluoglu.com
www.rahmiofluoglu.wordpress.com